Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 12. Temizlik Denetlemesi.

Aşağa gitmek 
+2
Valentino R. Gavino
Zack Cliff Burton
6 posters
YazarMesaj
Zack Cliff Burton
Nyks'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Dövüş Sanatları Eğitmeni
Nyks'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Dövüş Sanatları Eğitmeni
Zack Cliff Burton


Mesaj Sayısı : 814
Kayıt tarihi : 23/02/11

12. Temizlik Denetlemesi. Empty
MesajKonu: 12. Temizlik Denetlemesi.   12. Temizlik Denetlemesi. Icon_minitimePerş. Nis. 28, 2011 12:42 am

Sabah erkenden kalkıp - evet gece'nin oğlu olmama rağmen sabahları uyumuyorum- salon'a çıktım ve bir bardak su içtim. Daha sonra ise etrafa biraz bakınıp üzerimdeki uykudan kalma sersemliği atmaya çalıştım. Üzerimdeki sersemliği attıktan sonra evin gerçekten de dağınık olduğunu anladım. Sinirli bir ifade ile güldüken sonra parmak uçlarımda yürüyerek allen'ın odasına girdim. Odası dağınıktı ve en kısa sürede toplanması gerektiği her yana saçılmış t-shirt ve pantalonlarından belli oluyordu. Aynı sessizlikle Era'nın , Arch'ın ve Joel'in odasına girdim ve aynı dağınıklığın onlardada olduğunu farkettim. Sinirli bir ifade ile solana yöneldim ve koltuğa oturup elimdeki kağıt ile bir liste yapmaya başladım. Eğer planım doğru yolda giderse günün sonunda Nyks kulübesi tarihindeki en temiz zamanını yaşayacaktı. Plan'ı büyük bir istekle hazırlarken bir yandanda temizlik yapmaya neden bu kadar istekli olduğumu anlamaya çalıştım ama beceremedim... Planı tamamladıktan sonra sinsi bir gülümsemeyle kulübenin tam ortasında bulunan müzik setine doğru yürüdüm. Kardeşlerimi küçükken ustamın beni uyandırdığı gibi uyandıracaktım. Bu uyanma stiliyle uyanıpta hala uyumak isteyen birini daha önce hiç görememiştim. Müzik setinin önüne eğilip sevdiğim müziklerden biri olan slipknot'tan before ı forget'i seçtim. Başlatmadan önce sesini sonuna kadar açtım ve son bir kez gülümseyip 'başlat' dümesine bastım. O güzelim metal müziğin kulübeyi inletmesi ile birlikte bende ayağa kalkıp sözlerini bağırmaya başladım. Bağırmaya devam ederek mutfağa gittim ve bir sürayiye su doldurdum. Hafif'ten kapıların aralandığını görebiliyordum. Hızlı bir şekilde mutfaktan çıktım ve gördüğüm ilk yüze suyu fırlattım. Suyla ilk tanışan kişi Arch olmuştu. Arch ağzını açtı ama şaşkınlıktaan dili tutulmuştu sanırım. Kahkahalar ile kulübedeki önüme çıkan ilk odaya girdim. Bu sefer suyla tanışması gereken kişi Joel idi. Joel ilk başta çığlık atıp kaçmaya çalışsada kurtulamadı ve benim su gazabıma uğradı. Ben joel'in odasından mutlu ve tatmin olmuş bir şekilde çıkarken Joel'de arkamdan bildiği tüm küfürleri sayıyordu. Sanırım sıra Era'daydı. Hızlı bir şekilde kulübede onu ararken onun daha uyanmadığını farkettim. Odasına girdim ve mışıl mışıl uyuyan yüzüne bakarak 'Ne uykuymuş be...' dedim içimden şaşkın bir yüz ifadesi ile. Ama bu şaşkın ifade yerini sinsi gülücüklere bırakırken tüm sürahi'yi Era'nın yüzüne boşalttım. Era korkuyla yatağında zıplarken bende bir gülümseme atıp odasınan çıktım. Sıra son kardeşime gelmişti. Gıcık etmeyi en çok sevdiğim kardeşim... Hızlı bir şekilde mutfağa koştum ve sürahi'yi yeniden doldurdum. Sürahi dolduktan sonra hemen kulübenin içinde gözlerim Allen'ı aradı. Sanırım hala odasında müziği son ses açtığım için küfrediyordu. Yavaş yavaş odasına doğru yürüdüm ve aynı yavaşlıkla kapısını açtım. Haklıydım. Sinirli bir şekilde yatağında oturup küfrediyordu. Allen'a bakarak gülümsedim. Allen ilk başta sinirli bir ifade ile baksada sonra elimdekini görünce yüz ifade şaşkınlığı ve siniri bir arada yaşamaya başladı. Yüzü bu karışık duyguların içindeyken ''Zack,düşündüğüm şeyi yapmayacaksın değil mi?'' diye sordu korkulu bir şekilde. Cevap vermeden Allen'a baktım ve gülümsemeye devam ederken ani bir hareketle elimdeki sürahinin içindeki suyu Allen'ın yüzüne boca ettim. Yavaş yavaş odasından çıktım ve salon'a yürümye başladım. Salon'un ortasına varınca tüm kardeşlerim bir anda üzerime çullandı. Kardeşlerimin bu saldırgan tutumuna glümseyerek karşılık verdim ve atılan yumruk ve tokatlardan kaçmaya başladım. En sonunda Allen2yumruğu elimde, Joel'in tokadı elimde Era'nın yumruğu ise Arch'ın yüzündeydi. Hepsine teker teker baktım ve ''Hadi ama. Bana yani dövüş sanatları eğitmenine o kadar kolay yumruk atamayacağınızı biliyor olmalısınız'' dedim ve hepsini 360 derece döndürerek ittim ve sıraya soktum. Hepsine teker teker baktım o sinirli bakışlarını görmezden gelerek konuşmaya başladım ''Şimdi kardeşlerim. Eminim sizde farketmişsinizdir ki evimiz gerçekten iğrenç bir şekilde dağınık. Bugün bu dağınıklığı toplayacağız. Öncelikle herkez odalarını güzel bir şekilde toplayacak. Ondan sonra ortak kullanım alanlarını beraber toplayacağız ve işimizi bitereceğiz.'' dedim sinirli bakışlarını görmezden gelerek odama gittim ve kendi müzik setimden bir müzik açarak temizliğe başladım.

( Rp out: Şimdi kardeşlerim. Temizlik başladı ve en az 30 satır istiyorum sizden. 40 satır yapanlara ise güzel süprizlerim var Very Happy. Birde su için özür dilerim... Very Happy )


En son Zack Cliff Burton tarafından Cuma Nis. 29, 2011 4:44 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Valentino R. Gavino
Amphitrite'nin Çocuğu
Amphitrite'nin Çocuğu
Valentino R. Gavino


Mesaj Sayısı : 376
Kayıt tarihi : 29/03/11

12. Temizlik Denetlemesi. Empty
MesajKonu: Geri: 12. Temizlik Denetlemesi.   12. Temizlik Denetlemesi. Icon_minitimePerş. Nis. 28, 2011 2:44 am

Güzel, mutlu rüyamı ağabeyimin o metal parçalarından birisi jilet gibi kesti.Geriye sadece asık suratım, pijamalarım ve gergedanlı terliğim kalmıştı.Ayağa kalktım ve lavaboya doğru ilerledim.Salonun yanından geçerken ağabeyime dil uzattım ama beni görmedi.Görmemesi de iyi oldu yoksa temizlik yapmak yerine revirde olurdum.Aslında güzel bir fikirdi ama ağabeyimin elinin ayarını kaçırabilirdi ve gün boyu revirde kalabilirdim.Hiç risk almadan lavaboya ilerledim.İçeriye girince yüzüme beş altı kes su çarpmama rağmen daha yeni kendime gelebilmiştim.lavabodan çıkarken zombi gibi yürüyen Era'yı gördüm.Bu hali komikti ama bende aynı şekilde yürüyordum.Era'ya selam verdikten sonra odama girdim.Atik bir şekilde dolabıma asıldım ve rahat bir şeyler aldım.Hızlı bir şekilde de giydim.Odamın içerisi gerçekten pis idi salona gitmeden önce odamın havalanması için penceresini açtım ve hızlı adımlarla salona girdim.Salonda neredeyse ailenin tüm bireyleri vardı sonra Allen girdi.Hepimizin yüzünden öfke okunuyordu. Zack içeri girer girmez üstüne çullandık ama kolayca biiz alt etti ve gülerek ''Hadi ama. Bana yani dövüş sanatları eğitmenine o kadar kolay yumruk atamayacağınızı biliyor olmalısınız.''dedi.Hepimizi çevik bir hareket ile sıraya dizdikten sonra sinirli bakışlarımıza aldırmadan sözüne devam etti.''Şimdi kardeşlerim. Eminim sizde farketmişsinizdir ki evimiz gerçekten iğrenç bir şekilde dağınık. Bugün bu dağınıklığı toplayacağız. Öncelikle herkez odalarını güzel bir şekilde toplayacak. Ondan sonra ortak kullanım alanlarını beraber toplayacağız ve işimizi bitereceğiz.''dedi.Birden sinirli bakışlarımı endişe ve korku aldı geldiğim günden beri odamı bir kere bile temizlememiş idim.Hüzünlü adımlarla odama gittim.Odama bir kez daha bakınca uçsuz bucaksız bir savaş alanına benzettim ardından nereden başlayacağımı düşünürken ilk önce kova ile paspas almak geldi aklıma.Atik bir adımla tek ayağım ile kafamı dışarı çıkardım ve koridoru kol açan ederken ağabeyim Zack'e hızlıca sorumu sordum ''Temizlik malzemeleri nerede?'' diye sordum.Ağabeyim sinsi bir gülümseme attıktan sonra elime kova, paspas, bez ve bolca su verdi.Odamdan içeri girdiğimde hışımla elimdekileri yere bıraktım.İlk iş olarak genel bir toplama yapmayı düşündüm.İlk iş olarak tüm dolabımı boşalttım ve yatağıma düzgünce serdim zaten fazlada bir eşyam yoktu hepsini tek tek katlamaya başladım.Yetimhanede iken boş zamanlarımı bakıcıları izleyerek geçirirdim.Düzgüne katladıktan sonra askılıklara tek tek yerleştirmeye başladım.Dolabımı kapağını kapattıktan sonra dolabıma bir göz attım ahşap sağlam bir dolaptı bu ama odaya ayrı bir hava katıyordu.Masama doğru yöneldiğimde çok dağınık olduğunu gördüm hemen önemli malzemeleri yatağıma attım.Gerisi bir sürü kağıt, fotoğraf ve kitaptı.Kitapları raf kısmına düzgünce isimleri okunabilecek şekilde yan dizdim.Kağıtları rafın iki yanında bulunan kapaklı kısımlara yerleştirdim.kalemleri, silgileri, açacakları ve benzeri şeyleri altta ki dolaplara yerleştirdim.Görev için gereken önemli eşyaları altta ki kapaklı kısıma yerleştirdim.Buranın küçük bir kilidi vardı.Aslında bir melezin bu kilidi açması bebek oyuncağıydı ama ginede ne olur ne olmaz diye kilitledim.Ellerimi birlikte ovuşturup odama bakındım yatağım toplanmamıştı.Atik bir şekilde yatağımın yanına geldim ve battaniyeyi katlayıp yorganların, yastıkların ve battaniyelerin olduğu yere koydum.Sıra yerde ki çöplere geldi ağabeyimin verdikleri arasında kocaman naylon mavi bir poşet vardı.Bunun içine çöpleri tek tek koymaya başladım.Arından sıra yeri silmeye gelmişti yerler parke idi zor olacağını merak ediyordum.Paspası kovada ki su ile ıslattıktan sonra işime başladım.Yerleri ilk kez siliyordum buda demek oluyor ki bir kova dolusu ter dökecek idim.Odanın birazını silince odaya bir göz attım odanın sol altında kapı, onun yanına masam, karşınında yatağım, yatağının biraz önünde dolabım, dolabım ile yatağımın ilerisinde ise iki pencere, pencerelerin ikisi de güzel bir bahçeyi gösteriyordu.Silmeye tüm var gücümle devam ettim.Evin içi poflama sesleri ile doluydu.Sonunda odanın temizliğini bitirmiş gibiydim.Odamı bir göz gezdirdim ardından yüzümde oluşan gülümseye engel olamadım.İyice göz gezdirince odada ki eşyaların tozunu almadığımı anladım.Hemen ağabeyimin verdiği eşyalardan bezi buldum ve iyice baktım.Ardından yatağımın baş kısmına yöneldim.Toz almak nedir bilmiyordum bu yüzden tek yaptığım şey tozları beze yapıştırmaya çalışmaktı.En az beş dakika bunla uğraştırdıktan sonra elimin tersiyle terimi sildim.Ardından yatağımın yanında ki küçük komidine yöneldim.Komidinin üstüne bir kitap ve halkalı mavi bir abajur vardı.Çekmecelerde ise telefonum, drahmi kesem, kimliğim, dolarlarım vardı.İlk önce çekmecelerin tozunu aldım.Sıra üstüne geldiğinde ciğerlerimi bolca hava ile doldurdum ardından abajuru elime alıp tozunu almaya başladım.Kitabım bile tozluydu onun tozunu aldım.Ardından kitabın yanında bir kalem gördüm bu niye burada diye düşünürken bunla kitabın önemli cümlelerini çizip incelediğimi hatırladım.Komidinin tozunu aldıktan sonra sıra dolabıma geldi ilk önce bir kapağını açtım ama dolabın kapaklarının tozunu almayacak idim silecektim.o yüzden başka bez alamaya gittiğimde başka bir şeylerin tozunu almayacağımı hatırladım bu yüzden elimde ki bezi ıslattım.Hemen dolabın sol kapana bezi yapıştırdım ve silmeye başladım.Hemen çevik bir hareketle sağ kapağına geçtim onunda hızlıca bitirince masama hızlı adımlarla yöneldim.İlk önce üstüne ve kapakları sildim ardından da üzerinde duran bir kaç gereksiz eşyayı sildim.Ardından derin biz nefes aldım ve odama tekrar baktım bu sefer daha büyük bir gülümsemem vardı.

[Rp Out:Of bune yazana kadar anam ağladı! Smile ]
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Joel Lhyn
Nyks'in Çocuğu
Nyks'in Çocuğu
Joel Lhyn


Mesaj Sayısı : 35
Kayıt tarihi : 22/04/11

12. Temizlik Denetlemesi. Empty
MesajKonu: Geri: 12. Temizlik Denetlemesi.   12. Temizlik Denetlemesi. Icon_minitimeCuma Nis. 29, 2011 7:32 am

Kampa geldiğinden beri gecelerinin daha huzurlu ve dolu geçmesinin verdiği huzurla döndü yatağında. Evin kokusunu burnunun ucunda duyumsadıkça garip hissedişine aldırmıyor, gülüp geçiyordu. Artık ev yoktu. Evi, içinde birkaç geceyi geçirmiş olduğu kamptı, kulübeydi, kardeşlerinin yanıydı. Yıldızları gözetleyerek geçirdiği gecenin verdiği doygunluk hissiyle, kafasında türlü planlar dönerken derin sayılacak bir nefes aldı. Nefesinin sonunda yanan boğazı yüzünden çattı kaşlarını.Havada uçuşan tozlar, tahta zemine konmadan önce burnuna doluşmuş, sinüslerine izinsiz girmişlerdi. ‘’ Ah, kirlenmişiz.’’ Yavaşça olduğu yerden doğrulurken, kedi gibi kıvrılan vücuduna giydiği siyah geceliğin yatağından inmesini izledi. Kimin açtığına dair şüphesi olmayan müziği dinlemeye koyuldu keyifle. Üzerindekileri sıyırıp yere attı. Günlük bir şeyler giyip etrafı toplamak fikri içinde büyüyorken, odanın içinde bir oraya bir buraya hareket ediyordu. Her davul ritminde bir kez daha başını aşağı yukarı sallıyordu hafifçe. Yüzündeki ifade ciddileşirken, müziğin etkisiyle enerjisi yükseliyordu.
Ta ki, kapısı açılana kadar.

İçeri girdiğinde suratına suyu atan kardeşi Zack’in önünde, ellerini yüzüne siper etse de, dövüş sanatları eğitmeni kendisinden çok daha hızlıydı. ‘’ Zack! Sen öldün! ‘’ Mecazı komediye kaçacak kadar barizdi. Sabah saçlarının ıslanmasından hoşlanmayan Joel, ellerini düz tutamların arasında gezdirip, yumuşaklıklarını sağlamaya çalışırken, diğer yandan da söyleniyordu. ‘’ Hızına da tecrübene güvenmeye devam et seni kurnaz. O sürahi benim elime de geçecek! ‘’ Hırlar gibi konuşurken, yarım yamalak giydiği kıyafetini tamamladı düzelterek. Badisinin üzerine siyah, kısa kollu bir tişört geçirip, önünü göğsünün altına kıvırdı çevirerek. Havaya çok uymasa da, hareket edeceğini bildiğinde, az da olsa ürpermesini bastırdı. Diğerleriyle birlikte toplanırken, sinsice yaklaştığı kardeşinin suratına okkalı bir tokat indirme çabasındaydı ki, bileğinden ustaca kavrayışıyla kaşları çatıldı. ‘’ Lanet olsun. Bu işte fazla iyisin.’’ Bileğini kurtarmaya çalışırken, kardeşinin güçlü savuruşuna karşı koyamadı. Dengesini bulmaya çalışırken, diğerlerinin de kendisi gibi savrulup yanına geldiğini gördüğünde, sinirleri tepesine tırmandı. Emir bekleyen erler gibi durmayacağından, sırayı bozup bir iki adım ileri geri gidip gelmeye başladı; ancak yine de dinliyordu. Tüm bu sabah sporuna rağmen, böylesi güçlü bir kardeşinin olduğunu bilmek, Joel’a güven veriyordu. İçinden fısıldadı bilinmezliğe. Hala göremediği kardeşine fısıldadı sırasız cümlelerini. Dikkatini yeniden çekecek kadar yüksek sesle yapılacakları sıralayan Zack’in dediklerini dinledi ve ses çıkarmadan kendi odasına doğru yol almak üzere ilerledi. Boşta gördüğü süpürgeyi alarak ilerlerken, tek düşündüğü temizliğin huzur vereceğiydi. Tıpkı bulutsuz gece gibi, odasında en ufak artık, dağınıklık, toz istemiyordu. Düşüncesini zorlayacak en ufak detaya tahammülü yoktu.

Süpürge yerdeki tozları kaldırarak büyük taneleri toplarken, birkaç gün içerisinde ortalığı nasıl bu denli dağıtabildiğine şaşırmıştı. Odasında ordan oraya atılmış kıyafetler dışında çok fazla dağınıklık olmayan çaylak, kitapların ve kağıtların oluşturduğu yığını görmezden gelmeye devam ediyordu. Yerler, tek bir toz tanesi kalmayana dek süpürüldüğünde, bulması gereken kova ve bezleri düşünerek hayıflandı. Yeteri kadar olmasını umarak süpürgeyi toparladı. Babasının ölümünden sonra, kaldıkları koca konağı temizlemek zorunda olan, yemeği yapmak zorunda olan, çamaşırlarla ve kalan her sorumlulukla uğraşmak zorunda kalan kendisiydi. Ailesinin yokluğunda kardeşine bir ebeveynin yokluğunu aratmamak için çırpınışları arasında aldığı darbeleri hatırlayarak derin bir nefes aldı. Koridora bıraktığı süpürgeyle birlikte bağırdı müziğin sesini bastıracak kadar güçlü. Joel, çok güçlü bir diyaframa sahipti.

‘’ Bu süpürgeyi ihtiyacı olan varsa kullansın. Benim işim bitti! ‘’

Tahtalara çarpıp kendisine dönen sesine karşın, dudağının sol köşesi hafifçe yukarı kıvrıldı. Sesinin gücü sinir bozucuydu. Üzerindeki tişörtü yeniden göbeğinin üzerinde kıvırdıktan sonra, elindeki siyah tokayla saçlarını at kuyruğu yaptı yeniden. Silkinip umursamaz tavrını zehirli sarmaşıklar gibi yüzüne sardıktan sonra, bas bas bağırarak söylenen şarkıların arasında bulduğu kova ve bezleri en değerli eşyalarıymış gibi sahiplendi. ‘’ Pekala.’’ Odasına yöneldiğinde, değişen şarkılardan birine ayak uyduruyordu. Kıvırdığı vücudunda bir yılan gezinir gibi sağa sola giderken elindeki kovayı ileri yerleştirdi. İçine batırdığı bezin etrafa akıttığı damlalardan bazılarını keyifle izledi. Toz, kalkmamak üzere yere sabitleniyor, ardından Joel’in darbesiyle beze yapışıyor ve kovadaki temiz suyu kirleterek, berraklığın içine hapsoluyordu. Bir kez bezi yerlerde sürtmeye başladığında, dizlerinin üzerindeki halini garip buldu. Kaç defa olduğunu hatırlayamadığı kadar çok temizlemişti evlerini. Her seferinde kardeşi yanındaydı. Şu anda yanındaki insanlar da kardeşleriydi; ancak yine de her şey aynı değildi.

Düşüncelerinden sıyrılıp yavaş yavaş önündeki pisliğin kalanına odaklandı. Bez, kovaya her girip çıkışında biraz daha temizleniyordu yerler. Tozlar azalıp yok olana kadar devam ettiği temizliğin yerleri kapsayan kısmı bittiğinde, yavaş hareket etmiyor olduğundan dolayı hala ıslak zemin üzerinde yürümek zorunda kaldı. Kaymamak için çabalarken, işini bitirenlerin sesini duymak adına içeri kulak kabarttı. Hala herkesin işine gömülmüş olduğunu düşünerek, etraftaki kitaplar toparlamaya başladı. Su kirlendikçe değiştirip geri dönmesi gerektiğinden, birkaç kez muslukla odası arasında yaptığı seferlerde, yerleri kurutmayı başarmıştı. Tozları almak için her yanı toplayıp, kitapları raflarına, kağıt tomarlarını çekmecelere ve kalemleri kutularına yerleştirdikten sonra etrafa baktı. Kıyafetleri kucağına alıp yatağına fırlattı. Hepsini bir bir silkeleyip katladı. Kollarını yavaş yavaş içlerine doğru kıvırdığı ceketleri de katladıktan sonra, mevsime göre dizdiği kıyafetleri de dolabın en büyük gözüne yerleştirdi. Çoraplarını, iç çamaşırlarını ve en sevdiği aksesuarları bitirdiğinde, kendine özel malzemeleri de bir bir çekmecelerine gönderdi. Her biri elinden hızla çıkıyor, bir robot edasıyla çalışıyordu. Derin bir nefes almak için gerindi ve ellerini pürüzsüz karnına koydu. Parmakları altındaki eşofmanın belinde gezerken gerindi sağa sola doğru.

‘’ Yorulmaya başlıyorum.’’

Yalan söylüyordu. Saatlerde savaşacak, üzerine eğlenecek ve üzerine yaramazlık yapacak kadar enerjikti. Yüzündeki sinsi gülümseme, düşmanca bir bakışa dönüştü kalan birkaç dağınıklığa döndüğünde. Müziğin etkisiyle hızlandı, hızlandı. Her bir ayrıntı, geldiği yere geri gidiyordu. Odasında temiz bir masa, toplu bir yatak, düzenli bir dolap ve temiz yığınla alan vardı artık. Toz bezi olarak kullanacağı bezi alıp dolap kapaklarıyla başladı. Dolabın en altına kadar indi toz tanelerinin görünmez olmasını izleyerek. Ardından raflarına geçti. Açıkta kalan her yeri defalarca sildi ve kitapların yüzeylerini de temizledikten sonra yeniden yerleştirdi. Perdeleri silkip, pencerenin pervazlarına yaklaştı. Önce pervazları, sonra camları temizledi. Büyük, yıldızları görebildiği camlara delice özendi. Gecesini siyaha boyayan karanlığın içinde gizlediği yıldızlara ulaşmasını zorlaştıracak tek kir bırakmadı renksiz cam üzerinde. Geceyi düşünüp sabırsızlandıkça hızlanıyordu eli. Tünelden geçerken ortalığın kararmasını bile zevkli buluşunu, yalanlardan doğan oyunları böyle kolay keşfetmesini, yalnızlığın hissettirdiği güç ve potansiyeli şimdi anlıyordu. Tozlarla işi bittiğinde, kitaplık, camlar ve kalan her çekmece pırıl pırıldı. Ellerini beline koyup doğruldu ve bezi pis su dolu kovaya fırlattı. Dışarı çıktığında, şarkının temiz vokal söylenen nadir yerlerinden birine eşlik ederken, kamp dışındaki hayatında dinlediklerini duyduğuna sevinerek ilerledi. Pis suyu döküp, yenisiyle değiştirmeden bıraktı temizlediği kovayı olduğu yere. Herkesin duyabileceği alana geçip, gördüğü ilk yere attı kendini.

‘’ Odam bitti. Bitiren gelsin. Burası darma dağın millet. Hep birlikte girişmemiz lazım.’’

Nyks kulübesi, gece gökyüzünden çekilen bulutlar misali, yavaş yavaş temizleniyordu annelerinin adlarına yaraşır şekilde.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Leonardo di Muérte
Hermes'in Çocuğu
Hermes'in Çocuğu
Leonardo di Muérte


Mesaj Sayısı : 226
Kayıt tarihi : 24/03/11

12. Temizlik Denetlemesi. Empty
MesajKonu: Geri: 12. Temizlik Denetlemesi.   12. Temizlik Denetlemesi. Icon_minitimePaz Mayıs 01, 2011 12:48 am

Ahh ! Lanet olası Okeanus seni tartarusun dibine yollayacağım ! Diye çırpınırken suratımın ortasına bir sürahi su yedim ! Bu bir titan değil zalim kardeşimdi. Temizlik zamanı olduğundan ve kulübe gerçekten pis olduğundan bu kadar katıydı. Çok geçmeden müzik sesini fark ettim. Bu notaları biliyorum Slipknot'tan Before ı forget ; bu şarkıyı çalabiliyordum ve gerçekten hoşuma gidiyordu. Kendime gelmek için yüzümü yıkadıktan sonra Zack'den öc almam gerekiyordu. Zack dışında tüm kardeşler Zackın üzerine çullandık ama tek söylediği ''Hadi ama. Bana yani dövüş sanatları eğitmenine o kadar kolay yumruk atamayacağınızı biliyor olmalısınız.''oldu şaşkın bakışlarla ona bakarken sözüne devam etti ''Şimdi kardeşlerim. Eminim sizde farketmişsinizdir ki evimiz gerçekten iğrenç bir şekilde dağınık. Bugün bu dağınıklığı toplayacağız. Öncelikle herkez odalarını güzel bir şekilde toplayacak. Ondan sonra ortak kullanım alanlarını beraber toplayacağız ve işimizi bitereceğiz.'' Önce oda ! Olamaz en uzun iş bendeydi.

Odama girdiğimde ayağıma gitar çalmak için kullandığım metal penalardan biri battı ve acı içinde inledim. Yerlerde olan gitarımı ve yan flüdümü dolabın üzerine kaldırdım. Toz bezlerini en alt çekmecede saklıyordum. Hemen onları aldım. Önce müzik aletlerimi temizledim. Sonrada dolapların dışını sildim. Bembeyaz olan bez şimdi simsiyah olmuştu ! Vay be devlet gelse mühürlerdi burayı. Hemen lavaboya koştum. Kapıdan çıkarken ayağıma yine lanet olası pena battı. Bir küfür savurup onu yerden aldım ve cebime attım. Bezi dakikalarca temizledikten sonra zar zor eski haline geldi. Odama tekrar vardığımda yerde duran kitapları , kalemleri , penaları ve bunlar gibi bir sürü eşyayı yatağımın üzerine attım. Şimdi ayağıma batmazdı bunlar. Önce yerden aldığım kıyafetlerimi katladım. Tam onları dolaba koyarken hala pijamalarımla olduğumu fark ettim. Üzerime giysilerimi geçirdikten sonra pijamalarımı da katlayıp koymayı unutmadım. Şimdi sırada yatağım üzerindeki bir ton ıvır zıvırı temizleyip dolaplara yerleştirmek var. Önce küçük olan penalar ve kalemlerden başladım. Toz cenneti olmuştu hepsini silerken tozlar havada uçuşuyordu. Hepsini sildikten sonra yerlerine yerleştirdim. Sıra kitaplardaydı. Dış kapaklarını bir güzel sildikten sonra kitaplığıma yerleştirmeye başladım. Bazılarını ne zaman ve nerede okuduğumu hatırlamıyordum. Bazı kitapları sanki ilk defa görüyordum fakat içlerinde bana ait olan ayraçlar vardı. " Garip. " dedim kendi kendime. Kalanlar yatağımı toplamak ve yerleri silmek ! Yatağımı bir çırpıda topladım. Dışarı çıkıp boşta bir paspas aldım. Şarkının ritmine uygun ıslık çalıp yerleri siliyordum. Rock müzik bana terapi gibi geliyordu. Dolapların altını temizledim paspasla. Altlarında çok değerli eşyalarım çıktı. Bu terliğimdi. Paspası bir kenara bırakıp bezle terliklerimi sildim ve ayağıma geçirdim. Tekrar paspası elime alıp yatağımın altına el attım. Yatağımın altından bir el feneri , yirmi dolar , on drahmi , içinde bolca şarkı bulunan ve kampa gelişimin ilk günü kaybettiğim iPotum ve günlerdir kayıp olan telefonum çıktı. Maden gibiydi yatağımın altı. Olayın şokunu atlattıktan sonra yerleri de temizledim. Birden adını Rol koyduğum sinek (Evet ona isim koydum çünkü kampa ilk gelişimden beri benimle , gaia adına bilgi aktardığından şüpheleniyorum) gözümün önünde bir iki tur atıp gözden kayboldu. Temizlik değerlendirmesinde bir sinek puanı çok düşürebilirdi. Onu halletmem gerekiyordu hemen hançerimi parçalara ayırdım ve binden fazla ruh bıçağı odanın etrafında dolanmaya başladı. Gözlerimi kapadım ve daha ciddi işler için kullanmam gereken silahımı bileklik formuna getirdim. Gözlerimi açtığımda Rol ayağımın yanında paramparça duruyordu. Hemen bezle yerden aldım. Ölüsünün olduğu yeri paspas ile bir daha sildim. En sonunda derin bir oh çektim. Kapıya dayanıp odama uzun uzun baktım. Gerçekten temiz ve düzenliydi.

Lavaboya gidip paspas ve bezi temizleyip salonda kardeşlerimi beklemek ve birazda dinlenmek için üçlü koltuğa uzandım...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Allen Jacques Harth
Nyks'in Çocuğu/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Nyks'in Çocuğu/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Allen Jacques Harth


Mesaj Sayısı : 432
Kayıt tarihi : 21/02/11

12. Temizlik Denetlemesi. Empty
MesajKonu: Geri: 12. Temizlik Denetlemesi.   12. Temizlik Denetlemesi. Icon_minitimePaz Mayıs 08, 2011 11:37 am

Hoyratça bir uyandırılıştan sonra, bir dakika önceki sakin modumun yerini ani bir öfke almış, bütün hiddetim de biraz önce salona kaçmış olan salak kardeşime yönelmişti. 'Lanet olsun Zack, seni geberteceğim!' Belki güne başlamak için en iyi yöntem değildi bu şekilde bağırmak, ama işte Zack beni bu kadar gıcık etmişti. Bir anda olduğum yerden kalkıp peşinden fırladığımda, üstümün başımın nasıl göründüğüne dikkat edemeyecek kadar sinirliydim. Salona vardığımda, Zack'in gıcık ettiği tek kişinin ben olmadığımı fark ettim. Bütün kardeşlerim, hatta yeni gelen Joel bile ona karşı saldırmaya yeltendi. Bu yüzden olsa gerek, hepimizin saldırısını ustalıkla engellediğinde, kıskançlıkla karışık bir öfke duygusu hissetmekten kendimi alamadım. Sokak dövüşü tekniklerimle övünüyordum, evet, ama profesyonel dövüşe gelince etkisiz kalıyordum. Zack her zamanki o sinir edici gülümsemesiyle, 'Şimdi kardeşlerim. Eminim siz de fark etmişsinizdir ki evimiz gerçekten iğrenç bir şekilde dağınık. Bugün bu dağınıklığı toplayacağız.' dedi. Bu sözleri üzerine uyandığımdan beri ilk defa dikkatli bir şekilde kulübeye baktım. Haklıydı, kulübe gerçekten de çok kötü görünüyordu ve... Tiksintiyle burnumu kırıştırdım. Harika, bir de iğrenç bir koku vardı. Bu kokuya neyin yol açmış olabileceğini tahmin bile etmek istemiyordum. 'Öncelikle herkes odalarını güzel bir şekilde toplayacak. Ondan sonra ortak kullanım alanlarını beraber toplayacağız ve işimizi bitireceğiz.' İç geçirdim ve sadece hepimizin iyiliği için, bu sefer işbirliği yapmaya karar verdim. Yine de ortak temizlik malzemelerinden ihtiyacım kadar olanını alıp odama doğru yürürken Zack'in duyabileceği bir tonla homurdanmaya devam ediyordum. Odama girdiğimde ilk olarak pijamaların yerine rahat bir eşofman giydim ve odanın hemen bitişiğindeki banyoya girdim. Zack'in aptalca uyandırma yöntemi sayesinde biraz önce ıslanan saçlarımı temiz bir havluyla kuruladıktan sonra havluyu omuzlarıma koydum. Sonra da, hazır buradayken ilk olarak banyodan başladım düzenlemeye. Banyoda en çok göze batan yerdeki tozdu. Kovayı suyla doldurduktan sonra işe koyuldum. Her köşeyi iyice temizlediğimden emin olduktan sonra kullandığım paspası tekrar kovaya attım ve duşakabinle tuvaleti temizlemeye başladım. Burada geçirdiğim süre boyunca banyonun hiç bu kadar temiz görünmediğini hatırlıyordum, çünkü burayı genelde hep atlardım. Duşakabin ve tuvaletle de işim bittikten sonra en son lavaboyu temizleyip dağılmış olan eşyalarımı da düzenli bir şekilde yerleştirdikten sonra temizlik malzemelerini alarak odama geçtim.

Dağınıklığa şöyle bir göz gezdirince, bu sefer bana her şeyden önce güzel bir müziğin iyi geleceğini düşündüm ve müzik setine yöneldim. Önce kanallarda gezindim biraz, ama istediğim gibi bir şeye rastlayamamıştım. Buna çok şaşırdığım söylenemezdi. Üzerindeki kıyafetlerden birkaçını yere attıktan sonra köşedeki çekmeyi açıp içinden kendi cd lerimden birini çıkardım. En sevdiğim rock ve metal şarkılarından bir derlemeydi. Kısa bir süre sonra tüm duvarlarda, Rammstein grubunun parçalarından biri yankılanmaya başladı. Bir yandan başımla ritim tutarken, diğer yandan da istemeye istemeye işe koyuldum. Burada işim biraz daha zordu. Son birkaç gündür antremandan ya da görevden gelir gelmez üstümdekilerin her birini bir kenara fırlatıp direk kendimi yatağa attığım için, kıyafetlerim her yerdeydi. Kısa bir süre düşündükten sonra dolabı komple döktüm. Kirlileri ayırıp köşedeki küçük sepetin içine koyduktan sonra elime başka bir bez alıp dolabın içini, dışını ve kapaklarını iyice sildim. Gömlekleri asıp pantalon ve tişörtleri de düzgünce katlayarak yerine koyduktan sonra, bir süredir önemsememiş olduğum, kan ve tozdan rengi görünmeyen silahlarıma geldi sıra. Ayrı bir bez daha alıp hepsini tek tek silmeye başladım. En sonunda parlamaya başladıklarında onları da titizlikle özel bölmesine koydum ve yatağımın üzerini örttüm. Sıra yerleri silmeye gelmişti, ama ondan önce bir bardak su alıp kısa bir mola verebileceğimi düşündüm. Elimle saçlarımı biraz daha karıştırdıktan sonra havluyu sepetin üzerine koydum ve sepeti alarak odadan çıktım. Çamaşırhaneye doğru yürürken kısa bir süreliğine durup diğer kardeşlerimin odalarına da göz gezdirdim. İşlerini bitirmiş sayılırlardı, sadece Arc biraz yardıma ihtiyacı olabilirmiş gibi görünüyordu. Omuz silktim ve kirlileri çamaşır makinesine tıkıp da odama geri dönmek üzereyken mutfağa uğrayarak kendime büyük bardaklardan biriyle su aldım. Odaya döndüğümde, müzik setinden bu sefer Metallica'nın 'Nothing Else Matters' isimli parçası çalıyordu. Bir yandan ıslıkla şarkıya eşlik ederken kütüphaneme yürüdüm ve, dolaba yaptığım gibi, bütün kitapları tek tek yatağın üstüne döktüm ve bezi elime alarak kitaplığı sildim. Daha önce okumuş olduğum kitapları birine vermek ya da en azından gözümün önünden kaldırmak amacıyla bir kenara ayırdıktan sonra kalanların hepsini alfabetik sıraya göre dizerken, bunu belki de daha önce yapmam gerekirdi diye düşünmeden edemedim. Bunu itiraf etmekte zorlanıyordum biraz ama aslında iyi bile gelmişti bu temizlik. Belki bir ara rengi solmuş duvar kağıtlarını yırtıp duvarı da boyardım. Matt'le olan resimlerimizin içinde durduğu fotoğraf çerçevelerinin de tozunu aldıktan sonra en son odanın zeminini de temizledim. Neredeyse tanınamayacak bir yer haline gelmişti karanlık - ve artık temiz - olan odam. Çıkardığım işe bir kez daha göz gezdirdikten sonra çıkıp ortak salona yöneldim ve bütün kardeşlerimin orda durmuş, beni beklediğini gördüm. Kayıtsız bir tavırla ellerimi pantalonumun ceplerine soktum ve, 'Evet? Şimdi ne yapıyoruz?' diye sordum kaşlarımı kaldırarak.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Zack Cliff Burton
Nyks'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Dövüş Sanatları Eğitmeni
Nyks'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Dövüş Sanatları Eğitmeni
Zack Cliff Burton


Mesaj Sayısı : 814
Kayıt tarihi : 23/02/11

12. Temizlik Denetlemesi. Empty
MesajKonu: Geri: 12. Temizlik Denetlemesi.   12. Temizlik Denetlemesi. Icon_minitimePaz Mayıs 08, 2011 8:09 pm

Söylediklerimi dinledikten sonra tüm kardeşlerim odalarına yöneldi ve temizliğe başladı. Bir süre hepsine göz attıktan sonra bende odama yöneldim ve dağınıklığa göz attım. Gerçekten odam iğrençlik seviyesinde dağınıktı. Bir süre burayı nasıl temizleyeceğime kafa yorduktan sonra benim için temizlik yapmanın imkansız olduğunu hatırladım ve yüzüklerimi aktive edip the black rose’u ortaya çıkardım. Silahlarım ellerimde bir anda oluştuktan sonra üzerlerindeki taşlara basıp hizmetkarlarımı çağırdım. Taşlar ben bastıktan sonra ortama mor bir duman yaymaya başladı. Kısa bir süre sonra dumanların içinden iki yüz çıktı. Bu yüzlerin sahibi Sebastian ve Claude’idi. İkisi de diz çöktükten sonra bir ağızdan ’’Emredin efendimiz.’’ dedi. İkisinin de kırmızı gözlerinin içine bakıp ’’Ayağa kalkabilirsiniz. Size vereceğim bir görev var.’’ dedim ve odamdaki rahat koltuğuma oturdum. Benim oturmamla birlikte Sebastian ve Claude ayağa kalktı. İkisine de sıcak bir gülümsemeden sonra arkalarına bakmaları için bir bakış fırlattım. Aynı anda kafalarını çevirerek erafa bir göz attılar ve ne demek istediğimi fark ederek anlayışlı bir ifade takındılar. Çenemi yumruğuma dayaarak konuşmaya başladım ’’ Benim temizlikte ne kadar kötü olduğumu biliyorsunuz. O yüzden sizden ricam benim yerime burayı sizin temizleniz. Acaba bunu benim için yapabilir misiniz? ‘’. Konuşmam bittikten sonra Sebastian ve Claude diz çöktü ve Sebastian konuşmaya başladı ’’ Sormanıza gerek yok efendim. Tabi ki burayı temizliyebiliriz ‘’. Sebastian konuşmasını bitirdikten sonra hemen odadan dışarı çıkıp temizlik malzemelerini almaya gitti. O gidince Claude konuşmaya başladı ve’’ Biz temizlik yaparken güzel bir çay içmek ister misiniz efendim? ’’ dedi. Claude’a gülümseyip ‘evet’ manasında kafamı salladım. Claude kafasını sallayıp hemen mutfağa doğru yöneldi.
Odada yalnızken acaba kardeşlerime haksızlık yapıyor muyum diye biraz kafa ordum ama bir cevap alamadım. Ben onlara odalarının temiz olmasını söylemiştim, bunları illa kendilerinin yapacaklarını değil. Kullanabildikleri ne varsa kullanabilirlerdi. Bir süre yalnız başıma düşüncelerimle boğuşurken iki hizmetkârımda içeri girdi. Sebastian temizlik malzemelerini bir kenara bırakıp Claude’un gelmesini bekledi. Claude ise mutfaktan getirdiği benim özel çin fincanını dikkatle taşırken yanıma yaklaştı ve diz çökerek fincanı bana sundu. Ben fincanı minnet ile alırken Claude’da açıklamaya başladı. ’’ Yeşil çay yaprakları ile aroması arttırılmış çin usulü yeşil çay efendim. ‘’. Çayı yudumladıktan sonra Claude’a ’’ Teşekkür ederim Claude ‘’ dedikten sonra işine dönmesine müsaade ettim. Sebastian ve Claude işe öyle hızlı bir şekilde başladılar ki neler olduğunu anlamak için daha dikkatle bakmam gerekti. İlk başta halıları kaldırmışlardı. Paspası öyle hızlı bir şekilde kullanıyorlardı ki odanın yerleri bir dakika içerisinde temizlenmişti. Yerleri ortaklaşa bitirdikten sonra ikiye ayrılıp konuşmadan görev paylaşımı yaptılar. Birisi kirli kıyafetleri yerden kaldırırken diğeri de çalışma masamı temizliyor ve kitaplarımı alfabetik sıraya diziyordu. Onların bu hızlı çalışmalarını gördüğümde gülümseyerek gözlerimi kapattım ve odanın her dakika güzelleşen kokusuyla birlikte huzurlu birkaç dakika geçirmeye başladım. Gözlerimi açtığımda odamın her yanı temizlenmişti. Etrafa şaşkınlıkla göz gezdirdikten sonra Claude’un ve Sebasian’ın karşımda diz çötüğünü fark ettim. İkisine de gülümseyerek ‘’ Demek işinizi bitirdiniz ha? Güzel, o zaman salon’a geçebiliriz. Kardeşlerim işlerini bitirmiştir şimdiye kadar.’’ dedim ve koltuğumdan kalkarak salon’a doğru yürüdüm. İki hizmetkârım da beni takip etti. Salon’a girdiğimizde tüm kardeşlerimin işlerini bitirip salon’da buluştuğunu gördüm. Gülümseyerek yanlarına gittim ve ’’ Bravo benim sevgili kardeşlerim. Eminim hepiniz odalarınızı en iyi şekilde temizlediniz. Bu yüzden size küçük bir iyilik yaparak salon’un temizliğini hizmetkârlarıma yaptıracağım. Şimdi koltuğa oturabilirsiniz. ‘’ dedim. Daha sonra Sebastian’a bir bakış fırlattım. Hemen kafasını sallayarak işe başladı. Bir süre sonra Sebastian karşımda diz çöküp ’’ Efendim salon'un temizliği bitti. Size kardeşlerinize ve temizlik denetleyicisine güzel bir tatlı hazırlamamı ister misiniz? ‘’ diye sordu. Ona gülümseyip ’’ Bu çok güzel bir fikir Sebastian. Ama az kalorili bir şeyler hazırla tamam mı? Denetleyici bir afrodit kızı ve onlar kaloriden pek hoşlanmazlar. ‘’ dedim. Sebastian hemen mutfağa yöneldi ve birkaç şey çıkararak tatlı hazırlamaya başladı. Bir süre sonra yine karşımda diz çöküp bir tatlı tabağı sundu ’’ Meyve püreli çikolatalı sufle. Afiyet olsun efendim. ‘’ dedi ve yüzüğüme geri girdi. Sebastian ve Claude işini bitirdikten sonra kaybolurken bende kardeşlerimin tatlı yerken ki rahatlayan yüz ifadelerine baktım. Hepside çok çalışıp odalarını temizlemişlerdi. Kulübemiz şuana kadar en temiz haline gelmişti ve ben lider olarak bundan çok mutluydum...

-- RP bitmiştir --
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alexandra Bethany Daniels
Afrodit'in Çocuğu
Afrodit'in Çocuğu
Alexandra Bethany Daniels


Mesaj Sayısı : 1854
Kayıt tarihi : 05/09/10

12. Temizlik Denetlemesi. Empty
MesajKonu: Geri: 12. Temizlik Denetlemesi.   12. Temizlik Denetlemesi. Icon_minitimeÇarş. Mayıs 11, 2011 2:14 am

Değerlendirmede.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
12. Temizlik Denetlemesi.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Zeus Kulubesi Temizlik RP'si (Temizlik Denetlemesi 5)
» Temizlik Denetlemesi 11
» 13. Temizlik denetlemesi
» 14. Temizlik Denetlemesi!
» Temizlik Denetlemesi 16

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Melez Kampı :: Kulübeler :: Nyks Kulübesi-
Buraya geçin: