Sıkıntılı günlerin ardından Long Island kıyısında bir ağaca yaslanıp çevreyi izlemeye başladım. Düşünüyorum da annem öldü , babam bir tanrı , yeni evim burası. Hayat ne garip değil mi ? Aylar önce normal bir hayat sürüyordum. Birden etrafımı otlar sarmaya başladı. Çevremde bir sürü dallar belirdi. Beni tuttular hareket edememeye başladım. Birden karşımda babam belirdi. " Bu kadar muhteşem bir girişe gerek yoktu ! " dedim ve bağlar çözüldü. " Selam Eryx ! " dedi bana sevecenlikle. " Sana güzel bir hediye getirdim. " dedi. Meraklanmıştım acaba ne hediye verecekti. Bir kılıç ? Yada bir kalkan ?
Elini yukarı doğru kaldırdı ve büyük bir enerji patlaması ile elinde bir kadeh şarap oluştu. Bana uzattı şarabı aldım , büyük bir mutlulukta bir yudum aldım şaraptan. " Bu sana görünmezlik ve iyileştirme sağlayacak şarap ! " dedi. Demek görünmez olabilir ve yaralarımı iyileştirebilirdim bu şarap sayesinde. Vücudumda enerjinin dolduğunu hissettim ve görünmez oldum. İşte bu ! diye iç geçirdim. Gizemli bir şekilde bulduğum silahımla birlikte çok iyi olurdu. " Şarap sonsuzdur ve istediğin anda elinde belirir." durdu şarabın tadını çok sevdiğimi anlamış gibi yapıp " Bu şaraptan bir yudum aldığında istersen kendini tedavi edebilir ve yine istersen görünmez olabilirsin. " dedi güler yüzlü bir ifadeyle. Mutlulukla başımı salladım. Güzel bir hediye almıştım. Bana çok yararı dokunacağını düşünüyorum. " Teşekkür ederim baba ! Şimdi gitmem gerek umarım yakında tekrar görüşürüz ! " dedim ve şarabımdan yudumlaya yudumlaya kulübeme doğru gittim...