Sydney'in böyle olması beni üzmüştü. Aslında yeni tanışsak bile karşımdakinin üzülmesini istemiyordum hiçbir zaman, hele de konu Sdneyken. Derin nefes aldım ve Styks nehrinin kenarında ilerlemeye devam ettik.
"Umarım." dedim ve acısını geçirmek istesem de elimden bir şey gelmeyeceğini bildiğim için sustum. Ne de olsa o kadar çok olay yaşamış, bütün ailemi, sevdiklerimi kaybetmiştim. Bunun ne demek olduğunu çok iyi biliyordum. Düşüncelerimden ruhlardan gelen sesler sayesinde sıyrıldım ve yaklaşık bir km ötedeki geçişe baktım. Evet, sonunda kolay ölüm sırasına gelmiştik. Tabi Cerberus'un da yanına. Bunu nasıl yapacağımı ya da o köpeği nasıl atlatacağımı bilmiyordum ama bunu yapacaktık, yapmak zorundaydık. Öbür türlü tersini düşünemiyordum bile. Sydney'e dönerek "Hayatım, yer altına giriş ve koşmak için hazırlan." dedim göz kırparak. İlk başta Sydney'in bakışlarından anlamadığını fark etsem de sonunda cerberus'u ve ruhları görmesiyle kendine geldi. Şimdi sıra o sırayı atlatmaktaydı.
RP BİTMİŞTİR. Devamı Kolay ölümde.