Poseidon..Onun adını Medusa'dan duymuştum.Tabi çok ünlüydü,bu tartışılamayacak kadar açıktı.Ayrıca çok da güçlüydü ama bundan önce hiç görmemiştim.Onu görmeye gitmeye ve Medusa'yla ilgili bilgiler edinmeye gitmeye karar vermiştim.Bunun için daha önceden hazırlık yapmıştım.Rose ile bir iki çift laf edip,Poseidon'un krallığına nasıl gidileceğine dair bilgiler almıştım.Bu oldukça zorluydu ama kafamı kurcalayan sorularla uğraşmaktan daha iyi olduğunu düşünüyordum.
O sabah masmavi elbiseler giydim.Elbise dediğim de pantolon,uzun t-shirt falan işte.Ardından avcı çantamı hazırlayarak içine bulabildiğim tüm silahlarımı attım.Kulübemdeki uyuyan kızı uyandırmamaya çalışarak ilerledim.Daha yeni gelmişti,sanırım kardeşimdi.Onu görünce içim huzur doldu.Sonunda bir kardeşim gelmişti ama daha tanışmaya fırsat bile bulamamıştım.Gece yarısı kapının sesine uyanamadım ve uyanınca da aynı benim gibi güzel ve sarışın-kahverengi saçlımsı kızı gördüm.Ama bugün daha önemli ve vazgeçilemez bir görevim vardı.Poseidon'un evine uğramak..
Kapının önünde önce kolyeme dokundum.Bembeyaz kolyem ışıklar saçmaya başladı.Gökyüzüne bakarak kendimce anlamsız bir gülümsemede bulundum.Ardından Plüton'u çağırdım.Gelmesi normalden uzun sürmüştü.Sanırım bir önceki günkü Medusa işindeki yorgunluğu hala sürüyordu.Geldiğinde ağzına küp şeker verdim ve tüylerini okşayarak beni Poseidon'un evine götürmesini söyledim.Önce biraz durdu ve kişnedi ama sonra bundan vazgeçti ve kanatlandı.
Long Island kıyısında durdu.Plüton'a ne var yani diyerek baktım.Bana ve ardından denize baktı.Olamaz!Yüzmem gerekiyordu.Ne sanıyordum ki?Plüton'un beni oraya götürmesini mi?Atımın bana bakıp güldüğünü hissettim.Ona burada beklemesini söyledim ve eşyalarımın çoğunu Plüton'a yükledim.Bu kadar eşyayla yüzemezdim.Uzman olabilirdim ama her uzmanın bir çaresiz yanı vardır.Bunu düşündüm ve tam suya atlayacakken yerde bir fanus buldum.Bunun bana hava sağlayabileceğini düşünerek hemen oracıkta birkaç işlemden geçirip,kafama göre ayarladım.Doğrusu bu kılıçlar çok işime yarıyordu.
Fanusu taktıktan sonra buz gibi denize daldım.Yüzdüm,yüzdüm derinlere dek indim.Etrafta bir sürü deniz canlısı vardı.Buraya Rose ile gelmenin daha doğru olabileceğini düşündüm ama zaten Artemis benim için Poseidon'la konuşmuştu ve sarayına girmem için izin almıştı ki ben de bunu Poseidon'a bir dilekçeyle bildirmiştim.Geri bildirim olmasa da zaman kaybetmek istemediğimden direkt yüzmeye başladım.
Biraz ilerledikten sonra bir ahtapot yanıma geldi ve beni sırtına aldı.Tam kılıcıma sarılıp,onu öldürecekken beni sarayın önünde bıraktı.Zavallıcık bana korku dolu gözlerle baktıktan sonra ona acıdım ve bir güzel okşadım.Sıra bu saraydan içeri girmekteydi.Buraya kadar gayet iyiydi ya sonrası?
İçeri girerken deniz atları bana baktı ve içlerinden biri konuşurmuşçasına hareketler yaptı.Sanırım nasıl geldiğimi ve nedenini soruyordu.Ben de cevap verdim.
"Artemis."
Ardından kapılar açıldı ve saraya adım attım.Görkemli bir lobiye geldikten sonra birden bir dalga geldi ve kendimi Poseidon'un önünde buldum.İlk defa yüzünü görüyordum ve çok tedirgindim.Onu görünce aklıma Medusa geldi.Ama Poseidon'un korkutucu bakışları yüzünden bir an önce konuşmam gerektiğini sezdim.
"Artemis."
"Artemis Avcısı minik kız sen misin?"
"Kusura bakmayın ama pek minik sayılmam."
"Peki MİNİK KIZ!Ne derdin var?"
"Medusa.."
"O kadının adını ağzına alma bir daha!"
"Neden?Onu kullandın.."
"Kes sesini!"
"Nedenmiş?Gerçeklerin yüzüne vurulmasından hoşlanmaz mısın?"
"Sen kimsin de benimle böyle konuşabiliyorsun?Ben Poseidon'um!"
"Ben de avcı."
"Tanıştığımıza memnun olmadım!Hemen burayı terket ve bir daha geleyim deme!"
"Off..Üzgünüm Poseidon.Şimdi baştan başlayabilir miyiz?"
"Hayır burayı terket!"
"Lütf.."
"Deniz atları!"
Ardından iki çift deniz atı kollarımdan tutarak beni kıyıya kadar sürüklediler.Yanımda duran Plüton hala kıkırdıyordu.Ona baktım ve üstüne atladım.Sanırım bu macera pek umduğum gibi değildi ama yine de Poseidon'u görmüştüm.Medusa'yı neden savunduğumu hala anlayamıyordum ama Plüton kulübeye varınca bunları düşünmek için daha çok fırsatım olduğunu anlayıp,Plüton'dan indim.
SON