Kulübesinden çıkmış, arenanın yolunu tutmuştu her zamanki gibi. Burada saatlerce antrenman yapmayı seviyordu. Belki de sabahın köründe oraya gidecek benden başka bir deliye daha rastlardı ve düello ederdiler. Bu umutlarının boş olduğunu, bu saatte arenada benden başka kimsenin olamayacağını düşünüyordu. Her ne kadar istemese de haklıydı. Bir süre kılıcı ile mankenler üzerinde çalıştıktan sonra, sıkıldığını fark etti. Kılıcını normal haline getirirken, daha önce hiç gitmediği bir yer olan cirit sahasına gitmeye karar verdi. Yaklaşık beş dakikalık bir yürüyüşün ardından cirit sahasındaydı. Uzun ciritlerden birini aldı eline, ve hızla koşmaya başladı. Beyaz çizgiye gelince ciriti tüm gücümle fırlattı. Orada kimse olmadığı için, rahatlıkla çalışabiliyordu. Üstelik mızrak fırlatmada usta olması, burada da işine yarıyordu. 25 metre! Kesinlikle harika bir skordu ona göre. Üstelik uykulu olduğu düşünülürse. Sarı saçları neşeyle döndüğümde hafifçe kenara savrulmuştu. Yüzünde, nadir görülen bir tebessüm vardı. Kimsenin olmamasının tadını çıkarıyordu ciritleri fırlatarak. Genellikle herkese karşı soğuk davranan kız değildi şimdiki. Gözlerini kırpıştırarak daha ağır başlı bir gülümseme takınmıştı şimdi. Kendisi gibi davranmadığını fark etmek, kendisine gelmesini sağlamıştı. Bir kez daha tüm gücüyle ciriti fırlattığında az önce fırlattığı ciritin mesafesini çok az da olsa kaçırmış olduğunu gördü. Gittikçe yoruluyordu anlaşılan. Sabahın köründe, cirit atmaya çalışmak, zaten pek yaptığı bir şey sayılmazdı. Yine de kulübesine dönmek istemiyordu. Bu kampta yalnız başına kalmak ve eğlenmek çok zordu. Bunu elde etmiş iken bırakmak istemiyordu. Belki, son kez atsa, hiç de fena olmazdı. Yeniden eline aldığı cirite baktı. Koştu ve beyaz çizgiye geldiğinde, tüm gücüyle fırlattı. Cirit, daha doğru düzgün gidemeden, yere düşmüştü. Şu ana kadar attıkları arasında, en kötü skora sahip olandı. O an neler hissediyordu, anlayamamıştı. Öfke mi, hırs mı, utanç mı? Hepsi de olabilirdi tabii. "Harika! O kadar güvenmenin sonu budur işte." dedi dişleri kenetlenmiş bir halde. Öfkesinii kontrol altında tutmalıydı. Tamam, bu sonuncu çok kötüydü ama, sadece bir kere oldu diye, kampı ayağa kaldıracak değildi ya. Buraya yeniden gelecekti, yorgunluğunu atlatmış, dinç ve herkese meydan okuyabilecek şekilde. Esnemesine engel olamadı. Belki de kulübesine dönmesi gerekiyordu artık. Biraz uyuması ve rahatlaması. Yarın yine buraya gelebilirdi. Cirit atma işini sevmişti. Aslında Katherine, hep bir şeyler fırlatmayı severdi. Bu yüzden mızrağı vardı. Cirit sahasından çıkmadan önce, onu görenin olup olmadığına baktı. Herkes uyuyordu. Bu rahatlamasını sağlarken, sessiz ama hızlı adımlarla, kulübesine döndü.