Olimpos Rpg Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi. |
|
| Temizlik denetlemesi 12 | |
|
+2Alexia Sophie Russell David Killer 6 posters | Yazar | Mesaj |
---|
David Killer Hypnos'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 534 Kayıt tarihi : 05/02/11
| | | | Alexia Sophie Russell Hypnos'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Büyü Teknikleri Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 654 Kayıt tarihi : 26/01/11
| Konu: Geri: Temizlik denetlemesi 12 Cuma Nis. 15, 2011 5:08 am | |
| David'in yorganımı üzerimden çekmesiyle uyandım. Lanet olsun! Bugün temizlik vardı ve ben uyuyordum! Kendime kıza kıza kalktım, ben ki koskoca kulübeyi tek başına temizlemiş Alexis, nasıl olup da tembellik yapabilmiştim!? İçimden kendime bağırmayı kesip bir an durdum. Liderlik artık David'indi ve bu da bana tembellik hakkı veriyordu. Bu düşüncenin verdiği zevkle sırıttım ve "Bakalım liderlik düşündüğün kadar eğlenceli miymiş David." dedim. Üzerimi değiştirip etrafıma baktım. Odam resmen çöplük gibiydi. Rüyadan rüyaya giderken odamı toplamayı unutmuştum tabii ki. İlk işim camları açmak oldu. İçeri giren temiz hava temizliği daha katlanılabilir hale getirmişti. Yeri neredeyse görünmez kılan çöpleri topladım ve çöp kutuma doluşturdum. Kek paketleri, sakızlar, kullanılmış dosya kağıtları... Ne ararsak vardı. Dolabımı açmamla üzerime yığılan kıyafetlerle bir an sendeledim. Aman Tanrılarım! Dolabım resmen beni öldürmeye çalışıyordu. Kıyafetleri tek tek katlayıp yerlerine yerleştirirken yavaş yavaş uykum gelmeye başlamıştı. Kendimi çimdikleye çimdikleye bu işi de bitirince dolabımın kapağını kapattım. Saate baktığımda otuz dakika geçtiğini fark ettim. Derin bir nefes alıp her zaman düzenli tuttuğum kitaplığıma yönelirken çabucak bitirip yatağıma dönmek için dualar ediyordum.Kitaplığımın tozunu alıp kitapları geri yerleştirdiğimde tekrar okumak istediğim en az yirmi kitap olduğunu anlamıştım ve en kısa sürede okumazsam kendimden nefret edecektim. Tamam, uykuyu çok seviyordum ancak hiçbir şey ben ve kitaplarım arasına giremezdi: Görevler hariç! Bir ara uyuyakalıp David tarafından soğuk suyla uyandırılınca homurdana homurdana işime geri döndüm ve yatak örtüsü, perde gibi şeyleri çıkartıp kirliye attım. Tam yerleri silmeye başlayacakken David'in odasından gelen patlama sesiyle o tarafa koştum. Odaya daldığımda etraf benim odamın ilk halinden daha da beterdi. Şaşkınlıkla ''Bu da ne?'' diye sorduğumda ''Hephaistosluların hazırladığı bir tuzak. Ama merak etme. Hemencecik toparlarım.'' dedi. Kendi odama döndüm ve temizliğime kaldığım yerden devam ettim. Bir yanan da bir ara Hephaistos çocuklarını ziyaret etmem gerektiğini düşünüyordum. David'in liderliği almasına çok kızmasam da biraz kırılmıştım ve Hephaistos çocukları intikam planı yapmama gerek bırakmamıştı. Yerleri silmeyi bitirdiğimde yorgunluktan ölüyordum. Ama tekrar ıslatılmak istemediğimden -onun da intikamını almayı aklıma kazıyarak- etrafın tozunu aldım ve yeni yatak örtülerimi serdim. Perdeleri takmam kısa boyumdan dolayı zor olsa da taktım ve oturma odasına indim. Bakalım görev dağılımlarımız nasıl olacaktı.
En son Alexis Lavinia Montgomery tarafından C.tesi Mayıs 07, 2011 11:13 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi | |
| | | Reo Warner Küçük Tanrı
Mesaj Sayısı : 78 Kayıt tarihi : 18/04/11
| Konu: Geri: Temizlik denetlemesi 12 Salı Nis. 19, 2011 9:47 pm | |
| Hypnos aşkına! Kampa geldiğimin ertesi günü temizlik.. David ve Alexis kalkmış harıl gürül odalarını topluyordu. Uyanması zor bir odada uyanmaya çalışıyordum afyonum dahi patlamamıştı gözümü zar zor açıyordum. Neyseki ilk günüm olduğu için odamı dağıtmaya fırsat bulamamıştım. Üstümü değiştirdim, etrafta gelişigüzel duran bavullarımı dolabıma tıktım. Odamın camını açtım, bu saatde kampın inanılmaz güzelliği benibenden yaklaşık beş dakika almıştı, kendime geldiğimde Alexix ve David'e yardım etmem gerektiğini idrak edebilmiştim. Kulübe liderimiz David'di ilk önce uyananda oymuş sanırım telaşlı ve fevri davranıyordu. Bir an gözüm Alexix'e takıldı gördüğüm manzara bir hayli komikti dolabı kızın üstüne patlamıştı be. Herkez kendi odasıyla ilgilenirken ben zaten dağıtamadığım odamdan ayrılıp mutfağa yöneldim. Kapıyı gıcırdatarak açtım, herkez odasıyla öyle meşgulduki beni ne gördüler nede duydular. Zaten kimseye günaydında dememiştim, o kadar uykululardıki duymayacaklarından emindim. Mutfağa girer girmez o pis koku üstüme hücum etti. ''Lanet olsun burda yüzlerce fağremi öldü bee!'' diğe bağırdım. Öncelikle Camları açtım mutfağın acilen havalanması gerekiyordu. Yapılan hazır konservelerin çöpleri etrafta, kesilen sebze ve meyvelerin kabukları çöp yerine tezgahın üstündeydi. Bir an ne halleri varsa görsünler be! diyesim geldi ama sonuçta bundan sonra hep birlikteydik. Elimi taşın altına koymam gerektiğini biliyordum. Sinirlerimi yatıştırdım ardından öncelikle tezgahtaki çöplerden başladım. Elime aldığım çöp kovasını doldurana kadar çöpleri doldurdum. ''Uhh be koskoca çöp kovası doluyordu nerdeyse.. Bu çocukların acil bi disipline ihtiyaçları var. Bu şekilde nasıl yaşayabiliyorlarki ?'' diye mırıldandım. Çöpler tamamdı, mutfağa ilk girene ''ÇÖP KUTUSUNU GİT VE BOŞALTT'' diye bağırıcaktım. Fakat bi süre kimse gelmedi. Lavaboya yöneldim biriken bulaşıklar küçük bir tepecik oluşturmuştu, General Chirs gibi ''o tepeyi ele geçirmeliyiz evlatlarım!!.'' Diyesim geldi, belkide demişimdir. Ardından Bulaşıklara girişi verdim. On dakika, yirmi dakika, otuz dakika derken Bulaşık deterjanının azaldığını farkettim, ''daha temkinli kullan Ğeoo daha temkinli'' diye mırıldandım kendime. Bulaşıklar paranoyamı arttırıyordu. Yıkadıkça azalması gereken bulaşıklar adeta yıkadıkça artıyordu. Saati kontrol ettiğimde, bulaşıklara başlamamın üstünden elli dakika geçmişti, derin bir nefes alıp verdikten sonra bir gayret ile bulaşıklar bitmişti. Şimdi onları yerlerine yerleştirmem gerekiyordu. ''Yerlerine yerleştirmekmi.. Ama ama ne nereye konacaktıki..'' diye kendi kendime bir iki kere sordum. Kafama göre bi düzen oluşturacaktım fakat burası toplu kullanılan bir alandı herzamanki düzene uymama gerekiyordu. ''LEXYYYY---- LEXYY--- A-LEX-İ'' diye üç defa bağırdım. Sanki Zeus'un yıldırımlarından birine tutulmuştum. Alexix mutfak düzenini biliyodur diye düşünmüştüm o yüzden çağırmıştım onu, e sonuçta bi önceki lider oymuş.. Alexix'i beklerken Elime aldığım bezlerle toz almaya başlamıştım.. | |
| | | David Killer Hypnos'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 534 Kayıt tarihi : 05/02/11
| Konu: Geri: Temizlik denetlemesi 12 Perş. Nis. 21, 2011 7:05 am | |
| Aslında Ğeo'nun iş yapması saçmaydı ama bana haber vermeden kalkmış mutfağı toparlamıştı. Nasıl olsa daha ilk günüydü. Üç kez Alex'e seslenince onun iş yaptığını farkettim. Alex'in meşgul olduğunu ve onu duymazdan geldiğini gördüm. İş bana düşmüştü ve içeri gittim. Girdiğimde manzara çok kötüydü. Bu Ğeo denen çoçuk temizlikten hiç mi hiç anlamıyordu. Onu dışarı çıkardım ve Alex'e yardım etmesini söyledim. Mutfağı ben toplayacaktım. Belki ondan sonra banyoya da girişebilirdim. Ama önce mutfağı yapmalıydım. Ğeo boşa zaman harcamıştı. Bir tepecik şekline getirdiği bulaşıklar için çok fazla deterjan harcamıştı. Ben de kalan deterjanla temizlemeye başladım. Süngerin üzerine az bir deterjan koydu. Suyun altına tuttum ve sıktım. İçinden çıkan köpükleri görünce sevindim. Daha önce hiç mutfak temizlememitim. Hele bulaşık hiç yıkamamıştım. Bulaşıkların hepsini köpürtüp bir köşeye kaldırdım. Daha sonra kaynar suyu açtım. Hepsini yıkarken elime çarpan suyla irkildim. Küçük bir gökkuşağı çıktı ve cebimde bir drahmi vardı. İçine attım ve annemi görmeyi istedim. Tam da istediğim gibi oldu. Annem karşımda işlerinin başında harıl harıl çalışıyordu ve ben seslenene kadar da beni görmedi. Seslendiğimde çok heyecanlandı ve koyu bir sohbete girdik. Görüntü silikleşmeye başladığında ona bir öpücük yolladım. Elveda ettim ve görüntüyü sildim. Sonra işerimin başına döndüm. Hepsini yıkadıktan sonra kurumaları için oraya ters bir şekilde leğen gibi bir şeye koydum. Daha sonra camın açık olduğunu gördüğümde rahatladım çünkü deterjan çok pis kokuyordu. Bunu gidermek için en doğal çözüm camın açık olmasıydı. Daha sonra da koku sıkardım. Artık çöplere girişmenin ve oradaki kolduğun lekelerini çıkarmanın sırasındaydı. Hepsini çöpe attım. Çöp taşmak üzere olduğundan diğer poşeti de açmak zorunda kaldım. Lekeler içinse yapacak tek şey vardı. Bir çamaşır suyuyla çitilemeliydim. Bunu sonraya bırakmaya karar verdim ve halının üzerinden bir çok şeyi elimle aldım. Poşeti doldurduktan sonra koltuğun kabını çıkardım ve çitilemeye başladım. Çitileme bittikten sonra elimin buruş buruş olduğunu farkettim ve kuruması için güneşe astım. İçeriyi kontrol etmek için gittiğimde herkesin çalıştığını gördüm ve yine beklemeye başladım.. Tekrar mutfağa girdiğimde camları gördüm ve kırıldığını farkettim. Birisi kırmıştı. Bunun için hemen Büyük Ev'e koşup durumu anlattım. Hemen Kheironla beraber geldik ve yeni cam taktırdık. Kheiron bunu kimin yapacağını araştıracağını söylemişti ama pek de inandırıcı olamamıştı. Cam takıldıktan sonra camları silmeye başladım ve bütün lekelerin geçtiğinden emin olunca kurumaya bıraktığım koltuğun kılıfını aldım. Tek başıma yerleştirirken zorlandım ama sonunda bunu da başardım. O ara elim koltuğun altına girdi ama olan olmuştu. Yapılabilecek hiçbir şey yoktu. Daha sonra bulaşıklara yöneldim ve hepsini kaldırmaya başladım. İlk dolapta tabaklar, sonrasında sırayla kase, bardaklar.. Alttaki sürgülü çekmecelerde ise çatal, bıçak ve kaşıkları yerleştirmeye başladım. Daha sonra keskin olan bıçakları bir altına koyduğum zaman bayağı rahatladım ama yapacak son bir şey vardı. Buzdolabını temizlemek.. En zoru sona atmıştım. Bütün rafların üzerindeki şeyleri ve rafları boşalttım. Daha sonra elimdeki bezi ıslattım ve giriştim temizlemeye. Yumak yumak kir topu oluştuktan sonra temizlendiğini anladım ve rafları da silerek yerleştirdim. Daha sonra üzerindekileri temizlemeye başladım. Kahvaltılıkları en üst rafa koyduktan sonra meyve-sebze yerini de doldurdum. Pek ihtiyacımız olmuyordu buzdolabına ama biz kullanıyorduk. Daha sonra dıştan da sildim ve temiz olduğunu anladım. Daha sonra üzerine önceden hazırladığım dolap yapışkanlı süsleri yapıştırdım. Bütün işlerin bittiğinden emin olduktan sonra kulübenin dış cephesinin boyasının kalktığını hatırladım ve son iş olarak bunu hep beraber yapacaktık. Her yerini boyayacaktık. Cam için gittiğimde görmüştüm. Neyse ki içeri gittim ve oturmaya başladım. Biraz kestirmenin kimseye zararı olmazdı.. | |
| | | Richard Jaden Russell Herakles Savaşçısı/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 268 Kayıt tarihi : 16/02/11
| Konu: Geri: Temizlik denetlemesi 12 Çarş. Mayıs 04, 2011 5:44 am | |
| Yeni geldiğim kulübemde ilk günlerimdi ve ben her zamanki gibi kusursuz bir şekilde uyuyordum. Saydam rüyalar içerisindeydim ve bu tıpkı tanrı olmak gibi bir şeydi. Değişik rüyalara giriyor ve her rüyamda farklı bir kişi oluyordum. Uyandığımda gözlerimi açmamak için direniyordum fakat etraftaki hareketliliği anlamamak imkansızdı. Birileri bir şeylerle uğraşıyordu, hararetli konuşmalar yapılıyor ve herkes bir şeyleri düzeltmeye çalışıyordu. Yani muhtemelen kulübemizde genelde olamayacak kadar hareketli bir gündü. Kafamı yastıktan kaldırıp etrafa baktım. İşte şimdi bu hareketliliğin sebebini anlamıştım. Bugün temizlik günüydü. Hypnos çocukları bile uyumaktan vakit bulup bu kadar hararetli bir şekilde temizlik yapıyorlarsa diğer kulübeleri düşünmek istemiyordum. "Vay be, bunlar bu temizlik işini gerçekten de bayağı bir abartmış. Bu kadar çalışmak için yaklaşık bir hafta uyumam gerekiyor. O yüzden biraz daha uyusam iyi olur." dedim. Fakat sonra düşünmeye başladım. "Kulübede yeniyim ve kardeşlerime yardım etsem hiç de fena olmaz. Evet, evet... Onlarla yardım edeceğim." Neler söylediğime ben bile inanamıyordum. Fakat bunları söyledikten sonra yine uyku ağır bastırdı. Hypnos çocuğu olmanın kötü yanları da vardı. "Pekala kendimle anlaşmam gerekiyor. Kardeşlerime kesinlikle yardım edeceğim fakat bundan önce biraz uyuyacağım. Sadece birazcık. Mesela bir gün falan." diye mırıldandım ve kafamı tekrar yastığıma gömmeye hazırlandım. Fakat altımda yastığım yoktu. Latince bir küfür savurup etrafa baktım. Karşımda bir çift sinirli göz bana bakıyordu. Bu gözler "Hemen kalk ve temizliğe katıl yoksa seni yatıracağım uykudan bir daha asla uyanamazsın!" der gibiydi. "Tamam, tamam size yardım edeceğim. Ama o kadar gayretle çalışıyordunuz ki bozmaya kıyamadım." dedim son bir deneme ile. David hala bana bakıyordu. "Tamam, tamam... Giyinip geliyorum. Haydi çık artık odamdan!" diye bağırdım. David dışarı çıktıktan sonra tekrar uyumak için hazırlandım. Ne yani, kulübeye ilk geldiğim günlerde temizlik mi yapacaktım? Fakat kafamın altına baktığımda yine yastığım yoktu. Lanet olsun, işte o an temizlikten kaçış olmadığını anladım. Yavaş bir şekilde yataktan kalktım gerindim. Üstüme günlük ve basit bir şeyler giyip mutfağa yürüdüm. İlk önce David'i bulup ne iş yapmam gerektiğini soracaktım. | |
| | | Alexia Sophie Russell Hypnos'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Büyü Teknikleri Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 654 Kayıt tarihi : 26/01/11
| Konu: Geri: Temizlik denetlemesi 12 Çarş. Mayıs 04, 2011 6:30 am | |
| Oturma odasında David'in görev dağılımı yapmasını beklemekten sıkılınca, daha doğrusu uykum gelmeye başlayınca ve ben yeniden ıslatılmayı istemediğimden, oturma odasını temizlemeye başladım. Etrafta resmen benim boyum kadar toz vardı ve bu iğrençti. Gerçek anlamda... Bu görüntü bende uyku muyku bırakmadı. Ben de bezi kaptığım gibi tozlara hücum ettim. Tozlarla derin ve duygusal bir ilişkinin ortasındayken merdivenlerden inen abim "Hey, yardım lazım mı Lexi?" dedi. Toz kaçmasından dolan gözlerle 'Sence?' dercesine bir bakış fırlattım. Halime acımış olmalı ki bezi kaptığı gibi yemek masasının tozlarını almaya başladı. Kulübedeki en yeni kardeş olarak hemen temizliğe başlaması çok hoştu, ancak bunda David'in parmağı olduğunu hissediyordum. Az önce uçuşan tozların arasında hayal meyal de olsa yukarı çıktığını görmüştüm. Tozlarla olan mücadelemiz bittiğinde ben de bitmiştim. Richard hâla uyanık görünüyordu, ama ben küçüktüm sonuçta! Aramızda koskoca iki yıl var yani! Ayrıca o erkek! Erkekler temizlik yapsa işler daha çabuk biter bence. Bu düşüncelerden ayrılıp 'Ne oldu kızım senin kadın erkek eşitliği inancına!?' diye bağırdım. Tabii içimden, psikolojik olarak. Gülerek "Yardımın için teşekkürler. Bu arada toz bezi yakışmış." dedim. Rich elindeki kirli bezi tam suratıma fırlatınca ufak tefekliğimin verdiği çeviklikle bezden kaçtım. David Richard'ı çağırınca bezleri banyoya bırakıp döndüm ve yastıkları düzelttim. Sonra da yemek masasının üzerindeki vazoya yeni çiçekler koydum. Bu arada camların da rezil bir halde olduğunu gördüm. Ah, lütfen! Ne zaman bitecek bu işkence!? Yeni bezleri alıp camları silmeye başladım. Bu iş bittikten sonra yüz koca yıl boyunca uyuyacağıma söz vererek kendimi avuturken camların bu kadar büyük olmasına lanet etmeyi de unutmadım.
En son Alexis Lavinia Montgomery tarafından C.tesi Mayıs 07, 2011 11:14 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | Georgina Orwell Hypnos'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 590 Kayıt tarihi : 18/02/11
| Konu: Geri: Temizlik denetlemesi 12 C.tesi Mayıs 07, 2011 8:13 am | |
| Şu David'e o kadar sinir oluyorum ki şu anda! Hemen onun için bir plan düşünmem gerekiyordu. Temzilik var diye beni başımdan aşağıya bir kova su dökerek uyandırmıştı. Hem de buzlu! Ah, ah, David, bunu yapmayacaktın! Bunu yaptığına seni çok pişman edeceğim!
Bir yandan plan düşünürken bir yandan da odamın ne kadar dağınık olduğuna hayretle bakakaldım. Bu odayı gören ve beni tanıyan biri kesinlikle 'Aaa! Bu Georgina'nın odası!' diyemezdi. İyi ki daha demin salonun temizliğini diğerlerine bırakıp odama gelmiştim. Sırf bu odanın görünüşü yüzünden her ne kadar kulübenin geri kalan yerleri cillop gibi olsa da 1 alabilirdik. Odamda adeta bomba patlamış gibiydi, şık giysilerim odanın her yanına saçılmıştı, bıçaklarım da odanın ortasında son derece tehditkar bir şekilde duruyordu. O kolyeyi hangi ara çıkarmıştım ben? Bıçakların yanında rimeller, rujlar, ojeler, göz kalemleri ve benzeri makyaj malzemeleri çok komik bir görünüm sergiliyorlardı. Hades oğlu Robert'ın Club Harris adlı barının açılış partisinge giydiğim siyah elbisenin üstüne fena halde kana benzeyen ama aslında benim planlarımdan birinin uygulama malzemesi - başka bir deyişle çaldığım ganimetlerden biri olan- kırmızı boyalardan dökülmüştü. Elbisenin o halini görünce bir anda başım döndü ve yere düştüm. O en sevdiğim elbiselerimden biriydi! İçimden çığlıklar atarak ağlamak geçiyordu. Sığ bir kız gibi davrandığımı biliyordum. Herhalde gerçekten sığ bir kız olduğum içindi. Herhalde melezler beni böyle görse bana katıla katıla gülerdi - en başta da Aredhel olacak o salak Demeter kızı. Gerçekten de gülünecek vaziyetteydim. Odamın hali yüzünden saçımı başımı yoluyordum. Saçlarım darmadağın olmuştu. Kardeşlerimden biri beni görse şu anda 'Öcü!' diye çığlık atarak benden kaçardı. Bir saniye...
Odamın ortasında aklımda beliren sadist düşüncelerle "Buldum!" diye öyle bir çığlık attım ki tüm kardeşlerim temizlikle meşgul olmasalar buraya doluşurlardı. Ama iyi ki doluşmamışlardı. David'e karşı ne yapacağımı bulmuştum. Üstelik Alexis de nasibini alacaktı bundan. Düzeltiyorum, çığlığıma odama doluşan bütün kardeşlerim nasibini alacaktı. Hepsinin korkudan ödü patlayacaktı.
Planım şuydu. Odamın gizli bir köşesinde planlarımı uygulamak için sakladığım malzemelerden kırmızı boyayı alıp üstüme dökmekti - bunun ne mi faydası olacaktı? Şöyle: Kırmızı boya kan gibi gözüküyordu ya, üstüme döekcektim ve hareketsizce yerede yatacaktım. Gözlerim dehşetle(!) ipiri açılmış olacaktı. Yani bir nevi ölü numarası yapacaktım. Tabii ortamı gerekli hale getirdikten -temizledikten- sonra olacaktı bu.
Hemen odamı toparlamaya başladım. Odamın dağınıklığını idrak etmek benim için hala zordu. İlk önce giysilerimi güzelce geniş gardırobumun içine yerleştirdim. Sonra tokalarımı, takılarımı ve makyaj malzemelerimi düzeltmeye çalıştım. Takılarım ve tokalarım, hepsi birbirine girmişti. Adeta bir yumak gibiydiler. İlk önce nazikçe ayırmaya çalıştım. Olmayınca hepsini çekiştirmeye başladım. Kafaya koymuştum - ne yapıp ne edip bu tokaları ayıracaktım. Bir gün uğraşmak zorunda kalsam bile bunu yapacaktım. Takıları tokaları oralarından buralarından tutup çekiştiriyordum. Bir rtalarından nazikçe tutup düğümleri çözmeye çalışıyordum, bir de kuvvetle çekiştiriyordum. Düğümleri çözmenin daha hayırlı olacağına kanaat getirdim ama bu da işe yaramıyordu ki. Bir düğümü çözmeye çalışırken bir başka düğüm ortaya çıkıyor ve iş iyice arap saçına dönüyordu.
Yavaş yavaş çabalarım sonuç vermeye başlamıştı. Baa saatler gibi gelen bir sürede ilk düğüm çözüldü ve diğerleri de arkasından çorap söküğü gibi geldi. Tüm düğümlerin çözülüp tokaların ve takıların birbirinden ayrıldığına emin olunca toka ve takı kutusunu yerdeki onca dağınıklığın arasından çıkardım ve tokaları ve takıları kutusuna koyup makyaj masasının üstüne koyuyordum ki bir başka sorunu farkettim. Makyaj masasının üstüne birtakım makyaj malzemeleri dökülmüştü ve sayısız bıçaklarımdan biri baştan aşağı simlerle kaplıydı. O anda gülsem mi ağlasam mı bilemedim. Ne yapacaktım ben bu halde?! Elimdeki takı ve toka kutularını temiz bir yere koyup elime bir bez aldım ve masanın üstündeki pisliği temizlemeye başladım. Tabii temizlemeden önce bütün o makyaj malzemelerini çöpe postaladım. Hepsini daha sonra alabilirdim nasıl olsa. O makyaj malzemelerini attığımda rahat bir nefes almıştım. Şimdi masayı rahatça silmekteydi sıra. Öyle de yaptım zaten. İlk önce üstünü simler kaplamış bıçağımı elime alıpsimlerini temizledim ve onu yine boynuma astım. Sonra masayı sildim. Bez iki saniyede türlü makyaj malzemeleri içinde kaldı. Yeni bir bez almam gerekiyordu. Bunu üzerine yeni bez almak için kilere indim. Orada her şey bulunurdu. Tahmin ettiğim üzere temiz bir el bezi de vardı. Elbezini hayatımın hazinesiymiş gibi elimde tutarak odama geldim. Şimdi sıra yerleri toplamaktaydı. Yerleri toplamanın kolay bir iş olduğunu sanıyor olabilirsiniz ama inanın bana bu işi yapacağıma cam silmeyi tercih ederdim. Ama ne yazık ki camlar cillop gibiydi - yani tertemizdi. Aslında sağlama olsun diye üstlerinden bir daha geçebilirdim ama kendime iş çıkarmaya hiç hevesli değildim.
En sonunda yerdeki her şey yerine konduğunda planımı uygulama aşamasına geçebildim. Odamdaki ganimetlerimi koyduğum gizli yerden bir kova kırmızı boya aldım - biraz sıvı olduğu için kan gibi görünüyordu boya. Şimdi sırada odayı korku filimlerinden çıkma bir yer haline dönüştürmek vardı. Ve bunu yapmak da oldukça basitti. Etrfata biraz kan oldu mu bir de ceset al sana korku filminden çıkma oda...
İlk önce etrafa yatağımın kenarına biraz kırmızı boya sürdüm - böylece yataktan yuvarlanıp yere düşmüşüm gibi olacaktı. Ne olur ne olmaz diye etrafı da dağıttım - evet biliyorum, içinizden deli falan diyorsunuz ama tekrar toplamaya razıyım- sonra ganimetlerimin arasından saplanmış gibi görünen ama aslında sadece kalbinin üstünde saplanmış gibi duran hançeri çıkardım. Onu kendi kalbime saplamadan önce üstüme biraz kırmızı boya döktüm. Zaman gelmişti. Hançeri kendi kalbime saplamadan önce kendimi yere attım ve çığlığı bastım. Tam olması gereken yerdeydim. Yani yatağın dibinde. Gözlerim dehşetle iri iri açılmış, nefes almaksızın yerde yatıyordum. Derken kapı şiddetle açıldı ve içeriye Alexis, David ve Richard daldı. Hepsi odamın - ve benim- bu haline şaşırmış gibiydiler. Bir anda Alexis çığlığı bastı ve yere çöküp ağlamaya başladı. "Georgina! Georgina kim-" derken sesi kesildi. Çünkü ben yerimden doğrulmuş ve doğrulurken "Şaka!" diye bağırmıştım. Şimdi niye yerden kalktığımı soruyorsunuz kesin. O zaman şöyle cevap vereyim. Nefesimi daha fazla tutamamıştım ve o anda gülme gelmişti. Zaten öyle de oldu. Gülmeye başladım. O anda kardeşlerimin yüzündeki ifade görülmeye değerdi. Bana kızacakları su götürmez bir gerçekti ama şimdi bu anın tadını çıkarıyordum. | |
| | | Alexia Sophie Russell Hypnos'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Büyü Teknikleri Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 654 Kayıt tarihi : 26/01/11
| Konu: Geri: Temizlik denetlemesi 12 C.tesi Mayıs 07, 2011 9:22 am | |
| İnanamıyordum! Ben üzüntü ve gözyaşlarıyla bana bir ömür gibi gelen bir saniye geçirmişken, Georgina kalkmış karşımda kahkahalarla gülüyordu. Şok, kızgınlık ve daha birçok negatif duyguyla oturmuş ona bakarken Dave ve Rich'in de benden farkları yoktu sanırım. Georgina "Nasıl da kandırdım! İşte intikam budur canlarım!" dedi kahkahaları arasında. Ben önce beylere, sonra da Georgina'ya baktım. Hâla bunu yaptığına inanamıyordum. Kendini ilk toplayan Rich oldu "Bu nasıl bir espri anlayışı ben anlamadım Georgina!?" dedi sinirle. David de "Ne yaptık ki böyle bir intikam aldın?" dedi. O biraz daha sakindi. Büyük ihtimalle hâla şoktaydı. Bense yavaşça ayağa kalktım ve tek kelime etmeden odadan çıktım. Aklımda eski ve kötü anılar vardı. En yakın arkadaşım ve az daha ölümüne sebep olacak şakası... Eski sevgilisinden intikam almak isterken az daha canından oluyordu. Hadi o sevgilisiydi, ama biz Georgina'nın yarı da olsa kardeşleriydik. Nasıl yapabilmişti? Düşündükçe sinirlerim tepeme çıkıyordu ve eğer sakinleşmezsem gidip Geprgina'ya sıkı bir yumruk atacaktım. İlk odaya daldım ve kapıyı çarparak kapattım. Sakin ol, sakin ol Alexis! Ah, Olimpos aşkına! Bu kadar korkunç bir intikam alması için ne yaptık biz ona!? Sinirimin geçmesi için kendimi temizliğe vermeye karar verdim ve girdiğim odayı toparlamaya başladım. Kıyafetler her yerdeydi ve onları toplamak sinirimi bir hayli yatıştıracaktı. En azından ben öyle umuyordum... Kıyafetleri tek tek katlayıp dolaba yerleştirirken biraz önce olanları düşünmemeye çalışıyordum. Daha çok dağınık odayı ve yapmam gereken temizliğe odaklanmaya çalışıyordum, ancak pek de başarılı değildim sanırım. Sürekli o sahne gözümün önüne geliyordu. En sonunda kıyafetleri yerleştirmeyi bitirince odaya baktım ve şaşkınlıkla Jasmin'in odasında olduğumu fark ettim. Uzun süredir kamp dışındaydı, görevden göreve koşuyordu. Eh, eğer başına bir şey gelseydi rüyamızda görürdük. Bu nedenle endişelenmiyordum. Kıyafetlerden sonra makyaj malzemelerini düzenledim. Bizimkiler yakında Afrodit kızlarını geçeceklerdi makyaj malzemesi konusunda. Bu iş de bitince her ne kadar bir süre dışarı çıkmak istemesem de banyoya gidip bez aldım ve odaya geri döndüm. Kimseyle karşılaşmamıştım ve bu sinirlerime iyi gelmişti. Homurdanarak "Bunu fena ödeyeceksin Georgina." dedim ve intikam planları eşliğinde toz almaya başladım. Anlaşılan kulübede intikam rüzgârları uzun bir süre dinmeyecekti. Planlarıma o kadar dalmıştım ki, toz aldığım yerleri tekrar sildiğimi anlamam biraz zaman aldı. Anlayınca bezi bir kenara bıraktım ve açmayı unuttuğum camları açıp odayı havalandırdım. Açıkçası temiz hava bana da iyi gelmişti. Sinirim yatıştığı için daha rahat plan kuruyordum ve bu oldukça tatmin ediciydi. | |
| | | Alexandra Bethany Daniels Afrodit'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1854 Kayıt tarihi : 05/09/10
| Konu: Geri: Temizlik denetlemesi 12 Çarş. Mayıs 11, 2011 2:07 am | |
| | |
| | | | Temizlik denetlemesi 12 | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|