Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Çalınan Kolye (Medusa'nın İninin devamı)

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Robert Harris
Hades'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Hades'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Robert Harris


Mesaj Sayısı : 1602
Kayıt tarihi : 16/08/10

Çalınan Kolye (Medusa'nın İninin devamı) Empty
MesajKonu: Çalınan Kolye (Medusa'nın İninin devamı)   Çalınan Kolye (Medusa'nın İninin devamı) Icon_minitimeÇarş. Eyl. 22, 2010 8:20 am

24- Styks Irmağı'nda rp yazacaksın.
Mekan: Styks Irmağı
Katılacaklar: Rose & Robyn.




Rose ile Tanrıça Melinoe'nin geçidine doğru ilerlerken, aramızda sonucuna ulaşamadığımız bir dialog geçti.

"Robyn, sence de babanın kolyeyi bulmayı istemesi tuhaf değil mi?" dedi sevgilim.

"Hımm?"

"Yani... kolye Tanrıça Persephone'nin yeraltından çıkabilmesini sağlıyor. Baban, onun burada kalmasını daha çok istemez mi?"

"Doğru! Neden onu hazır kaybolmuşken tekrar bulmak istesin ki?" dedim sonunda durumun garipliğini fark ederek.

"Evet işte... Hem, aranızdaki tüm sorunlara rağmen neden seni seçti bu görev için?"

"Gıcıklıktan başka bir neden olduğunu düşünmemiştim..."

Durumda bizim çözemediğimiz bir tuhaflık vardı ama o sırada karşımızda beliren Styks Nehri ve onun karşı tarafında gördüğümüz manzara üzerine, ikimiz de sustuk. Mağarada sesini duyduğum hain melez, çılgın bir pembe bornozlu kadınla konuşuyordu. Kolyeyi göremiyordum ama elinde olduğundan emindim, gücünü buradan bile hissedebiliyordum. Pembe bornozlu, yoluk saçlı kadın da Hayaletler Tanrıçası'ndan başkası değildi!

Rose ile kararlılıkla birbirimize bakıp ilerlemeye devam ettik. Styks Nehri'ni bir geçebilsek... Sonrası kolaydı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Rose Denise Harris
Poseidon'un Çocuğu
Poseidon'un Çocuğu
Rose Denise Harris


Mesaj Sayısı : 1021
Kayıt tarihi : 17/08/10

Çalınan Kolye (Medusa'nın İninin devamı) Empty
MesajKonu: Geri: Çalınan Kolye (Medusa'nın İninin devamı)   Çalınan Kolye (Medusa'nın İninin devamı) Icon_minitimeÇarş. Eyl. 22, 2010 8:39 am

Kuşkularımı Robyn ile paylaştığım için mutluydum ama ona her geçen saniye karamsarlığın, umutsuzluğun, beni ele geçirdiğinden bahsetmemiştim. Tanrıça Persephone'nin ne şartlarda yaşıyor olduğunu öğrenmiştim ve onun gibi olmamak için tek bir şansım vardı.

Robyn'e fobisine ve tüm diğer zorluklara rağmen yanımda olduğu için minnettardım. Beni böylesine koşulsuz sevmesi, benim için kendi hayatını hiçe sayması hem sevinmeme hem de üzülmeme yol açıyordu. En azından, rolleri değişmiş olsaydık aynılarını benim de onun için yapacağımdan emindim.

Styks Irmağı'na iyice yaklaştığımız zaman, geçmemizin tek yolunun nehri kontrol etmem olduğunu fark ettim. Bu siyah sular, hiç de canavarlar denizindeki kadar kolay kontrol edileceğe benzemiyordu. Dudaklarımı büzüştürdüm ve deneme çalışmalarına başladım.

Bu sırada karşıdakiler bizi fark etmesin diye olabildiğince az gürültü çıkarmaya çalışıyorduk. Robyn kulağıma sessizce,

"Buradan çıktıktan sonra yeni okulumuza gidelim." diye fısıldadı. İçime bir anda umut doldu.

Tüm konsantrasyonumu toplayıp, iki elimi nehir yatağına doğru tuttum ve, ırmağın ortadan ikiye ayrıldığını düşledim. Daha çok, arada kalıp pestil olmamak için insan üstü bir performans sergileyerek demir duvarları ittirmek gibi birşeydi yaptığım. Ama başardım. Nehir isteksizce uyguladığım güç karşısında ikiye ayrıldı.

Robyn'e "Ona fazla hükmedemem, çabuk ol!" diye bağırdım ve koşarak karşı kıyıya ulaşmasını izledim. Sonra, beceremeyeceğimi bile bile, ben de oluşturduğum boşluktan karşıya ulaşmaya çabaladım. Bir sorun vardı: güçsüz düşmüştüm ve artık nehre hükmedemiyordum.

Irmak ayrıldığı yerde muhteşem bir hızla tekrar birleşirken sudan, babamdan, aklıma gelen herkesten, ıslanmamamı sağlamalarını istedim. Sonra kapkara suların arasına batmışken, gerçekten de suyun beni etkilemediğini fark ettim. Tabii buna da çok fazla dayanamazdım.

Hızla kendimi kıyıya doğru çektim, zaten Robyn de endişe içinde elini uzatmış beni beklemekteydi. Akıl sağlığımın yerinde olduğundan emin olmak için bana tuhaf birkaç soru sordu, sonra üzerimize doğru gelen Hayalet Tanrıçası ve hain melezle yüzleşme zamanımızın geldiğini fark ettik.

"İşte başlıyoruz..." diyen Robyn, kılıcı Gölge ile emin adımlarla Tanrıça'nın üzerine ilerlerken, ben kolyeyi tutan meleze yönelmiştim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Robert Harris
Hades'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Hades'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Robert Harris


Mesaj Sayısı : 1602
Kayıt tarihi : 16/08/10

Çalınan Kolye (Medusa'nın İninin devamı) Empty
MesajKonu: Geri: Çalınan Kolye (Medusa'nın İninin devamı)   Çalınan Kolye (Medusa'nın İninin devamı) Icon_minitimeCuma Eyl. 24, 2010 4:39 am

Rose'un iyi olduğundan emin olduktan sonra, elinde bir şarap kadehi bulunan, yoluk saçlı ve pembe bornozlu kadına kılıç çektim ve üzerine doğru yürümeye başladım. Tanrıça ilk başta sadece alayla baktı gözlerime ama sonra içlerindeki kırmızı parıltıları fark etmiş olacak, korkarak geriye doğru birkaç adım attı.

"Sen Hades'in oğlusun!" dedi şaşkınca. "Sizden kaç tane var?!"

Ah, sanırım benden önce Stell veya Hec ile karşılaşmıştı. Yaşadığı travmayı hala atlatamamış olduğu da gayet fark edilirdi. Hain melezi haklamakta olan Rose'a döndü ve "Yoksa sen de Athena'nın kızı mısın?" diye ciyakladı.

Hınzırca gülümsedim, Lucy de yakın zamanda buraya gelmişti anlaşılan. Tanrıça'nın şaşkınlığından faydalanarak, onu alt etmeye çalıştım. Babam Ölüler Tanrısı olduğu için, onun hayaletlerle ilgili güçleri beni pek rahatsız etmiyordu.

"Bu çocuk sana ne verdi?" diye kükredim.

Önce kararsız kalan Melinoe, bir süre düşündükten sonra bornozunun cebindeki kağıdı çıkarıp bana verdi. El yazısı tanıdıktı, Lucy'nin hatıra olarak sakladığı meşhur Em Teyze'nin yazısı!

'Bu çocuğun kapılarından geçerek Hades'in zulmünden kurtulmasına izin ver, Titan Kronos bu hareketini mutlaka ödüllendirecektir. Elindeki kıymetlinin ona en kısa zamanda ulaşması lazım.
M.'


"Demek babama ihanet ettin!" dedim.

Tanrıça kendini savunmaya geçti...

"Ha-hayır! Kesinlikle Tanrı Hades'e ihanet etmedim! Bir gorgonun mektubunu dikkate alacak değilim ya!"

Yalan söylüyordu. Kesinlikle Kronos'un tarafındaydı ve Medusa ile de ittifaktı. Bunu hissedebiliyordum. Ölümsüz olduğu için ona tam olarak zarar veremeyeceğimi biliyordum ama hırsıma ve öfkeme yenik düşerek, üzerine doğru kılıcımı sallamaya başladım. Tanrıça da ciddiyetimi fark edince elindeki şarap kadehinin bir kılıca dönüşmesini sağladı ve düelloya başladık.

Bu esnada, Rose da Styks Nehri yüzünden bitkin düşmüş, karşısındaki melezi alt etmek için son gücünü harcamaktaydı. Kılıç halinde olduğu için saatime bakamadım ama, yarım saat kadar bir vaktimiz kaldığını biliyordum.

"Hadi Rose!" dedim içimden, "Başarabilirsin..."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Rose Denise Harris
Poseidon'un Çocuğu
Poseidon'un Çocuğu
Rose Denise Harris


Mesaj Sayısı : 1021
Kayıt tarihi : 17/08/10

Çalınan Kolye (Medusa'nın İninin devamı) Empty
MesajKonu: Geri: Çalınan Kolye (Medusa'nın İninin devamı)   Çalınan Kolye (Medusa'nın İninin devamı) Icon_minitimePaz Eyl. 26, 2010 8:08 am

Nehre hükmetmek beni çok yormuştu. Karşımdaki melez küçük tanrılardan birinin oğluydu ve benden yaşça küçüktü ama yakın dövüş konusunda usta olduğu kesindi. İlk başta hançerimle ona karşılık vermeye çalıştıysam da, güzeller güzeli silahımın Styks Nehri'ne düşmesine neden olmuştu ve artık tamamen savunmasızdım, tek güvencem hedefinden şaşmayan uçan tekmelerimdi.

Çocuk çok hızlıydı ve sol elinde o hareket ettikçe sallanıp parıltılar saçan kolyenin varlığı beni garip bir şekilde sersemletiyordu. Etrafımızdaki ölülerin de kolyeye aç bakışlar attıklarını gördüm. Yeraltından çıkış bileti, paha biçilemez bir varlık olsa gerekti. Birkaç kez çocuğu nehre düşürmeye yeltendiysem de, kolyenin elinde olduğunu ve çocukla birlikte onun da ırmağı boylayacağını hatırlayıp vaz geçtim.

İlk hedefim, kolyeyi kurtarmaktı. Elimde hiçbir silah olmadan da bunu yapmam zor olacaktı. Robyn'e göre en etkili olan silahımı yani dilimi denemeye karar verdim.

"Sen kimin oğlusun?" diye sordum suratına bir yumruk savururken.

Hamlemden kurtulmayı ve bileğimi tutuk ters çevirmeyi başardığı sırada cevap verdi:

"Ben kampta yaşayan bir melez değilim."

"Ahhhh! Ama se-seni hatırlıyorum! Kampta gö-görmüştüm!" kırılan bileğim yüzünden zor anlar yaşıyordum ve birkaç dakika içinde acıdan konuşamaz hale gelecektim.

"Babam Morpheus benim! En güçlü yanım da savunmadaki başarım! Sizin gibi kendimi sınırlar içine hapsetmeye ihtiyacım olmadığı için oradan ayrıldım."

Morpheus... sanırım şu insanları uyutan Tanrı'dan bahsediyordu. Neden aşırı derecede halsiz hissettiğimi anladım, nehir tek başına beni bu kadar uyuşturamazdı. Neden: karşımdaki melezdi.

"Madem bu kadar iyisin, neden Medusa'nın getir-götür işlerine bakıyorsun?"

Çocuk sinirle bakışlarını gözlerime dikince, iyice uyuştuğumu hissettim ama kendimi toparlayıp dirseğimle göğsüne sertçe vurdum. Üzerime doğru yumruklarını sıkmış gelirken bağırdı:

"Çünkü babam böyle istedi!"

Bu sefer yumruklardan kurtulma sırası bendeydi. Hızla nehre doğru yaklaştım, yaklaştım ve ayaklarım nehrin en kenarına gelecek şekilde durup arkamı döndüm.

"Zavallı, babasından sözünden çıkmayan küçük çocuk!" diyerek kahkaha attım.

Son sürat üzerime doğru gelmeye başladı.

"Tek bir şansım var. Başarmaktan başka lüksüm yok!" dedim içimden.

Çocuk sağ eliyle beni nehre doğru büyük bir kuvvet uygulayarak ittirirken, tüm gücümle sol eline saldırıp kolyeyi aldım ve onu uzağa, Robyn ve Melinoe'nin savaştığı tarafa doğru fırlattım. Sonra Styks Irmağı'na doğru düşüşe geçmişken, elimden kurtulmaya çabalayan melezi de kendimle birlikte aşağı çektim.

Birlikte simsiyah sulara düştük, tek fark ben tüm konsantrasyonumu toplamış, ıslanmamaya odaklanmışken, onun bilinçsizlik diyarına göç ediyor olmasıydı! Şimdi... herşey Robyn'e bağlıydı. Çok az zamanımız kaldığını biliyordum ve sevgilim kısa zamanda Tanrıça'yı yenip kolyeyi kullanmamı sağlamazsa, her günüm yeraltında Medusa ile geçecekti!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Robert Harris
Hades'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Hades'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Robert Harris


Mesaj Sayısı : 1602
Kayıt tarihi : 16/08/10

Çalınan Kolye (Medusa'nın İninin devamı) Empty
MesajKonu: Geri: Çalınan Kolye (Medusa'nın İninin devamı)   Çalınan Kolye (Medusa'nın İninin devamı) Icon_minitimeC.tesi Ekim 02, 2010 8:52 pm

Tanrıça Melinoe kılıç kullanmakta kesinlikle berbattı, kontrolündeki ölüler de beni korkutamıyordu. Tek yaptığı sık sık yer değiştirerek vakit kazanmaya çabalamaktı. Oysa benim hiç vaktim yoktu, Rose'u kurtarmak için sadece dakikalarımız kalmıştı! Onunla aynı monotonlukta savaşmaya devam ederken, birden üzerimizde bir ışık parladı, sonra yıldız kaymasını andırarak yere düştü. Bu, Tanrıça Persephone'nin meşhur kolyesiydi!

Melinoe de ben de atik hareketlerle kolyenin üzerine abandık, başaran ben olmuştum. Sevgilimi kurtaracak olan kolye elimdeydi! Melinoe'ye hamle fırsatı vermemeye gayret ederek arkamı döndüm ve Rose'u aradı gözlerim. Ama ne sevgilim vardı karşımda, ne de az önce dövüştüğü melez. Sadece kabarmış Styks Irmağı...

"Rose!" diye haykırdım tüm gücümle, kendini bırakmamış olması için var gücümle dua ediyordum.

Bu sırada boşluğumdan faydalanmak isteyen Melinoe üzerime doğru bir hamle yaptı, hırsla koluna yapıştım ve kılıcının yere düşmesine neden olurken, kendi kılıcım Dehşet'i boynundan geçirdim!

Tanrıça'nın boynundan oluk oluk altın sarısı tanrı kanı akmaya başladı. Gözleri fal taşı gibi açılmıştı, yere çöktü ve boş boş etrafına bakmaya başladı. Artık bizim için bir tehdit olmadığına kanaat getirerek nehre doğru koştum. Tam suya atlayacakken, arkamda çok iyi tanıdığım o sesin sahibi belirdi...

"Dur!"

Gelen Ölüler ve Yeraltı Tanrısı babam, Hades'ti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Rose Denise Harris
Poseidon'un Çocuğu
Poseidon'un Çocuğu
Rose Denise Harris


Mesaj Sayısı : 1021
Kayıt tarihi : 17/08/10

Çalınan Kolye (Medusa'nın İninin devamı) Empty
MesajKonu: Geri: Çalınan Kolye (Medusa'nın İninin devamı)   Çalınan Kolye (Medusa'nın İninin devamı) Icon_minitimeÇarş. Ekim 27, 2010 8:17 am

Karanlık suların içine gömülmüşken, kendimi boşlukta, huzur dolu hissederken, dudaklarımın gerildiğini hissettim. Yavaş yavaş uyuşuyor, kendimi nehre teslim ediyordum. İşin kötüsü, bunu yapmak bana mutluluk veriyordu ve gülümsüyordum. Sonra, belli belirsiz bir imge gözlerimin önünde canlandı... Robyn. Hala dışarıda bir tanrıça ile benim için savaşmaktaydı. Ben, o benim için mücadele ederken, kendimi bırakamazdım.

Tekrar tüm gücümü toplayarak suya direnmeye başladım. Ben, Poseidon'un kızıydım. Şu anda yeraltında olabilirdim ama, bir nehrin içindeydim ve her ne kadar etrafımda akan sular aksini kanıtlıyor olsa da, su bana güç vermeliydi. Güç... Aniden kampta arenada yaşadığım tuhaf macera aklıma geldi. Devasa bir su yılanının içindeki suyu çekmiştim. Şimdi de, nehirdeki su için bir şeyler yapmaya çalışabilirdim.

Gözlerimi sıkıca yumup kollarımı iki yana açtım ve tüm gücümle çevremdeki suların püskürdüğünü, çevremden uzaklaştığını hayal ettim. Vücudumdaki güç akımını hissettim, benliğimi bir titreme kapladı ve sonra, istediğim oldu. Sanki korkunç bir basınç uyguluyormuşum gibi çevremdeki su kütleleri git gide azaldı, bir dakika kadar sonra gözlerimi açtığımda, küçük bir daire oluşturacak şekilde nehri delmiş olduğumu fark ettim.

Robyn kıyıya çökmüş endişeyle karışık bir şokla beni izliyordu. Arkasında duran ve kaskatı bakışlarıyla beni süzen Tanrı Hades'e aldırmayarak ayağa kalktı ve kıyıya çıkmama yardımcı oldu. Artık güvende olduğumu anladığımda, yere çöktüm. Kolye, hala sevgilimin elinde duruyordu. Kurtulmuştum veya bize verilen süreyi aştığımız için, sonsuza kadar yeraltında yaşamaya mahkum olmuştum... O anda fark etmezdi. Tek istediğim gözlerimi kapatmak ve uyumaktı; saatlerce veya günlerce uyumak!

Gözlerimi kapatmış derin derin nefes alarak uykuya dalmak üzereyken, Robyn'in kulağıma fısıldadığı sözleri duydum: "Başardık Rose! Şimdi uyu ve biraz dinlen... İnanamıyorum! Herşeye rağmen başardık!.." elimden geldiğince belirgin bir şekilde gülümsemeye çalıştım, Robyn ve ben başarmıştık. Tüm vaktimi zombilerle voleybol oynayarak geçirmeme gerek kalmayacaktı, büyük ihtimalle gözlerimi tekrar açtığımda kendimi kampta bulacaktım.

"Başardık..." dedim mutlulukla, bir yandan da aklımdan önümüzdeki beş bin yıl boyunca tekrar yeraltına gelmeyeceğimi geçiriyordum.


Rp bitmiştir! Ve sonunda Çalınan Kolye maceramız da tamamlandı! Smile
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Çalınan Kolye (Medusa'nın İninin devamı)
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Çalınan Kolye (Asphodel Tarlaları'nın devamı)
» Çalınan Kolye (Kano Gölü'nün devamı)
» Çalınan Kolye
» Kolye Peşinde
» Beklenmedik sürpriz, bilinmedik kolye...

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Yeraltı Dünyası :: Styks Irmağı-
Buraya geçin: