Yeni abi?

Hızlıca hazırlanmaya çalışıyordum. Bugün amfitiyatroda eğlence olduğunu duymuş ve davet edilmiştim. Kheiron'un böyle eğlenceler yaptığını daha yeni öğreniyordum doğrusu.Sonunda üzerime en sevdiğim beyaz straplez ve diz üstü olan elbisemi giyerek saçlarımı açık bıraktım. Bugün kendimi birden çok hanım hanımcık gelmiştim. Birden havanın karardığını fark etmem ile kulübeden çıkmam bir oldu. Geç kalmak istemiyordum, yeni olsam da orada arkadaşlarım vardı ve onları bekletmek istemiyordum. Bir süre ilerledikten sonra sonunda amfitiyatroya varmıştım. Etraf beklemediğim kadar kalabalıktı. Bir yandan şarkı sesi, bir yandan da gülüşme sesleri geliyordu. Gülümseyerek etrafa bakındım ve yavaş yavaş ilerlemeye başladım. Kimseyi geçerken rahatsız etmemeye çalışıyordum ama birden gelen bir kız bana çarptı. Onun kim olduğunu bilmesem de sadece gözlerimi kısıp bakmakla yetindim. Ama anlaşılan kızın derdi sataşcak birilerini bulmaktı ve beni bulmuştu. Ah, ne şanslıydım değil mi? "Dikkat etsene biraz!" Burada sesler ne kadar yüksek olsa da kız bana sesini duyurabiliyordu. Bu kız kimdi de bana böyle kızma hakkını elde etmişti? Hem de kendisi haksızken. "Bana çarpan sensin, ne laf atıyorsun?!" diye bağırdım kıza. Kızın gözlerinde ki kızgınlık bir anda şaşırtmıştı beni. Bir çarpma yüzünden -hem de kendi çarpıyor- bu kadar yaygara çıkarabiliyorsa acaba onu boğmaya kalksam ne yapardı. Sinsice gülümsedim, bu düşünce oldukça hoşuma gitmişti. Kız gülmemi görmüş olacak ki kızgınlıkla yanıma geldi ve sanki saçımı başımı yolmak için hazır bekler gibi "Kızım bak sen kimsin de bana böyle diyorsun?!" dedi. Ay Tanrı Zeus aşkına bu kimdi de bana hesap soruyordu ya! Bu sefer cidden sinirlenmeye başlamıştım, kimse bana böyle davranamazdı! Tam kıza laf söyleyeceğim sırada yanımızdan gelen ses ile irkildim ve o sesin ne dediğini dinlemeye başladım. Ne de olsa bu durumda bize söylediğini anlamamak imkansızdı.

Amfitiyatroda tüm kampın davetli olduğu bir parti düzenlendiğini duyunca aceleyle üzerime kotumu ve koyu mavi tişörtümü geçirerek kulübeden çıkmış ve kalabalığın toplandığı üstü açık yapının yolunu tutmuştum. Oraya vardığımda etrafta güzel bir ritimle Yunanca bir şarkı söyleyen bir grup melezin sesi yankılanıyordu. Bu güzel ortamda insanın mutlu olmaması elde değildi fakat sonra hemen yanıbaşımda iki kızın bağırışları işitildi. Benimle birlikte amfitiyatrodaki melezlerin neredeyse yarısı da her an kavgaya tutuşabilirlermiş gibi görünen iki kıza odaklanmıştı. Kızlardan biri sarışın ve uzun saçlıydı, beyaz mini bir elbise giymişti ve yüzünden anladığım kadarıyla Poseidon veya Amphitrite'nin kızıydı. Diğer kız ise dış görünüşüne önem vermeyen, kavgacı bir tipe benziyordu. Büyük ihtimalle Ares veya Nyks kulübesindendi. Bu tartışmada haklı olan tarafın sarışın kız olduğunu hemen fark ederek aralarına girdim ve "Tartışmayı derhal kesin!" diye bağırdım. Şimdi az önce burayla ilgilenmeyen melezler de bana ve yanımdaki kızlara odaklanmıştı çünkü kampa yeni gelmiş Romalı ve asabi bir Zeus oğlu olarak, yaptığım ani çıkış gerçekten de ilgi çekiciydi. Merak ve şaşkınlıkla bana bakmakta olan kızlardan kavgacı bir tipe sahip olanına dönerek "Sen, git ve kendine çatacak başka birilerini bul." dedim. Sinek kovar gibi başımızdan savmış olduğum kızın ardından da kalabalığa hızlıca göz gezdirip "Herkes işine baksın!" diye bağırdım. Bir anda etrafımıza toplanmış kalabalık dağıldı ve kesilen müzik sesi tekrar amfitiyatronun duvarlarında yankılanmaya başladı. İçeride hala bana bakmakta olan tek bir kız vardı. Ona doğru dönerek "İyisin, değil mi?" diye sordum ve gülümsedim. Ardından da kampta yeni olanın ben olduğumu hatırlayarak "Bu arada ben yeni gelen Zeus oğlu Drake." diye ekledim.

Evet, tanımadığım bir çocuk yanımıza gelmiş ve beni savunuyordu. Bu gerçekten de ilgimi çekmişti. Evet, uzun zamandır kamptaydım ve dostlarım da beni savunurlardı ama bunun gibi savunan kimse olmamıştı, en azından 2 senedir. Çocuk resmen abim gibi davranmış, kızı kovalamış ve kalabalığın dikkatini dağıtmıştı. Birden yüzümde bir gülümseme oluştu. Eh, kimse seni koruyan birine kötü gözle bakabilirdi ki? Gülümsedim ve yeni gelen çocuğun söylediklerine kulak verdim. Ve doğru tahmin! Zeus çocuğuydu ve yeni gelmişti. Aslında buna hiç şaşırmamıştım, genelde 3 büyüklerin çocukları böyle çıkışlar yapardı. Ama bu çocuk farklıydı, bu sefer kavga etmek ya da hava atmak yerine beni korumak için çıkışmıştı ve bundan dolayı mutlu olduğumu fark ettim. "Kampa hoş geldin Drake. Bende Amphitrite kızı, Eliesha Aleyna. İki ismin var istediğini kullanabilirsin." dedim gülümsedim ve boş olan yeri gösterip "Oturmaya ne dersin?" dedim. Vereceği tepkiyi bilmiyordum ama bu çocukla şimdiden çok iyi anlaşacağımı anlamıştım. Artık sadece onu daha çok tanımak istiyordum o kadar.

Kızın "Kampa hoş geldin Drake. Bende Amphitrite kızı, Eliesha Aleyna. İki ismin var istediğini kullanabilirsin." demesi üzerine mutlu olmuştum çünkü fazla ukala davrandığım için onu sinirlendirmiş olmaktan korkuyordum. Eliesha aksine benim bu ani çıkışımdan memnun olmuşa benziyordu. İleride boş olan bir yeri gösterdikten sonra "Oturmaya ne dersin?" diye sorduğunda ona "Elbette." cevabını verdim ve birlikte amfitiyatrodaki kalabalığın arasında ilerleyip boş olan bir yere oturduk. Az önceki gerginlik tamamen unutulmuştu ve etrafa yine şenlik havası hakimdi. Bu beni mutlu etmişti çünkü dolaylı olarak da olsa benim yüzümden burada bir tatsızlık yaşanması, en son isteyeceğim şeydi. Aslında oldukça kibirli ve ukala bir çocuk olduğum gerçeğinin farkındaydım ama yine de yeni girdiğim bu ortamda kabul görmek istediğim için, elimden geldiğince normal davranışlar sergilemeye çalışıyordum. Elbette doğamı asla tam olarak değiştiremeyeceğimin de farkındaydım. Yanımda oturmakta olan Eliesha'ya dönerek "Sen kampta biraz kıdemlisin sanırım." dedim. Duruşu, hal ve hareketleri oldukça doğaldı ve burada yabancılık çekiyor gibi görünmekten çok uzaktı. Az önceki olay sırasında fark etmemiştim ama büyük ihtimalle benim akranımdı. Belki benden bir veya iki yaş küçük olabilirdi ama kesinlikle on sekizinden büyük değildi. Onun cevap vermesine fırsat tanımadan "Bu arada az önceki kız gibi sinirini bozan biri olursa, bana yönlendirebilirsin." diyerek gülümsedim. Neden bu kıza karşı bu kadar ilgili davrandığımı bilmiyordum ama ona bir anda içim ısınmıştı ve sanki yıllar önce kaybettiğim kız kardeşime kavuşmuş gibi hissetmiştim. Daha yeni tanışmış olmamıza rağmen aramızda uzun sürecek sağlam bir ilişki başlatmış olduğumuzu hissediyordum.

Drake ile anlayamadığım bir şekilde yakın olmuştuk. Aslında bunda farklı bir şey yoktu, kampın çoğu dostum sayılırdı ama bu farklıydı, sanki beni koruyordu. Bundan da rahatsızlık duymuyordum açıkçası. Aslında daha tanışalı yarım saat olmasına rağmen, kaybettiğim ve bana yakın olan tek kişiye, abime benziyor olmasınında rolü vardı. Bir an Drake'nin tuhaf olduğumu düşüneceğini sansam da onun da bana iyi davranmasıyla içim rahatladı. Ben bir yandan bunları düşünürken, diğer yandan da Drake'nin dediklerini dinliyorum. Konuşması bittiğinde gülümseyerek "Kıdemliyim ama çok değil. Benden çok daha kıdemlileri var. Ayrıca teşekkür ederim, yani beni koruduğun için. Uzun zamandır tek başıma baş ettiğim için senin beni koruman tuhaf ve iyi geldi." dedim. Söylediğim an pişman olmuştum ve içimden umarım bu lafımı yanlış anlamaz diyerek geçirdim. Eh, ne de olsa daha bugün tanıştığı birine inanmak gibi bir zorunluluğu yoktu ne de olsa. Bir yandan şarkıyı dinlerken sakinleşiyor, bir yandan da Drake'nin cevabını bekliyordum. Aklımdan geçen tek güzel düşünceyse Drake ile arkadaşlığımızın temelinin gerçekten de güzel olmasıydı.

Bir süre daha oturduktan sonra Eliesha "Kıdemliyim ama çok değil. Benden çok daha kıdemlileri var. Ayrıca teşekkür ederim, yani beni koruduğun için. Uzun zamandır tek başıma baş ettiğim için senin beni koruman tuhaf ve iyi geldi." diyerek beni sevindirdi. Bazen gerçekten de çok korumacı bir insana dönüşebiliyordum ve konu özellikle kız kardeşim olduğunda, kolaylıkla çığırımdan çıkabiliyordum. Eliesha da neden olduğunu bilmediğim bir şekilde bana yakın gelmişti. Daha yeni tanışmış olmamıza rağmen sanki onu bir kardeşim gibi görmeye başlamıştım. Bunda nelerin etkisi olduğunu bilmiyordum ama asil duruşu ve mantıklı konuşmaları bile ona kanımın ısınması için zaten yeterliydi. Gülümsedikten sonra "Sevindim çünkü bundan sonra sık sık sana ağabeylik taslayacağım sanırım." cevabını verdim. Bunu neden söylediğimi bilmiyordum ama Kader Tanrıçaları'nın bir yerlerden gülüştüğünü duyar gibiydim. Eliesha ile bu akşam başlayan tanışıklığımızın gitgide ilerleyeceğinden emindim ve ben de bunun olması için elimden geleni yapacaktım. Onun sözlerime ne tepki vereceğini beklemeye başlarken, kendimi rahatlatıcı müziğin etkisine kaptırdım. Bu Apollon çocukları gerçekten de işlerini biliyorlardı, tutturdukları ezgi ile tüm kampı kendilerine hayran bırakmışlardı.