İlk günümdü, kimin çocuğu olduğum yeni anlaşılıyordu.Hermes'in çocuğuymuşum.Kulübeler Ω(Yanlış hatırlamıyorsam.) şeklindeydi; sanırım bu Yunancada Delta işereti oluyordu.Etrafı dolaştım, orada büyük bir ev vardı.Orası beni biraz korkutmuştu.Aslında daha öncede oraya gitmiştim; Kheiron ile tanışmak için.O zamanda ürkütücüydü.Her neyse işte, bir tane pegasus görmüştüm.O beni gerçekten şaşırtmıştı.Etrafta tanrıların heykelleri vardı.Yani ben öyle sanıyordum ama başka ne olabilirdi ki?Ortada büyük bir ateş vardı.Ona bir süre baka kaldım.Dalmıştım.Kendimi toparladım, ve etrafı dolaşmaya devam ettim.Biraz dolaşınca ahırı keşfettim.Atlara baktım, birini okşadım.Keşke yanımda havuç olsaydı diye düşündüm, ama yoktu işte.Oradan çıktım ve basket sahasına gittim.Yerde bir top gördüm, o topu aldım ve basket denedim.Girmişti.Diğer yerleri de dolaştıktan sonra kulübeme girdim.
Etrafta fazla kişi yoktu.Kulübeyi dolaşmaya karar verdim.Bir kulübenin dolaşılacak neresi olursa artık.Dolaşırken gördüğüm şeyler; yataklar ve yatakların yanında olması gereken şeyler işte.Yani klasikti.Birden karşıma bir merdiven çıktı.Aşşağıya doğru inen merdivenler.Buradaki odalar bize yetiyordu.Yani değişik bir şeyler olmalıydı.Belki de başka melezler vardı?Neler saçmalıyorum ki?Hem bunu anlamanın en iyi yolu denemekti.Sonuçta ölümcül bir şey olamazdı ya?Her neyse, aşağıya indim.Uzun bir koridor vardı.Yürümeye başladım.Orada gördüğüm şey, çok umut vericiydi.Teknolojik aletlerle dolu bir oda.
“Vay canına!” diye bağırdım.
Umarım kimse duymamıştır, ama gerçekten harikaydı.Burayı sevmeye başlayacağım.Burası tam benlikti, şimdiyse başka şeyleri nasıl düşüneceğimi bilemiyordum.Tekrar yukarı çıktım.Yatağıma uzandım...