Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 İlk Günüm!!

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Rose Denise Harris
Poseidon'un Çocuğu
Poseidon'un Çocuğu
Rose Denise Harris


Mesaj Sayısı : 1021
Kayıt tarihi : 17/08/10

İlk Günüm!! Empty
MesajKonu: İlk Günüm!!   İlk Günüm!! Icon_minitimeÇarş. Ağus. 18, 2010 10:11 am

Uyandığımda, gördüklerimin kötü bir kabustan ibaret olması için dua ediyordum ama gözlerimi açar açmaz karşımda keçi çocuk Samwise'ı gördüm ve umutlarım suya düştü!

"Sam, olanların hepsi gerçek miydi? Yani ben... bir canavar mı öldürdüm? Canavarlar gerçekten var mı?"

Hoş, Sam'in vereceği cevabı tahmin edebiliyordum... Beni şaşırtmadı.

"Evet Rose, ne harika değil mi? Artık monoton bir hayatın olmayacak! Zaten... diğer melezlerden çok daha hareketli bir hayatın olacağı şimdiden belli oldu. O sırada heyecanlanma diye söylemedim Rose ama sen canavarı yok ettiğin sırada, baban seni kızı olarak kabul ettiğinin işaretini gönderdi."

Benim babam... bir Tanrı mıydı yani? Acaba hangisiydi? Mitolojiyi severdim ama tüm Tanrıları ezbere bilecek değilim, aklıma ilk gelen Zeus oldu haliyle, Tanrıların Tanrısı yani. Sonra, yavaş yavaş diğerleri: Hades, Poseidon, Hermes, Hephaistos, Apollon, Ares, Dionysos...

"Çatlatma da söyle satir, kim benim babam?"

"Buna kıyamet alameti mi desem bilmem ki... Daha bir gün önce Zeus'un yeni bir kızı olduğu ortaya çıktı şimdi de Percy'den sonra sen! Üç Büyükler sanki hiçbir zaman anlaşmaya bağlı kalmadılar, hep çocukları oldu ama onları gizlediler gibi. Tabii yeni anlaşmadan sonra bir bir ortaya çıkıyorsunuz..."

Dediklerinin çoğunu anlamamıştım. Üç Büyükler de kimlerdi? Zeus'un kızı, Percy?...

"Yeter artık söyle şu lanet olası ismi!" diye bağırdım.

Bağırmamla korkunç bir şimşek çakması işitmem de bir oldu. Harika, artık argo konuşurken bile Tanrılar rahat vermeyecekti anlaşılan. Nasıl bir yere düşmüştüm böyle ben?

"Tamam... sakin ol. Baban, Üç Büyükler'den biri, Deniz Tanrısı Poseidon."

"Deniz Tanrısı Poseidon? Benim babam? Ciddi misin?"

'Evet' anlamında başını salladı Sam. Nasıl hissetmem gerektiğini bilmiyordum. Mutlu? -Hayır. Memnuniyetsiz? Biraz. Öfkeli? Evet, aradığım kelime buydu. Demek Deniz Tanrısı Poseidon benim babamdı ve bir kez olsun beni görmeye gelmemişti! Onun umurunda olmadığım çok açıktı. Neden sevinecektim ki?

"Sana canavarı öldür diye verdiğim hançeri hatırlıyor musun?"

Hançer yatağımın baş ucunda duruyordu. 'Evet' anlamında başımı salladım.

"Onu sana vermemiz için baban buradaki kamp müdürüne vermiş Rose. İzini bulduğumda senin Poseidon kızı olduğundan neredeyse emindim, o yüzden hançeri buradan aldım. Gerektiğinde sana verebilmek için. Bu sıradan bir silah değil, aynı zamanda su kaynağı. Sadece sen kullanabilirsin, sana özel yapılmış. Daha sen küçük bir bebekken, baban seni düşünüp bunu hazırlamış Rose... Sakın buradaki çoğu melezin düştüğü hataya düşme, baban hep senin yanındaydı ve hep olmaya devam edecek."

Demek ki klasik bir melez sendromu yaşıyordum. En azından dünyada tek olmadığımı bilmek güzeldi.

"Çok gevezelik ettik satir. Artık bana bu kampta nerede kalacağımı göstersen? Odam burası olmayacak herhalde?"

Burası beyaz duvarlı, geniş bir odaydı ve etrafta birçok yatakla tıbbi malzemeler vardı.

"Hayır, burası revir. Sen, Poseidon kulübesinde kalacaksın. Hadi gel, sana göstereyim."

Sonra birlikte kampı geze geze büyük bir alana geldik. Sam bana kısaca hikayeyi anlattı, eskiden 12 büyük Tanrıyı temsilen burada U şeklinde dizilmiş 12 kulübe varmış. Sonra, ağabeyim -bu da ayrı bir şoktu- Percy, küçük tanrıların çocuklarının da burada kalmasını istemiş ve kabul etmişler. Sonuç olarak, artık etrafta birçok kulübe var ama ilk yapılan 12 tanesi, kendilerini yine de belli ediyorlar.

"İşte geldik, Poseidon kulübesi, yani yeni evin burası." dedi Sam.

Yanındaki ihtişamlı yapıya göre benim kulübem ufak bir balıkçı evini andırıyordu ama görür görmez içimi ısıtmıştı. Komşularım ihtişamlı kulübe yani Zeus kulübesi ve Hephaistos kulübesiydi. Tanrılar Tanrısı'nın kampa gelen yeni kızıyla tanışmak için sabırsızlanıyordum. Sonuçta, o benim kuzenimdi ve tıpkı benim gibi melez olduğunu daha yeni öğrenmişti.

Etrafımdaki diğer melezlerin meraklı bakışmalarına aldırmadan, Sam' 'hoşçakal' dedim ve yeni evime girdim. İçerisi harikaydı, sanki bir iç mimar burayı benim zevklerim için özel tasarlamıştı. Duvar kenarındaki yatağın üzerinde birkaç kıyafet vardı ve başucunda garip bir boynuz asılıydı. Sanırım, ağabeyim Percy'nin yeriydi burası. Kendime diğer boş yataklardan en çok hoşuma gideni seçtim ve biraz dinlenmek için uzandım.

Sanırım... yeni hayatıma alışmam uzun sürmeyecekti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
İlk Günüm!!
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» İlk Günüm..
» İlk günüm
» İlk Günüm.
» İlk Günüm
» İlk Günüm

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Melez Kampı :: Kulübeler :: Poseidon Kulübesi-
Buraya geçin: