12. Temizlik Denetlemesi ~~~ Afrodit kulübesi

Güneş ışınlarının yüzüne vurmasıyla uyandı. Yatağında doğrularak elleriylle yüzüne vuran güneşi kapatmaya çalıştı. Bunun böyle olmayacağını anlayınca yatağından kalktı. Şimdi bütün uykusu havaya uçmuştu. Birden hatırladı. Bugün temizlik günüydü. Güne biraz morali bozuk başlamıştı. Çünkü bir önceki temizlikte 6. olmuşlardı. Zeus kulübesi bile onları geçmeyi başarabilmişti. Bu titizlik hastası olan Afrodit çocuklarına ne oluyordu böyle? Bu seferde ilk üçe giremesseler artık umudunu tamamen yitirecekti.

Elini yüzünü yıkayıp kendine geldi. Şimdi moralini toparlayıp kardeşlerini öyle uyandırmalıydı. Sarı, düz saçlarını tepeden topuz yaparak kollarını sıvadı. Güzel, hareketli bir müzik açarak moralini yerine getirdi. Kolundaki pembe saatine baktı. Saat 6'ıydı. Hemen kardeşlerni uyandırmaya başladı. Bu seferki temizlikte kimseye acımayacaktı. Sert olacaktı. Uyanmayan yada nazlanan kardeşlerine direk olarak bir sürahi dolusu suyu başlarına döktü. Başından aşağı ıslanan kardeşleri hemen yataklarından fırlayıp ona sinirli bir şekilde bakıyorlardı. O ise bu bakışlara aldırmadan " Herkes salona. Hemen şimdi. Çabukkkkkkk. " diye bağırıyordu. Tüm kardeşleri uykularından uyanıp salona geçince oda saloana gitti. Salonda kobnuşmalar artmıştı. Herkes " Noluyor yua? " diyiyordu. Claire ise koltuğun üstüne çıktı. Elinde bit tencere ve kaşık vardı. Tencerenin arkasına kaşıkla vurdu. Çıkan ses kısa bir sürede tüm kulübeyeye yayıldı ve böylecelikle konuşmalarda sona erdi. Şimdi herkes ona bakıyordu. O ise soğuk kanlılığını kontrol altına alarak konuşmaya başladı:

" Şimdi. Herkes artık öğrendi ki bugün temizlik yapılacak. İlk başta herkes odasını temizleyecek. Pırıl pırıl edecek. Herkesin odasına gelip bakacağım. Kaytaran, temizlemeyen olursa ben onu Tartarusa yollamadan kendisi gitsin. Marie, mutfak senin. Dolapların tektek tozunu al, sil, toparla. bayno temizlenmeli. Aporis, tuvalet ellerinden öper. Hadi ama eldiven denilen bir şey var. Mızmızlanmak yok. Thalia, banyoya ne dersin? Çamaşırları ayır ve yıka. Sonrada banyoyu hallet. Bella, giriş sende. Tek bir toz bile görmek istemiyorum. Jason, bir erkek olarak böcekler ve örümcekler senin. Tek bir tane bile örümcek görürsem bittin sen. Ope, sanada tavan kaldı. Kolay gelsin. Alex bu ayda akşam ve öğle yemekleri ellerinden öper. Anna bu sefer çamaşırları dizme sende. Lara salon senin. Pırıl pırıl görmek istiyorum. Bende bu ay kokularla ilgileneceğim. Görev vermediğim kalmadı. Şimdi herkes iş başına. Haydi marş marş!.. "

Herkes onu dikkatle dinledi ve nereleri temizleyeceğini öğrenince dağıldı. Clay'da odasını toplamak için odasına yöneldi. Uzun ve yorucu bir temizlik başlamıştı...


06-06.30

Çok şanslı olduğumu düşünüyordum. Yeni gelmiştim ve görev dağılımında yoktum. Tabii ki birilerine yardım ederim diye düşündüm. Herkes harıl harıl çalışıyordu. Elimi çabuk tutup hemen yardıma gitmek istiyordum. Pembe, şirin kulübemizin temizlenmeye ihtiyacı vardı. İlk önce odamı derleyip toparladım, biraz daha yerleştim. Artık orası benim odamdı. Salona gittim ve "Yardıma ihtiyacı olaan?" diye seslendim.

Odasına gitti. Odasına baktığında hayal kırıklığına uğradı. Burası onun odasımıydı? O kadar dağınıktı kendine bile inanamadı. Ne zaman bu odayı bu kadar çok dağıtabilmişti? Şaşkınlıklar içindeydi. İşe biran koyulmalıydı. Kaybettiği her dakika onun aleyhine işliyordu. Yatağını toplamakkla işe koyuldu. Fakat yatağını toplamadan önce çarşafını, yastık kılıfını çıkarrttı. Banyodan temiz nevressimler alıp odasına geri döndü. Nevressim takımını yastığına, yorganına geçirdi. Banyodan aldığı temiz mor çarşafıda yatağına serdi. İşte şimdi yatağını toplayabilirdi. Yatağını özenle topladı. Yatağı dümdüz olmuştu. Yatak toplamakta başarılı bir not alacağına emindi. " Şimdi sıra dolabımda. " dedi sessizce. Dolabının kapağını açtı. Bütün giysilerini, elbiseleri dışarı çıkarttı. Eline mavi bezini alıp dolabının içini sildi. Sonra giysileri renklerine ve kirli olup olmayışına göre ayırmaya başladı. Bu işlermi 15 dakikasına mağal oldu. Kirlileri banyoya Thay'ın yaınna götürdü. Thay'a " Kolay gelsin. " dedikten sonra odasına tekrar yöneldi. Yen isldiği dolabına ayırdığı çamaşırlarını, kıyafetlerini koydu. Dolabını düzenledi. İşin en zor kısımları bitmişti. Şimdi sıra makyaj masaındaydı. Aman Tanrım! Ne kadarda kirlenmişti burası? Hemen masaının üstündeki bütün makyaj malzemelerini, kremlerini yere indirdi. Masa makyaj malzemeleriyle boyanmıştı. Eline aldığı masa bezi olan sarı bezle hemn işe koyularak masayı güzelcene sildi. Bastıra bastıra. En sonunda boyaları toz olup buharlaştırabilmişti. Rujlarından bazılarının kapakları kaybolmnuştu. Masayı bu kadar boyaayanlarda bunlar olmalıydı. yere eğildi masanın altına baktı. Orada yoktu. " Sanırım masanın arkassında. " diye fısıldadı ve masayı çekti. Evet! Ordaydı. Hemen kapakları alıp rujlarına taktı. Masayı güzel bir şekikde dekore ederek kremlerini, ojlerini, parfümlerini, makyaj malzemelerini üstüne dizdi. Şimdi sırada aynasını sillmekti. Eline bbu sfer turuncu bezinni aldı. Bu kulübede her şey için ayrı ayrı bezler vardı. Turuncu beziyle aynasını iyicene sildi. Pırıl pırıl yaptı. Şimdi ayna kendisini dahda da bir güzel gösteriyordu.

Oldukça yorulmuştu. Fakat durmaması gerektiğini biliyordu. En azından odasını temizledikten sonra dinlenmeliydsi. Şimdi değil. Odasunun mor perdelerini çıkardı ve Thay'a yıkaması için verdi. Cmalarını pembe bir bezle sildikten sonra camını açık bıraktı. Dışardaki kuş cıvıltıları odasının içine doldu. Oksijenli havaryı derin bir nefes alarak içine çekti. Bu havayı, kuş cıvıltılarını seviyordu. Adeta btün yorgunluğu gitmiş gibiydi. Saatlerce orda öyle durabilirdi. Fakat yapması gerekn onca iş aklına gelince bu büyü bozuldu. odasına baktı. Çok bir işi kalmamıştı. Odasını temizledikten sonra dışarı çıkacaktı nasılsa. Kokuları almak için. İşte o zaman bütün oksijeni içine çekecek ve ferahlıyacaktı. Beyaz üstünde kırmızı desenleri olan halısının üstündekileri toplayıp yerlerine koydu. Halının üstünde şimdi hiç bir şey kalmamıştı. Kitaplığına yöneldi. Kitaplarını tek tek çıkarıp tozlarını aldı. Tanrıya şükür ki kitap okumayı sevmezdi. bu yüzdende fazla kitabı yoktu. Yoksa bu iş ona işkence gibi gelecekti. Kitapladığınıda düzenlediğinde odasında temizlenmemiş hiçbir yer kalmamıştı. Son olarak yapması gerekn tek bir iş vardı: Süpürge açmak. Odasına pembe spürgeyi getirrdi. Kulübelerinde sadece 2 süpürge vardı. BU yüzden her temizlikte sıra olurdu. Fakat şuan süpürgenin biri boştaydı. Dememkki odasını hızlıca bitirmişti. en azından diğerlerinden hızlıca. Süpürgeyi odasına getirip prize taktı ve çalıştırdı. Her yeri düzgünce süğpürdükten sonra süpürgeyi tekrar eski yerine götürdü. Odsauna son kez bakmak için geri döndü. Kapıdan baktı. Pırıl pırıl muhteşem olmuştu. " İşte bu benim eserim! " diye düşündü. Tam o surada "Yardıma ihtiyacı olaan?" diye bağıran kardeşi Hoppy'nin sesini duydu. Kulübeye yeni gelmişti. Görev verilirken burada olmadığı için ona görev veremediğini hatırladı. Onu hangi göreve verse diye düşündü. Geçenkitemizlikte mutfağı o temizlemişti ve kardeşinden yardım istemek zorunda kalmıştı. Bu temizlikte ise mutfağı Marie temizliyordu. İşide oldukça zordu. Onun yanına verebilirdi. Hoopy'nin yanına gitti. " Hoppy. Odanı temizledin mi ? " dedi birden. Hoppy gülümseyerek " Temizledim. " dedi. Odasına birlikte bakmaya gigttiler. Cidden temizlemiş pırıl pırıl yapmıştı. " Hmm süper olmuş. Aferin. Marie mutfağı temizliğyor. Tek başına yetişemez sende ona yardıma git. Makineyi falan boşaltırsın. Marie sana ne yapcağını söyler zaten. Haydi marş marş. " dedi. Bilerek sert olmuştu. Yoksa herkes yarım yamalak diye sert oluyordu temizliklerde. Temizlikten kaçamayacağını anlayan Hoppy " Tamm ben uçtum. " dedi ve mutfağa yöneldi. Bende odama yöneldim. Üstümü değiştirip dışarı kokuları almaya çıkacaktım.


7-7.30

İlk olarak akşam yemeği için mutfağa girdim. Gnocchi yapacaktım. Krdeşimden bir yeri temizlememesini söyleyip orada hamuru yoğurmaya başladım. Kısa bir süre sonra kıvama gelen hamuru kesip mkarna haline getirdim ve tamamını bir tabağa koydum. Yanına yapacağım tavuk için malzemeleri çıkarttım ve tavukları ince ince dilimledikten sonra üzerlerine sos hazırlayıp onları fırına verdim. Onlar pişerken de ben de Gnocchiyi haşlamaya başladım. Bu süreçte kardeşlerim temizliklerini yarılamıştı. Haşlanan makarnalar ve pişen tavuğu tezgahın üzerine koydum ve yemek masasını hazırladım. Herkese çatal bıçak ve tabaklarda yemek koydum.

Yemeklerin olduğunu gören kardeşlerin sofraya bir bir gelirken ben de diğerlerini çağırdım. Bu sayede herkes sofraya geliyor. Keyifli ,doyurucu ve hızlı bir yemeğin ardından herkes kalkıyor ve bende tekrar mutfağa girip akşam yemeğini yani lazanya yapmaya başlıyorum. O da bittikten sona ne yapsam ne yapsam diyip hemen elime yumurtaları alıyorum ve bir de Waffle yapayım diyorum. Yumurtaların aklarını çırparken aklıma gelen bir fikir beni durduruyor “Bunlar kalorili! Amaaan boşver hep yediğimiz şeylerde bunlar sanki!” diyerek işime devam ediyorum ve sonunda biten hamurun ardından Waffle Makinesini çıkartıp hepsini pişiriyorum.

Yorgun birkaç saatin ardından biten yemekleri sıcak kalmaları için bir işleme sokuyorum e odama dönüp orayı da toplamaya başlıyorum. Yatak örtümü değiştiriyorum makyaj masamı düzenliyorum ve yerleri süpürüyorum. Akşam olmak üzere. Tekrar mutfağa dönüp sofrayı hazırlıyorum ve bir günün ardından arkada kalan;kovalar, temizleyiciler, süpergeler ve en önemlisi…. Birkaç Dilim Lazanya!