Temizlik Denetlemesi 10

Sabahın köründe çalar saatlerimin birbirine karışan sesleriyle gözlerimi açtım. Sıcacık yatağımdan kalkmak istemesem de buna mecburdum, çünkü bugün temizlik yapacaktık. Yatağımdan kalktım ve banyoya gittim. Kendime gelmemi sağlayacak tek şey suratıma çarpacağım buz gibi bir suydu.
Soğuk suyu suratıma çarpınca anında uykum açıldı. Bir sürahiye soğuk su doldurup odama gittim. Üzerimi değiştirdikten sonra soğuk su dolu sürahiyi alıp Jasmin'in odasına daldım. Tam tahmin ettiğim gibi uyuyordu. Sırıtarak yanına gittim ve "Jasmin, hadi kalk. Bugün temizlik yapacağız." dedim. Yatağına iyice gömüldü ve uykulu bir sesle "Ne temizliği abla ya? Rahat bırak beni!" dedi.
Ciddi bir ses tonuyla "Eğer iki saniye içinde kalkmazsan başından aşağı bir sürahi soğuk su boşaltırım!" dedim. Söylediklerim umrunda bile olmayınca elimdeki suyu kafasına boşalttım.
Çığlık çığlığa yataktan fırladı. Bense kahkahalarla gülüyordum. Sinirli ve ıslak bir şekilde "Bunu yaptığına inanamıyorum!" dedi. Sırıtarak "Kusura bakma ama uyarmıştım." dedim.
"Aşağıda bekliyorum, üzerini değiştir ve gel. Temizlik yapmak zorundayız, yapmazsak bulaşık yıkarız ve inan bana bulaşıkhane iğrenç bir yer." dedim ve odadan çıktım. Arkamdan homurdandığını duyabiliyordum.
Yaklaşık beş dakika sonra somurtkan bir ifadeyle aşağı indi. Oturduğum koltuktan kalktım ve "Öyle uyandırdığım için kusura bakma ama ben anca on çalar saatle uyanabiliyorum." dedim. Hâla somurtuyordu. Gözlerimi devirerek "Tamam, kendimi affettirmek için sana az iş vereceğim. Kendi odanı ve David'in odasını temizlersin." dedim.
Şaşkınlıkla "Ne! Neden David kendi odasını temizlemiyor?" dedi. Sakince "Kendi odasını temizlemiyor, çünkü onun başka bir görevi var." dedim. İçten içe David için üzülüyordum, ne de olsa gecikmiş ceza bulaşıklarını yıkaması gerekiyordu. Henüz bundan haberi yoktu ama öğrendiğinde beni parçalayacağı kesindi.

Sıcacık yatağımda mışıl mışıl uyuyordum ki Alexis gelip uykumu bölerek "Jasmin, hadi kalk. Bugün temizlik yapacağız." dedi. Ama çok uykum vardı ve yataktan kalkmak istemiyordum bu yüzden "Ne temizliği abla ya? Rahat bırak beni!" dedim. Ama Alexis ciddi bir ses tonuyla "Eğer iki saniye içinde kalkmazsan başından aşağı bir sürahi soğuk su boşaltırım!" dedi. Alexis'in şaka yaptığını düşünerek dediğini umursamadım. Meğersem şaka değilmiş. Üstüme buz gibi suyu döker dökmez yataktan fırlayıp çığlık atmaya başladım. Su çok soğuktu ve neye uğradığımı şaşırmıştım. Alexis'in güldüğünü görünce çok sinirlendim ve ona kötü bir bakış atıp "Bunu yaptığına inanamıyorum!" dedim. Alexis sırıtarak "Kusura bakma ama uyarmıştım." dedi. Sonra da "Aşağıda bekliyorum, üzerini değiştir ve gel. Temizlik yapmak zorundayız, yapmazsak bulaşık yıkarız ve inan bana bulaşıkhane iğrenç bir yer." diyerek odadan çıktı. Sinirim öyle çok bozulmuştu ki kendi kendime homurdanıyordum. Üstüme bir şeyler giydikten ve saçlarımı kuruttuktan sonra aşağı Alexis'in yanına indim. Alexis oturduğu koltuktan kalkarak "Öyle uyandırdığım için kusura bakma ama ben ancak on çalar saatle uyanabiliyorum." dedi. Somurtarak Alexis'e baktım. Alexis gözlerini devirip "Tamam, kendimi affettirmek için sana az iş vereceğim. Kendi odanı ve David'in odasını temizlersin."dedi. Şaşkınlıkla Alexis'e baktım "Ne! Neden David kendi odasını temizlemiyor?" dedim. Ne yani, herkes kendi odasını temizlese olmazmıydı ? Alexis sakince "Kendi odasını temizlemiyor, çünkü onun başka bir görevi var." dedi. Halen daha şaşırmış bir şekilde Alexis'e bakıyordum. Ama Alexis, David için üzülüyor gibiydi. Yüzümdeki şaşkınlığı yok edip hafifçe Alexise gülümseyerek ”O halde yapacak çok işimiz var.“dedim. Alexis gülümseyerek ”Evet, ne kadar çabuk biterse o kadar iyi olur.“dedi. Ben de Alexis'e sırıtıp doğruca banyoya gittim ve gerekli malzemeleri alıp pembe ve mor tonlarıyla döşenmiş odama girdim. Etraf dağınıktı ve kampa geldiğimden beri temizlenmemişti. Bu nedenle işim oldukça zordu. Elime bir çöp torbası aldım ve etraftaki kağıtları, partiden kalma hediye paketlerini, kısacası tüm çöpleri topladım. Ardından elime bir bez alıp kapı dahil her yeri silmeye başladım. Çok geçmeden yorulduğumu fark edince yatağımın üstüne çöküp soluklandım. Odaya göz gezdirdim ,hemen hemen çok bir iş kalmadığını fark ettim. O anda kendi kendime ”Aferin Jasmin, bu oda bitsin ardından David'in odasını temizler ve bu işi bitirirsin.“diyordum. Birden bu düşüncenin getirdiği hırsla , çabucak süpürgeyi aldım ve yerleri süpürmeye başladım. Bir yandansa temizliği bitirip uyumak istiyordum. Yerleri süpürdükten sonra odamı düzenledim, çok geçmeden de odamdaki temizliği bitirdim. Tam temizlik malzemelerini toplamış David'in odasına gidiyordum ki alt kattan Alexis'in çığlığını duydum.

Jasmin yukarı çıkınca mutfaktaki çöp poşetlerinden birini aldım ve geçen günkü partiden kalan çöpleri toplamaya başladım. O gün o kadar yorulmuştuk ki, odama nasıl gittiğimi bile hatırlamıyordum.
Oturma odasındaki kağıtları, süsleri, ıvır zıvırı toplayınca poşeti dış kapının önüne koydum ve her ihtimale karşı yeni bir çöp poşetini cebime sokuşturdum. Tam banyoya gidip temizlik malzemelerini alacakken merdivenlerden inen David "Günaydın." dedi. Sırıtmaya çalışarak "Günaydın yakışıklı kardeşim." dedim. Sözlerim üzerine fal taşı gibi açılmış gözlerle bana bakmaya başladı.
Benden sabah sabah böyle bir söz beklemediği apaçıktı. Kendini koltuğa atarken "Kafana saksı mı düştü senin?" diye sordu. İçimden 'Birazdan söyleyeceklerimden sonra saksıyı bizzat kendin atacaksın kardeşim.' dedim. Sonra tatlı bir sesle "David senden bir şey rica edebilir miyim?" dedim. "Emret abla?" dedi esneyerek.
Derin bir nefes aldım ve hızla "Şeyy, kampın mutfağında bulaşık yıkar mısın? Biz Jasminle kulübeyi temizliyoruz." dedim. Sakince "Tamam, kolay iş." dedi. Tam minnetle teşekkür edecekken ayağa fırladı ve "Ne demek bulaşık yıka!?" diye gürledi. Anlaşılan, söylediklerimin anlamını yeni çözmüştü.
"Biz Jasmin'le kulübeyi temizliyoruz ve cezayı bir an önce yapmazsak daha fazla ceza alırız." dedim.
Koltuğa geri oturdu ve eline bir yastık alıp "Demek öyle." dedi. 'Evet' anlamında başımı salladım. Bu sırada eline aldığı yastığı suratıma fırlattı. Hiç beklemediğim için birkaç adım geriledim. David kahkaha atıyordu.
Yatığı ona geri fırlattım ve sinirle bir çığlık attım. Çok sinirlendiğimi görünce koşarak çıktı. Bu çocuğa inanamıyordum.
Jasmin koşarak aşağı indi ve "O çığlık da neydi?" diye sordu. "David." dedim dişerimin arasından ve banyoya gidip malzemeleri aldım. Jasmin yanıma gelip "Kızması gereken o değil miydi?" dedi. Kafamı kaldırdım ve "İnan bana, suratıma fırlattığı yastıktan sonra tüm sinirlenme hakkı bana geçti." dedim.

Alexis’in attığı çığlık hâla kulaklarımda yankılanıyordu. Açıkçası fena halde uykum gelmişti ama Alexis’in sinirlendiği konu nedense beni gülümsetiyordu. Alexis gülümsediğimi fark edince şaşkınlıkla "Ne? "dedi. Bende hemen ciddileşerek " Yok bir şey. " dedim. Bıraktığım yerden temizlik malzemelerini alıp doğruca David'in odasına gittim. David’in odası da aynı benim odamın temizlenmeden önceki hali gibiydi. Odanın her yerinde çöpler, yere atılmış süsler ve top haline dönmüş çamaşırlar vardı. İlk önce banyoya gidip çamaşır sepetini aldım ve top haline gelmiş çamaşırları içine attım. Ardından yerdeki çöpleri topladım ve yere düşen objeleri yerlerine koydum. Sonrada süpürgeyi alıp yerleri süpürmeye başladım. Çok geçmeden odanın çok karanlık olduğunu fark ettim ve perdeleri çekip, camı açtım ama temiz havayı içime çeker çekmez iyice uyku bastırdı ve biraz dinlenmek için David’in yatağına oturdum. Uyumamak için kendime sert bir tokat attım. Ne yazık ki David’in yatağı çok rahattı. Uyumamak için kendimi zorluyordum. Bu yüzden hemen banyoya gidip yüzüme soğuk su attım, soğuk su tenime değer değmez kendime geldiğimi hissediyordum. Her ne kadarda uyumak istesem de temizlik bitmeden uyuyamazdım. Hemen David’in odasına gidip yarım bıraktığım temizliğe devam ettim. Odayı temizlemem bitince Alexis’in yanına gittim.

Jasmin tekrar yukarı çıkınca bir türlü tam olarak başlayamadığım temizliğe başladım. Alt kattaki tüm camları açtım. İçeriye temiz hava girmeliydi, bu uykumuzun daha iyi olmasına da yardımcı oluyordu.
Etrafı süpürmeye başladım. Koltuk üstlerini de süpürmeyi ihmal etmedim, sonuçta geçen gün parti yapmıştık ve aralara kırıntı kaçmış olabilirdi. Koltukları zor da olsa çekip altlarını da süpürünce oturma odasının süpürme işi bitmiş oldu.
Aldığım deterjanlı bezle yerleri silmeye başladım. İyi ki oturma odamız küçüktü, yoksa bu işin içinden on yılda çıkamazdım. Yerleri silmeyi bitirince koltuğa çöktüm. Yorulmuştum ve daha temizlemem gerekn bir sürü yer vardı. Ben kendi kendime en hızlı ve en temiz şekilde bu işten nasıl yırtarım diye düşünürken Jasmin yanıma geldi.
"Bitirdim." deyip yanıma çökünce "Şanslısın." dedim. Ben daha oturma odasını bitirememiştim. Yerdeki bezi görünce şaşkınlıkla "Sakın bana yerleri bezle sildiğini söyleme." dedi. "Tamam, söylemem." deyince "Tamam, sana yardım edeceğim. Sen böyle yaparsan bu işi asla bitiremezsin." dedi. Minnetle gülümsedim ve "Mutfağı halleder misin?" dedim. "Tamam." dedi ve temizlik malzemeleri almak için banyoya gitti. Malzemeleri alınca da mutfağa girdi. 'İyi ki tek değilim.' diye düşündüm. Tek olsam bu kulübeyi asla temizleyemezdim.
Kalktım ve yerleri sildiğim bezi yıkayıp kuruması için astım. Sonra bir toz bezi ve bir kurulama bezi alıp oturma odasının tozlarını aldım. Etraf pırıl pırıl görünüyordu. Koltukları eski yerlerine çektim ve yastıklarını düzelttim.
Sonra Jasmin'e bakmak için mutfağa gittim.

Banyoya gidip temizlik malzemelerini aldım ve doğruca mutfağa gittim. Mutfağa girer girmez istemeden elimdeki temizlik malzemelerini düşürüp şaşkınlıkla etrafıma baktım. Mutfak berbat bir hâldeydi. Temizliğe nereden başlayacağımı bilemiyordum. En sonunda. İlk olarak çöpleri toplamaya karar verdim. Hemen elime bir çöp torbası alıp çöpleri hızlı bir şekilde topladım. Ardından bulaşıkları yıkayıp tezgahları sildim. Bazı lekeleri ovalamaktan çok yoruluyor, bu yüzden de kendi kendime homurdanıp duruyordum. Mutfağın temizlenmesine daha çok vardı ve şimdiden kendimi halsiz hissediyordum. Başım çok kötü ağrımaya başlamıştı, dayanamıyordum. Sandalyeye oturup biraz soluklandım. Kendimi iyi hissetmeye başlayınca da kalkıp su içtim. Mutfağa göz attım ve ne kadar temizlik yapmam gerektiğini hesapladım. Mutfak hâla daha kirli ve tertipsizdi, elime kapının yanında duran kovanın içindeki mopu aldım ve hemen yerleri silmeye başladım. O anda kapının açıldığını duydum ve arkama döndüğümde alexis'i gördüm. Alexis bana gülümseyip ''Yardıma ihtiyacın var mı?'' diye sordu. Bende ona gülümseyip ''Evet, biraz var.'' dedim. Alexis’de bu dediğimi tahmin ediyormuş gibi “Peki o zaman, sen yerleri silerken bende etrafı düzenleyeyim. '' dedi. Hemen etrafı temizlemeye koyulduk. Bir süre sonra da temizliği bitirdik. İkimiz de çok yorulmuştuk. Derin bir nefes alıp, mutlulukla; ''Sonunda bitirdiğimize inanamıyorum!'' dedim. Alexis de dediğimi onaylarcasına kafasını salladı.

Sonunda mutfağın temizliği de bitmişti. Jasmin kendini oturma odasındaki koltuğa attı. Esneyerek "Yorgunluktan ölüyorum." dedi. Yanına yığılırken "Sen şanslısın, ben daha kendi odamı temizleyeceğim." dedim. "En azından Henry'nin odasını temizlemeyeceğiz, sonuçta oda bomboş." dedi. "Haklısın, orayı sonraki denetleme için temizleriz." dedim ve ayağa kalktım. "Ne kadar çabuk başlarsam o kadar çabuk bitiririm." dedim ve malzemeleri alıp yukarı çıktım.
Odam dağınıklıktan geçilmiyordu. İlk işim camları açmak oldu. İçeriye giren temiz hava yorgunlukla gelen uykumu alıp götürdü. Şimdi daha canlıydım. Yatağımın nevresimlerini çıkardım ve kirli sepetine attım. Yenilerini sermeden önce etrafı temizlemeye karar verdim ve cebime tıkıştırdığım çöp torbasını çıkardım. Partide gelen hediyelerin paketleri yerlerdeydi. Birkaç parça kıyafet de onlara katılmıştı. Kağıtları topladım ve çöp poşetini odamın önüne bıraktım. Onunla sonra ilgilenecektim.
Yerdeki kıyafetleri katlayıp dolaba yerleştirdim. Dolap biraz dağınık duruyordu, bununla da ilgilenmem gerekecekti. Fakat önce etrafı temizlemeliydim.
Süpürgeyle etrafı süpürmeye başladım. Sesi başımı ağrıtıyordu, ama katlanmalıydım. Süpürme işim bitince halıyı kaldırdım ve yerleri güzelce sildim. Belim çok kötü ağrımaya başlamıştı, bu nedenle çok fazla silemeden kalktım ve kuruması için beklerken kapımın önüne bıraktığım çöpü attım.
Döndüğümde yerler kurumuştu. Halıyı tekrar serdim ve etrafın tozunu almaya başladım. Kitaplığım, komidinim, etrafa yaydığım çalar saatlerim... Hepsinin tozunu aldıktan sonra temizlik malzemelerini banyoya geri götürdüm ve dönüp temiz nevresimleri serdim. Odam harika görünüyordu. En sevdiğim oda spreyini de sıkınca tamam olmuştu. Gülümseyerek kendimi yatağıma attım ve uykunun beni sarmasına izin verdim.

Değerlendirmede.