Bugün kendimi dünyanın en büyük sanatçısı gibi hissediyordum (!). Bu sanatsal yoğunluğu içimden atmak için el işleri alanı uygun bir mekandı. Hemen yatağımdan kalktım ve üstüme sanatsal değeri olan bir şeyler giydim. İçeri girdiğimde herkes başka bir işle uğraşıyordu. Satirler, Apollon çocukları ve daha niceleri... Heykel yapmak en iyi seçenekti. Bir parça kil alıp işe koyulmaya başladım. Biraz şu tarafı uzatıp, diğer tarafı kısalttım. Daha sonra ortadan uzun bir kol çıkardım. Sonra şuraya bir göz ve buraya... Gerçekten heykel yapmak sinirlerimi kontrol altına almıştı. Kil elimde yoğrulurken tüm stres gidiyordu. Sonra uzaklaşıp şaheserime baktım. Uçan bir satirin bir sentora dönüşüp, kartalla savaştıktan sonra Hades'le pişti oynamasını anlatan bir anlam karmaşasının ta kendisiydi. Mutlulukla bunu çöpe attım ve burada ayrıldım.