Long Island kıyısından, gün batımını izlemelisiniz! Bugün yaşadığım onca şeyden sonra içim huzurla doldu. Tek başıma oturabileceğim, kafamı dinleyebileceğim bir yerden manzarayı seyrederken bugün olanları düşündüm. Melez olduğumu, Müdiremizin beni hep canavarlardan koruduğunu, annemin Afrodit olduğunu ve bir sürü kardeşim olduğunu öğrenmiştim. Yetimhanemde büyüdüğüm yıllar boyunca babamı ve annemi düşünmemeye çalışmıştım, şimdiyse babamı düşünmeden edemiyordum. Annemle konuşma fırsatını yakaladığımda, bu konuyu açacaktım.
Sabah kalktığımda her şey normalken, şimdi her şey alt üst oldu. Derin bir nefes aldım ve bunları düşünüp kabullenmeye çalıştım. Buraya alışmam uzun sürmeyecekti. Hiçbir zaman bir aile hayatı yaşamadım ben, yetimhaneden alışkındım. Yine de bütün bu olup bitenler çok fazla geliyordu. Bir kaç arkadaş edinmiştim şimdiden, kardeşlerim de çok iyilerdi. Burada her şey vardı, istediğim dersleri alabilir, maceralara atılabilirdim. Plajda, Kıyı'da takılabilirdim. Üstelik kocaman bir orman vardı. Biraz heyecanlıydım, biraz da korkuyordum. Burası eğlenceli olabileceği gibi, tehlikeli bir yerdi. 'Keşke yanımda birileri olsaydı, keşke bu kadar yalnız olmasaydım' diye düşündüm.
Karnımın guruldamasıyla düşüncelerimden sıyrıldım ve ayağa kalktım. Amacım, alışmak ve arkadaş edinmek olmalıydı şimdi.