Heyecandan ölecektim. Annem ile tanışacaktım. Amphitrite ile tanışacaktım. Kapıdaki görevliye 600. kat dedim.Okuduğu dergisinin üstünden beni süzmeye başladı.Bir dakika sonra kafası ile asansörü işaret ederek''Bin''dedi. Ben de aynen öyle yaptım. Asansöre bindim. Yavaş yavaş yukarı çıkıyordum. İçeride tuhaf bir müzik çalıyordu.60'lı yıllardan kalma bir rock sarkısı.Heyecandan ölüyordum.Katları saymaya başladım.150 200 250 300 350 400 450 500 550 600 zınnkkk diye bir ses.Kapı açıldı.Asansörden indim.Heyecandan kalbim yerinden çıkacaktı. Etrafta aylak aylak dolanmaya başladım. Buranın manzarası beni büyülemişti.Ben manzaraya dalmış düşünürken arkamda içimi ısıtan bir kadın sesi duydum '' Güzel manzara değil mi ?'' diye sordu. Arkamı döndüğümde güzel bir kadın bana gülümsüyordu. '' Be-ben bencede'' diyebildim sadece. İçimden bir ses karşımda duran kişinin annem olduğunu söylüyordu. Tekrar gülümsedi '' Ben kim miyim ? Benim adım Amphitrite. Ben senin annenim Ryan Legolas Lawliet.''Dona kalmıştım.Annem şu anda karşımda duruyordu. Uzun uzun konuştuk aklımdaki bütün soruları sormuştum. Amphitrite '' Benim gitmem gerek oğlum . Eğer beni bulmak istersen Poseidon krallığına gelmen yeter.Arada bir ziyaret et ''