Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Küçük Şeyler

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Pearl Chérie Dior
Amphitrite'nin Çocuğu/Kulübe Lideri
Amphitrite'nin Çocuğu/Kulübe Lideri
Pearl Chérie Dior


Mesaj Sayısı : 315
Kayıt tarihi : 27/04/11

Küçük Şeyler Empty
MesajKonu: Küçük Şeyler   Küçük Şeyler Icon_minitimePtsi Ağus. 01, 2011 4:38 am

Long Island'ın benim üzerimdeki etkileri git gide artıyordu. Buraya neredeyse bağımlı hale gelmeye başlamıştım. Yaşadığım yeni ve gizemli şeyler genellikle burada başıma geliyordu. Nedenini sormayın, ben de bilmiyorum. Benim için kutsal yer gibiydi burası. Aklıma gelmişken bir daha ki gelişimde buraya bir adak adamalıydım. Burası son derece sihirliydi. Başıma gelen olumlu şeyler burada geliyordu. Annemi ilk burada görmüştüm. Küçük bir Tanrıça olan kardeşimi ilk burada görmüştüm. Burada yatıp kalmaya başlayacaktım evet.

Bu kötü bir şey miydi? Hayır, pek sayılmaz. Ki,mi zaman kardeşlerimi de buraya getirirdim ve beraber ateş yakarak kamp yapardık kıyada, gerçi görevliyle epey çekişirdik; ama buna değerdi. Aslında genellikle buraya yalnız başıma gelmeyi tercih ederdim ben. Kendi başıma denizin engin denizlerinde yüzmek son derece harikaydı. Kimi zaman dalardım da denize. Aslında daldığım zamanlarda çok daha fazla güçlendiğimi hissederdim. Yani, evet suda güçleniyordum; ama dibe dalınca kendimi harika hissediyordum.

Bugün ise biraz güneşlenmem gerektiğini fark etmiştim. Tanrı Apollon ise sanki güneşlenmemi istemiyormuş gibi bulutların arkasına kaçmıştı. Kırılmış olan ışınlarla idare edecektik artık. Üzerimdeki bikiniyle boylu boyunca kumsala uzanmıştım. Aslında güneşe, gözlerimden allerjim vardı. Güneş gözlüğü kullanmam gerekirdi hep; bir bakıma iyi de olmuştu Tanrı Apollon'un saklanması. Az güneşle gözlerim daha rahattı.

Gözlerimi kapatmıştım ve denizin dalgalarının kıyıya vurduğunu hissediyordum. O koku burnuma dolarken içimdeki bütün her şeyin yenilendiğini hissediyordum. Hayat buydu yaa. Derinlere iniyordum. Her an için uyuyacağım diye düşünmeye başlamıştım. Çünkü o kadar mayışmıştım ki. Derin denizin sesi kulağımda çınlarken ben yavaş yavaş dalıyordum. Birden bembeyaz bir ışığın gözlerime dolduğunu hissettim. Yavaşça gözümü açtım. Bu sefer yatmıyordum, nasıl yatmıyordum yaaa? Ben demin uyuyordum. Uyuyorsam, o zaman bu bir rüyadır değil mi?

"Bakış açına bağlı, aslında ne olmasını istersen o olur kızım." dedi tanıdık bir ses. Evet, evet bu sesi tanıyordum. Çok iyi bildiğim bir sesti bu. Her gün yatmadan önce kulaklarımda tekrarladığım bir ses. O benim annemdi. Gözlerimi kaldırdım ve çevremize bakındım. Bembeyaz bir yerdeydik, duvarda baloncuk resimleri vardı ve yerde de deniz yıldızı resimleri vardı. Sanki bulutların içine girmişiz havaya baloncuk üflenmiş ve yere de deniz yıldızı atılmış gibiydi.

Gözlerimi kaldırdım ve anneme baktım. İlk karşılaştığımız andan sonra hiç değişmemişti; hala aynı güzellikteydi. Ben bayağı değişmiştim; oysa o aynıydı. Heey önce ben yaşlanacaktım. Öggh, ne berbat bir işti bu. Annemden daha yaşlı görünmek.... Kusacağım şimdi; eh alışmamız gerek sanırım. Bir Tanrıça'nın çocuğu olunca bazı ayrıcalıklara sahip olduğum gibi, bazı kötü yanları da vardı tabii ki.

"Hiç değişmemişsin anne. Seni özlemiştim." diye mırıldandım gülümseyerek. Konuşmam üzerine gülümsedi ve aban baktı. Yanıma geldi, daha önce ona hiç dokunamadığımı fark ettim aniden. Ne kadar acı vericiydi... Anneme bir kere bile dokunamamış olmak... Sanki annem hissettiklerimi anlamış gibiydi, yanıma geldi ve elini yanağıma koydu. İçimden sanki bir şelale akıyordu. Kendimi o kadar iyi hissetmiştim ki. Gözlerimi kaldırdım ve annemin benimkilere benzer gözlerine baktım.

O an için ona sarılmak istiyordum; ama bu kadar ileri gitmem manasızdı. "Beni neden buraya getirdiniz Tanrıçam? Vee aa, şey biz neredeyiz?" diye mırıldandım. Tanrıçanın gözlerinde bir parıldama gördüğümde ben de gülümsedim. "Poseidon'u biliyorsun, onun bu konuda kesin talimatları var; seni götüremem derinlere; ama yine de yaptıklarından sonra seni görmek istedim." dedi. "Yaptıklarım küçük şeylerdi Tanrıçam. Ben sadece doğru olanı yaptım." dedim ve gülümsedim. "O zaman doğru olanı seçtiğin için teşekkür ederim." diye mırıldandı ve birden elinde oluşan şeyi bana uzattı. Ne olduğunu anlamıştım, böyle bir çembere benziyordu. Daha dikkatli baktım; ama yine bir şeye benzetemedim. Tanrıça, elindeki şeyi kaldırdı ve elime verdi. Bu bir taçtı. Üzerinde... Evet inci'ler vardı. İçimi ani bir huzur kapladı. "Bu benim sana küçük de olsa hediyem. Adının Pearl olmasının bir nedeni var kızım." dedi ve gülümsedi. "Ben-ben teşekkür ederim." diyebildim. Tacın görkemi karşısında afallamıştım. Tacı elimden aldı ve konuşarak saçlarımı düzeltti. Birazdan oraya tacı koyacağını hissedebiliyordum. "Bu taç, sen bir tehlikedeyken seni özel bir içgüdüyle uyaracak." dedi ve tacı başımın üzerine yerleştirdi, içime bir huzur dolmuştu. Gözlerimi kaldırdım, tam o anda anlımda Tanrıça'nın dudaklarını hissettim. Onu seviyordum. Gerçekten seviyordum. Dudaklarını çekti ve gülümsedi. Gerçekten mükemmeldi.

Ve sonra aniden ortaya çıkan güneş. Güneş mi? Güneş ne alakaydı böyle bir yerde. Aniden doğruldu. Biraz önce uykuya daldığı yerdeydi. Ne yani bütün bunlar rüya mıydı şimdi? Ama çok gerçekçiydi. Off, dedim ve surat astım. Annemin beni alnımdan öptüğü yere elimi koydum. Sıcacıktı, birden elimi kaldırdım ve başıma götürdüm taç oradaydı. Bütün ışıltısını hissedebiliyordum. Bu bir rüya değildi. Bunun verdiği rahatlıkla kıkır kıkır gülmeye başladım. Mutluydum, hem de çok mutlu...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Küçük Şeyler
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Bir şeyler yapıyorum!
» Bir Şeyler Araklıyoruz.
» Bir Şeyler Fırlatmak
» Gündoğumu'na Bir Şeyler Oluyor
» Trist de bekler bir şeyler.

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Melez Kampı :: Long Island Kıyısı-
Buraya geçin: