Sıkıcı günlerden biriydi.Tüm kardeşlerim çıkmış,kulübe de ben ve Claire kalmıştık.Oturuyor,konuşuyordum.Gerçekten bunalmıştım. "Ben hava alacağım." dedim,Claire'ye.Kafasını salladı.Uyuşukluk içinde kapıya ilerledim.Kapıyı tam açtığımda karşımda Ryan'ı gördüm.Gülümsedim.Ryan ile Medusa'yı ziyarete gittiğimizden beri hiç maceraya atılmamıştım.Atılmanın tam zamanı olabilirdi.Ryan'ın sesi ile irkildim. "Biraz yürüyelim mi? Ne dersin?" Kafamı salladım.Başka ne yapacaktık ki? Zaten çok sıkıcıydı.Güneş,insanı daha çok bunaltıyordu.Macera,macera.Birden aklıma hiç gitmiş olmadığım K.K Kaplıcaları gelmişti. "Buldum!" diye bağırarak ani bir şekilde zıpladım.Her zaman benim aklıma geliyordu. "Ne buldun? Nereye gidiyoruz?" diye sordu Ryan merakla.Ona cevap vermedim.Heyecan olmasını istiyordum.Tıpkı diğer maceramız da yaptığımız gibi.Son moda saatime baktım. '' Tam 1 saat sonra amfitiyatroda buluşalım. Sakın bir afrodit kızını bekletme'' diye uyardım onu ve arkama bakmadan kulübeme doğru koşmaya başladım.Geldiğimde hızla kapıyı açtım.Claire dalmış olmalı ki ani hareketimle birlikte zıplaması bir olmuştu.Kızgın bakışlarını bana çevirdi.Ona bakmamaya çalışarak odama gittim.İyi süslenip,çantamı gerekli malzemelerle doldurduktan sonra -çoğu makyaj malzemesi- hazırdım.Koşarak kapıdan çıktım.Tabii çıkarken Claire'ye el sallamayı da unutmamıştım.Hızla amfitiyatroya gittim.Ryan daha gelmemişti.Tanrı aşkına! Ne işi olabilirdi ki? Birden rimelimi masanın üstünde unuttuğumu farkettim.Yanımda başka olmasını umut ederek çantamı karıştırmaya başladım.Rimel önemliydi! ''İyi bak. Makyaj malzemelerini unutmuş olma. '' Bu Ryan'ın sesiydi.Güldüm.Doğru tahmin etmişti.Zaten ne arıyor olabilirdim ki? '' Ee artık nereye gidceğimizi söylecek misin ? '' Diye sordu Ryan meraklı ve bir o kadar da sabırsız bir sesle.Artık öğrenmesi lazımdı.Gözleri kapalı götüremezdim ya.'' Canavarlar denizine gidiyoruz. Kaplıcalara! '' Dedim heyecanla.Ryan'ın birşey sormasını engelleyerek pegasuslarımı ıslık çalarak çağırdım.Evet,evde bu iş için pratik yapmıştım.Ayrıca Ryan'ın birşey sormasını istemiyordum çünkü bende birşey bilmiyordum,hiç gitmemiştim sadece arkadaşlarımdan duymuştum,çok olmasa da.Pegasuslarımız gelince hemen Missy'in üstüne oturdum.Ryan ise durgun bir şekilde Kar Tanesine binmişti.Tabii hiç bilmediği bir yere gidiyordu,bende öyle.Ancak ben duygularımı kontrol etmekte ustardım. Hafif hafif uçmaya başladık.Kısa süre sonra gökyüzünde Melez Kampı'nı gökten izliyorduk.Kulübeler sıra sıra dizilmiş noktalar gibi gözüküyordu.Ryan ise konuşmuyor,sadece etrafa bakıyordu.Biz herşeyden kurtulmuştuk.Bundan mı korkacaktık? Medusa az kalsın bizi taşa çevirecekti ama yine de şansın bize yardımı dokunmuş,Medusa'dan kurtulmuştuk.Ayrıca şuan yanıma annemin verdiği tokayı da takmıştım.Zaten hiç çıkarmıyordum. "Geldik." dedim,umut vermeye çalışan bir sesle.Tabii başarılı olduğum söylenemezdi.Umut vermek benim iyi olduğum bir konu değildi.Konu makyajsa,ustasıydım ben.Ryan etrafa baktı.Daha sonra uygun yere pegasuslarımızı indirdik.Ayağa kalktım ve Missy'i sevip,cebimdeki son naneli şekeri verdikten sonra Ryan ile habersiz ve korku içinde yürümeye başladık...