11- Kano Gölü'nde rp yazacaksın.
Mekan: Kano gölü
Katılacaklar: Robyn. (+Rose +Hades)
Diğerlerinden farksız bir günde, Rose ile gölde kano yarışı yaparken, aniden karşımda bir yüz belirdi. Yüz, Ölüler Tanrısı olan babama aitti! Aslında kano gölünde olmadığını biliyordum, sadece yansımasıydı bana bakan. İris mesajı gibiydi...
Şaşkınlık içinde, "B-baba!" diyebilmeyi güç bela başardım.
"Robert, ısrarla yeraltına gelmekten kaçtığını biliyorum ama sana bir görev vereceğim." dedi Tanrı Hades.
"Yeraltına gelmekten kaçtığım falan yok!" cevabını verdim sinirle.
Hades, 'geç bunları' dercesine bir bakış attı ve tekrar konuşmaya başladı.
"Her neyse. Şimdi acilen buraya gelmen gerekiyor. Biri Persephone'nin kolyesini çalmış. Tüm çıkışları kapattığım için hala yeraltında bir yerlerde. Onu bulma görevi de senin."
"Yok, sağol." dedim sinirle. Beni doğduğumdan beri arayıp sormayan babam, şimdi karısının kolyesini aramam için Ölüler Diyarı'na gideceğimi gerçekten düşünüyor muydu acaba?
Hades öfkeyle derin bir nefes aldı.
"Bak." dedi, "İşler böylesine karışık olmasaydı, senden yardım istemezdim. Kolye, Persephone'nin bahar ve yaz aylarını dışarıda geçirebilmesini sağlıyordu. Şimdi o olmazsa, her daim yeraltında kalmak zorunda ve bu da demektir ki-"
Dayanamayıp sözünü kestim.
"Ah, inan bana ne demek olduğu zerre kadar umurumda değil. Hem, illa bir kahraman kullanmak istiyorsan, sevgili kızın küçük cadıyı çağır, koşa koşa gelir."
"Bu Stella için uygun bir görev değil."
Nedenini bir süre düşündükten sonra, gözlerimi kıstım ve artık daha da saydamlaşmış olan babama pis bir bakış attım.
"Çünkü o artık ölümsüz, vaktini böyle lüzumsuz işlere harcamamalı, öyle mi?"
Hades artık gerçekten çileden çıkmıştı. Gözlerinden ateş çıkıyordu ki, cesaretimin kırılmasını önleyerek tekrar konuştum.
"Tamam, bari Hec gitsin. Eminim kardeşim bu görevi seve seve kabul eder. Olmadı Persephone'nin kızı git-"
Bu sefer söz kesme sırası Hades'teydi.
"Pekala, bunu sen istedin. Sonra da Tanrı Hades gaddar ve acımasız dersiniz! Sabır mı bırakıyorsunuz sanki?!"
Babamın sözleri üzerine, saydam görüntüsü tamamen yok oldu. Tam rahatlamak için derin bir nefes alarak Rose'a dönmüştüm ki, etrafında siyah bir duman belirmeye başladığını gördüm. Son hızla yanına ulaşmaya çalıştım ama ortadan kaybolmadan önce bunu başamaradım!
Sonra, kafamın içinde Hades'in sinir bozucu sesi yankılandı:
"Ya derhal yeraltına gelirsin, ya da kız arkadaşını Tartarus'a atarım."
Sinirden yumruklarımı sıkarak, gölge yolculuğu yapmak için kendimi hazırladım. Derhal Rose'u bulacak ve onu kampa geri getirecektim. Persephone'nin kolyesi de beni alakadar etmezdi.
(rpout-devamı Asphodel Tarlaları'nda yazılacak.)