Bu gün David'i ziyarete gidecektim. Biraz şarap getirmem uygun olurdu. Yorgun argın kalkıp yüzümü yıkadım. Bir fıçı şarap yeterli olurdu. Nede olsa misafirliğe gidiyordum. Elim boş olmazdı. Umarım şarap severler. Yatağımın önünde duran şarap fıçılarından en güzelini seçtim ve kapıya yöneldim tam kapıdan giderken büyük kardeşim Kevin meraklı bir ifade ile sordu " Hey Eryx nereye ? " biraz duraksadım ve cevap verdim " Hiç. Normal bir gün , normal bir öğlen ve normal bir arkadaş ziyareti. " Kevin bu komik cevabıma güldükten sonra odasına geri çekildi.
Dışarı çıkıp Hypnos kulübesini aradım. Bizimkinin iki kulübe yanındaydı. Kapıdaki iskeletler ve çevresindeki alevler ile tüm ihtişamı ile karşımda duran üç büyüklerden biri olan ayrıca büyük amcam olan Hades kulübesini , Gök kuşağı ve İris mesajlarının efendisi Tanrıça İris'in kulübesini geçtikten sonra pek uykucu Hypnos kulübesine geldim. Kapıyı yüksek sesle çaldım. Umarım uyanırlar da kapıda kalmam...