Arıyoruz Ama Bulamıyoruz... (60. görev #1)

Lucy ile son zamanlarda çok iyi anlaşmaya başlamıştık.Bunda mesleklerimizin de etkili olduğunu biliyordum,ama Lucy'i daha yakından tanımak gerçekten çok güzeldi. Beraber vakit geçirebileceğim kişiler listesinde en üstlere kadar çıkmıştı ve gerçekten bu beni sevindiriyordu.Bugün yemeği de yemek için arenadan çıktık ve beraber yemek gazinosuna doğru yol aldık.Yemek gazinosuna vardığımızda tam yemeklerimizi alacakken ağlayan Anna'yı gördük ve hemen yanına gittik.Anna'yı ağlarken ilk kez görüyordum,önemli bir şey olabileceğini düşünmüştüm.Yanına oturduk ve hemen sordum. "Anna iyi misin?"

Sat ile birlikte arenadan çıkıp yemek gazinosunun yolunu tutmuştuk. Onu çok seviyordum ve her gün arkadaşlığımızı daha da güçlendiriyorduk, geçen günki düello faciamız da buna yardımcı olmuştu (!). Gazinoya vardığımızda hemen yemeklerimizi almaya girişemedik çünkü ağlayan bir kız sesi duyduk; sesin sahibinin Anna olduğunu görmemiz bizi iyice şaşırttı. Hemen yanına gittik, Sat "Anna iyi misin?" diye sordu. Ben de telaşla "Canım sorun ne?" diye ekledim. Güzel Afrodit kızı hıçkırıklarının arasında belli belirsiz bir şeyler söyledi ancak, ne demek istediğini anlayamadım... "O... yok. Her yere ba-baktım... yok..." Sat sabırsızca nefes aldı ve saçlarını yüzünün önünden çekerken Anna'ya "Kim yok? Hadi söyle." dedi. Anna göz yaşlarını eliyle silmeye çabalarken titrek bir nefes aldı, ardından konuşmaya başladı...

(Rp'nin yemek gazinosundaki kısmı bitmiştir, sıradaki durağımız kano gölü.)