Uyandığımda kendimi çok enerjik hissediyordum, hemen bir şeyler yapmalıydım sanki. Yatağımdan fırladım ve hemen hazırlanıp kahvaltı yapmadan dışarı çıktım. Bir kaç kişi toplayıp voleybol oynamaya karar verdim. Herkesi topladım ama bir kişi eksikti. Etrafıma bakınırken plajda uzanmış olan Jass'i gördüm. Hemen yanına koştum, aklıma gelen hinlikle gülümsedim. "Başında top sektirerek mi uyandırsam acaba?" Sonra bu kötülüğü ona yapmamaya karar verdim ve "Hey uyansana Jass. tüm gün yatmayı planlamıyorsun herhalde?" dedim büyükonuş kullanarak. Gözlerini ovuşturdu ve bana baktı. "Takımda bir kişilik eksik var. Kendine güveniyorsan beni takip et" "Seni yenmek büyük bir zevk olacak güzellik kraliçesi" Sevdiğim bakışlarımdan birini attım. Sonra da sinsice gülümsedim ve yan yan baktım. Teke tek maç yaparsak daha çok eğleneceğimi düşündüm ve sahadaki herkesi çıkardım. Topu ona attım ve "Başla bakalım, ilk servis senin" dedim. Çok eğleneceğimi biliyordum.
Servisi kullanmasıyla oyun başladı. Hakkını vermem gerekiyordu; çok güçlü bir servisti. Yıllardır voleybol oynuyordum, böyle güçlü servisler atamamıştım. Yine de benim için sorun olmadı. İyi bir manşetle karşılık verdim. Oyun çok heyecanlı geçiyordu. Onu sürekli yormaya çalışıyordum, topu sahanın bir tarafına, bir diğer tarafına atıyordum. Fakat aramızdaki farkı bir türlü açamamıştım. En sonunda çok yorulduğunu anladım. Servis atmadan önce "Pes etme seçeneği var!" diye bağırdım. "O zaman pes et güzellik kraliçesi" dedi. Güldüm ve tek bir servisle oyunu bitirdim. Karşılamaya çalışmadı bile.
"Beni çok yordun, şimdi gidip uyuyacağım" dedi. "Benim için gün yeni başlıyor" dedim gülümseyerek. "Rövanşını alırım ama" dedi. "Hay hay, tekrar yenmek için can atıyorum" dedim.