Ah şu su nemfleri yok muydu... En olmaz zamanlarda ortaya çıkıyorlardı hep! Anna'yı yatıştırmak için "Takma, hepimiz asıl çirkin şeylerin onlar olduğunu biliyoruz. Sen Güzellik Tanrıçası'nın kızısın." dedim karşılık verilmesine açık olmayan bir ses tonuyla. Anna da sözlerim üzerine güzel olduğuna kanaat getirdi ve biraz sakinleşti. Yine de ellerini sımsıkı yumruk yapmıştı ve yanaklarının kızarıklığı geçmemişti, Hec'in hala ortalıkta olmaması da içinde bulunduğumuz duruma hiç yardımcı olmuyordu. Bir süre daha umutsuzca etrafı arayıp durduk ama bu tabloda Hades oğlundan eser yoktu ve bu gerçekle ilk yüzleşen Sat oldu. "Sanırım artık başka yerlere baksak iyi olacak." dedi. Anna'dan sadece çaresiz bir hıçkırık sesi gelince, sıkıntıyla olumlu anlamda başımı salladım ve kano gölünden uzaklaşmaya başladık. "Hades kulübesine tekrar bakalım mı? Belki bu sefer dönmüştür." dedi Anna. Buraya gelirken yolda o kulübeye yaklaşık on sefer uğradığını söylediği aklıma geldi ve onu bu fikirden vaz geçirmek için ne önerebileceğimi düşünmeye başladım. Derken... aklıma muhteşem haritam geldi. Aniden durdum ve kızlara da durmalarını işaret ettim. Derin bir nefes alarak konuşmaya başladım... "Kızlar bakın, bu aslında sadece Sere'nin, Aqua'nın ve benim bildiğimiz bir sır olarak kalmalı ama, böyle bir durumda işe yarayabilir. Şey... bir harita var. Kamptaki herkesin yerlerini gösteriyor." dedim. Anna şaşkınlıkla bana bakarken Sat, "Peki nerede bu harita?" diye sordu. İleride ufak noktacıklar halinde görülen kulübeleri işaret ederek, "Athena kulübesinde." cevabını verdim. Ben sözümü bitirir bitirmez Anna "Ne duruyorsunuz o zaman? Doğru Athena kulübesine! Hadisenize!" diye bağırarak koşmaya başladı, hala öyle bir haritanın var olabileceğine inanamamış olduğunu tahmin ettiğim Sat da onun peşinden gitmeye başladı. Ellerimi iki yana doğru açarak dudaklarımı büzdüm, aklımdan bu sırrı birilerine söylediğim için kardeşlerimin bana neler yapacakları geçiyordu...
Rp'nin Kano Gölü kısmı bitmiştir, devamı Athena kulübesinde.