Akşam yemeği henüz yeni yenmişti. Herkes oturmuş muhabbet ediyordu. Biraz talim yapmak için uygun bir zamandı. Fark ettirmeden masadan kalktım ve Arena'ya doğru yürüdüm. Arena oldukça güzel hazırlanmıştı. Soldan sağa bir sürü kukla duruyordu. Soldan sağa gidildikçe Kuklaların yapıldığı malzeme değişiyor, yavaş yavaş sertleşiyordu. Etrafa baktım. Kimseler yoktu. Sol elimi havaya kaldırdım ve '' Uyan Zırh Deşen!'' diye bağırdım. Kılıcım elimde belirdi. Kılıcın elime temas etmesi ile babamın kas gücünün bir kısmı bana aktartı. Kılıç hiç bir melezin kaldıramayacağı kadar ağırdır. Normal şartlarda bende kaldıramam onu. Ama kabzası elime değer değmez babam Vectum'un kas gücünün bir kısmı bana geçiyor ve buda bana büyük bir avantaj sağlıyordu. En soldaki kuklanın yanına gittim. Kılıcımı oldukça yumuşak bir şekilde savurdum. Kukla param parça olmuştu. Bir diğeri, bir diğeri derken 6 kukla biçmiştim. Ve giderek daha da zorlaşıyordu kuklaları bölmek. 7. kuklada biraz zorlandım. Kılıcın ağırlığı bir süre sonra beni bile oldukça yoruyordu. Bir iki saniye soluklanmak için durdum. Bir kez daha vurdum kuklaya ama bir işe yaramadı. 6. Lejyon liderinin bir kuklaya yenilecek hali yoktu. Geriye çekildim ve bütün hırsım ile kılıcı kuklaya savurdum. Demir zırh giymiş kukla üstündeki zırhla beraber param parça olmuştu. Silahım adına yakıştığını ispat ediyordu. Son bir kukla kalmıştı. Bir iki kez yavaşça vurdum. İnanılmaz bir sertlikte idi. Normal bir vuruşum ile bu kuklaya sadece zarar verebilirdim. Ama zarar vermek bana yetmiyordu. Bu kuklayıda param parça edicektim. Roma'da çok yaptığım bir şey geldi aklıma. Biraz ateş kullanma zamanı gelmişti. Geriye çekildim. Kılıcım tuttuğum elimin yandığını hayal ettim. Evet kılıcı tutan elim alev almıştı. Şimdi işin zor kısmına geçiyorduk. Uzun zamandır denemiyordum bunu. Tüm konsantrasyonumu elimdeki alevin kılıca geçmesine odakladım. Bir ara kendimi kaybedecek gibi oldum ama yenik düşmedim. Ne kadar zorlansamda istediğim olmuştu. Zırh Deşen alev alev yanıyordu. Ve artık eskisinden kat kat güçlüydü. Bütün gücümle kuklaya hücum ettim. İlk vuruşum da kuklanın karnını deldim. Ardından kılıcı çekip yapabildiğim en sert vuruş ile zırhına saldırdım. Kukla param parça olmuştu. Kılıçtaki alev yavaş yavaş sönmeye başladı. Nefes düzenimin yerini bulması yarım dakika aldı. Alevi kılıç ile birleştirirken çok güç harcıyordum. Kılıcın kaybolmasını istedim. Babamın yanındaki yerine geri döndü kılıç. Bende kulübeme doğru yürümeye başladım.