Olimpos Rpg Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi. |
|
| Çalınan Kolye (Kano Gölü'nün devamı) | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Robert Harris Hades'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 1602 Kayıt tarihi : 16/08/10
| Konu: Çalınan Kolye (Kano Gölü'nün devamı) Salı Eyl. 21, 2010 8:17 am | |
| 23- Asphodel Tarlaları'nda rp yazacaksın. Mekan: Asphodel Tarlaları Katılacaklar: Rose & Robyn. Babamın zihnimde yankılanan sesinin ardından, sinirle gölge yolculuğu için kendimi hazırladım. Daha önce pek yapmamıştım ama her Hades çocuğu gibi doğamda vardı bu, fazla zorlanmadım. Tüm beynimle Rose'u düşündüm ve gölgelerin beni ona ulaştırmasını sağladım. Gözlerimi açtığımda, kendimi Asphodel Tarlaları'nda buldum. Ellerim titremeye başlamıştı ama kısa zamanda geçeceğini umuyordum. Evet! Doğru bildiniz! Yeraltı Tanrısı'nın oğluydum ve çözemediğim tuhaf bir klostrofobik durum yüzünden, yeraltında fena oluyordum. Ama... Rose için buna seve seve katlanırdım. Sevgilim tarlalarda bir sürü ölünün arasında yere oturmuş, sırtı bana dönük duruyordu. Hemen yanına koştum ve ben de yanına oturdum. "Rose! İyi misin?" dedim telaşla. Bir yandan da üzerimize hücuma geçmiş ruhları kışkışlıyordum. Rose, iyi ve normal görünüyordu ama suskunca boşluğa bakması bana tuhaf gelmişti. Ondan hiçbir cevap alamayınca, tekrar konuştum... "Rose. Neyin var?" Sonra Poseidon kızı kafasını bana doğru çevirdi, ağlamıyordu ama gözleri dolmuştu. Neler olduğunu sanırım anlamıştım ama babamdan daha fazla nefret edebilmem için, bunları onun ağzından duymam gerekiyordu. Konuşmasını bekledim, hayatımın en berbat birkaç saniyesi boyunca... | |
| | | Rose Denise Harris Poseidon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1021 Kayıt tarihi : 17/08/10
| Konu: Geri: Çalınan Kolye (Kano Gölü'nün devamı) Salı Eyl. 21, 2010 8:47 am | |
| "Rose! İyi misin?" Cevap vermedim. "Rose. Neyin var?" İkinci soruşu üzerine kafamı yavaşça ona doğru çevirdim. Zaten bakışlarım herşeyi anlatıyordu, durumu kelimelere dökmenin anlamı yoktu. Ama Robyn, bana sabırsızlıkla bakıyordu, sanki bir an önce konuşmaya başlamazsam, stresten patlayacaktı. "Meyvelerden yedim." dedim gür bir sesle, "Artık sonsuza dek yeraltında yaşayacağım." Durumu böylesine kolay özetleyebilmeme kendim de şaşırmıştım ama kabullenmemek elde değildi. Herkes, yeraltındaki yiyeceklerden yiyen birinin, bir daha buradan çıkamayacağını bilirdi. Hey, tabii ki kendi salaklığımdan yememiştim birkaç tane üzümü! Tanrı Hades beni buna zorlamıştı! Robyn, kaskatı kesilmiş bir halde, gözlerime bakıyordu. İç çektim ve elini tutup sıktım. Titriyordu. Ah, 1,5 yıl sonra ilk kez yeraltına gelmişti, benim için... "Üzülme, burada yaşayabilirim. Ne kadar kötü olabilir ki?" dedim. O sırada bir ruh son hızla üzerime doğru gelmeye başladı ve hançerimi çekip ona sapladım. Bir işe yaramadı. Silahım, Robyn'inki gibi ölülere etki etmiyordu. Az önce dediklerime kendim de inanamıyordum ama Robyn'i inandırıp, Tanrı Hades gelmeden önce buradan gitmesini sağlamalıydım. "Aslında bir şansınız var." Tanrı Hades, tüm ihtişamıyla arkamızda dikilmişti. Ona 'kes sesini' bakışı attım ama karşılığında sadece beynimde korkunç ölüm senaryoları canlandı. Tanrı'nın kor gibi parlayan gözleri isterlerse hiç zorlanmadan beni delirtebilirlerdi. Tanrı Hades bunu kesinlikle isterdi tabii ama şu durumda erkek arkadaşıma ihtiyacı olduğu için, benimle meselesini sonraya ertelemeye karar vermiş gibi, kafasını benden oğluna doğru çevirdi. | |
| | | Robert Harris Hades'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 1602 Kayıt tarihi : 16/08/10
| Konu: Geri: Çalınan Kolye (Kano Gölü'nün devamı) Salı Eyl. 21, 2010 9:20 am | |
| Hüzün içinde Rose'un ölünün tekiyle cebelleşmesini izlerken, beni tekrar hayata döndüren o cümleyi duydum! Söyleyen babamdı ama buna rağmen içimi bir heyecan kapladı! "Aslında bir şansınız var."
Onunla aramızdaki tüm sorunları unutup hızla ayağa fırladım ve arkamı döndüm. "Çabuk söyle!" "Sana da merhaba Robert. Bak, demekki isteyince yeraltına gelebiliyormuşsun." Ellerimin titremesi iyice arttı ama fobimden değil, sinirimden. "SÖYLE DEDİM!" diye gürledim. Hayatımda ilk kez, kendimi tam olarak bir Hades çocuğu olarak hissetmiştim. Sesim Asphodel Tarlaları'nda öyle bir yankılandı ki, tüm ölü ruhlar kaçışmaya başladı. Hatta Rose bile dehşet içinde bana bakıyordu. Babam hiç istifini bozmadan aynı alaycı tonda konuşmasını sürdürdü. "Çok basit. Persephone'nin kolyesini bulursan, Poseidon kızının üzerindeki büyüyü kaldırabilirsin. Bu hakkı Zeus'un zoruyla getirmiştim zamanında. Yalnız, aklında bulunsun: sadece 6 saat için geçerli." Ne? Eğer 6 saat içinde o lanet olasıca kolyeyi bulamazsam, Rose sonsuza kadar buraya mahkum mu olacaktı?! "Kolye neye benziyor?" diye sordum. Artık sesimde sinirden ve stresten eser yoktu. Sadece, her dakikanın önemini kavramıştım ve kaybedecek tek bir saniyem bile yoktu, Hades ile tartışmayacaktım. Rose araya girdi. "Robyn, çok kötü görünüyorsun. Kampa geri dön, Hades'in seni kullanmasına izin verme. Ben... bu yeni hayata alışabilirim." Hayat mı? Ölüler Diyarı'ndaydı! Ona kıroca bir 'sus bakayım' bakışı atıp kolyeyi tarif etmeye başlamış olan babama döndüm. Hades de benim gibi Rose'u kaale almamıştı. "Altından bir kolye, ortasında beyaz bir inci var. Yaklaşık olarak ceviz büyüklüğünde, ışık ve güç saçar. Onu zaten hemen fark edersin... doğa kokar, çimen falan." Rose da ayağa kalkmıştı, biz babamla konuşmaya devam ederken, yanımıza gelip dinlemeye koyuldu... | |
| | | Rose Denise Harris Poseidon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1021 Kayıt tarihi : 17/08/10
| Konu: Geri: Çalınan Kolye (Kano Gölü'nün devamı) Salı Eyl. 21, 2010 9:42 am | |
| "Altından bir kolye, ortasında beyaz bir inci var. Yaklaşık olarak ceviz büyüklüğünde, ışık ve güç saçar. Onu zaten hemen fark edersin... doğa kokar, çimen falan."
Tanrı Hades'in bu sözleri üzerine merakım biraz artmıştı ve yanlarına gidip konuşmaya dahil olmak istedim. Kolyenin öyle kokmasının nedenini bulmaya çalışırken, aklıma Tanrıça Persephone'nin annesinin Demeter ve kendisinin de aynı zamanda Bahar Tanrıçası olduğu geldi. "Peki, nerede olabileceğiyle ilgili hiç fikrin var mı?" Robyn'in Tanrı Hades ile sanki asker arkadaşıymış gibi konuşuyor olması beni şoke etmişti ama o da sonuçta Hades çocuğuydu, saygı ve kibarlık abidesi değildi... Deminki kükreyişinden sonra, ondan ben bile tırsmıştım ve babasının da belli etmese bile etkilendiğini tahmin ediyordum. "Korkarım aldığım son habere göre, Medusa'nın inindeymiş kolye. Çalanın Medusa olduğunu sanmıyorum ama onunla ortaklaşa çalışan biri olabilir." "Lucy birkaç ay önce Medusa'yı öldürmemiş miydi?" diye cıyakladım. Tanrı Hades bana dünyadaki en lüzumsuz varlıkmışım gibi baktı ve "O birkaç ay önceydi." dedi. Bu canavarların asla tam olarak yok olmama durumlarına aşırı derecede sinir oluyordum. Robyn gözlerini kısmış kendince bir plan hazırlamaya çalışırken, Tanrı "Sana görevinde başarılar!" diyerek oğluna 'gözüm üzerinde' işareti yaptı ve ortadan kayboldu. Sonra Robyn bana doğru döndü ve "Çok az vakit var Rose. Sen burada bekle, en kısa zamanda kolyeyi bulup yanına geleceğim." diyerek benden uzaklaşmaya başladı. Arkasından koşturdum, bir yandan da kendimi ifade etmek için bağırıyordum: "Heey, dur 1 dakika! Ben de seninle geliyorum! Birlikte gidiyoruz!..." En sonunda Robyn pes etti ve omuzlarını indirerek, 'eh, ne yapalım?!' dercesine bana baktı. Sonra el ele tutuşup romantik bir şekilde, Medusa'nın inine doğru koşmaya başladık. Gözlerimi devirdim, asla normal bir çift olamayacaktık! *** Buradaki rp bitmiştir! Devamı: Medusa'nın İni başlığında olacak... | |
| | | | Çalınan Kolye (Kano Gölü'nün devamı) | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|