Ayaklarımın beni yönlendirmesine izin veriyordum. Doğrusu nereye gittiğimi önemsemiyordum. Sadece yorgun olduğumu biliyordum. Güneş batmak üzereydi ve ayaklarım beni plaja doğru yönlendirmeye başlamıştı. Belki de plaja gitmek bir Poseidon çocuğu için normal sayılabilirdi. Ama bunları düşünmek için iyi bir zaman da değildi. Gözlerimi kapadım ve rüzgarın beni ele geçirmesine izin verdim. Bedenimi inanılmaz bir duygu kapladı. Bu duygunun olumlu mu olumsuz mu olduğuna karar verememiştim ama duygu oldukça güçlüydü. Gözlerimi kapatıp dalgaların sesini dinlerken gülümsemeden edemiyordum. Sere ile tanıştığım zaman ki duygu gibiydi. Ama Sere buralarda değildi. Öyle değil mi ?
Büyük bir çabadan sonra tekrar gözlerimi açtım. Rüzgar artık yavaşlamıştı. Melez olduğum gerçeğini daha yeni alışıyordum. Bunların hepsi bana çok geliyordu. Daha bir hafta önce tanrıların varlığına bile inanmıyordum. Bunca şeyden sonra hala tam olarak inanıyorum bile diyemezdim. Ama sonuçta, burası yeni bir evim gibiydi. Daha doğrusu beni evimde gibi hissettiriyordu. Özellikle Sere yanımda olunca... Gözümü bir kaç metre önümde bir kız gördüm. İnanılmaz güzellikteydi. Gözleri kapalıydı. Kıza gülümseyerek yaklaştım ve yanağını bir öpücük kondurdum. Serena, gözlerini hemen açtı. Beni gördüğüne oldukça şaşırmış gibiydi. "Merhaba Serena."