İnanılmaz sıcak bir hava vardı. Havada tek bir bulut bile yoktu. Zaten sıcak olan havaya yüksek nem de eklenince çekilmez bir hal alıyordu. Böyle boş boş oturmak ile vakit geçmeyecekti. Plaja gitmeye karar verdim. Deniz şortumu altıma geçirdim. Plaja doğru yürümeye başladım. Etraf oldukça kalabalıktı. Kimi denize girip serinlemeye çalışıyor, kimi kumda yatmış güneşleniyordu. Boş ve gölge bir yer seçip oturdum. Dalgaların sesi insanın bütün yorgunluğunu üstünden alıyordu. Biraz kestirmek fena olmaz diye düşündüm kendi kendime.
''Hey uyansana Jass. tüm gün yatmayı planlamıyorsun herhalde? '' Aslında pek uyanmak istemiyordum. Ama konuşan kişi büyükonuş kullanıyordu. Gözlerimi ovuşturdum ve bana seslenen kişiye baktım . En yakın arkadaşlarımdan biri olan Hope idi bu. Elinde bir voleybol topu tutuyor ve beni süzüyordu. Son derece tehtitkar bakışlardı bunlar. '' Takımda bir kişilik eksik var. Kendine güveniyorsan beni takip et '' dedi Hope '' Seni yenmek büyük bir zevk olacak güzellik kraliçesi '' diye karşılık verdim. Elinden geleni ardına koyma diyordu adeta bakışlarıyla. Sahanın yanına gittik. Hope işi büyüttü. Büyükonuş kullanarak herkesi sahadan çıkarttı ve topu bana fırlattı ve '' Başla bakalım. İlk servis senin '' dedi. Hope'nin bakışlarından şu ana kadar çıktığım en zorlu mücadelelerden biri olacağını anlaya biliyordum. Servisi kullanmak için çizgiye yürümeye başladım