Sabah gözlerimi açtığımda amaçsızca etrafıma baktım. Yine eğitimlere başlayacaktım muhtemelen ve yine melezler için "normal ve güvenli" sayılan hayata devam edecektim. Hey, bunu kim ister ki? Diğer odada uyuyan Leo'ya baktığımda kusursuz bir uykudaydı. "Kaçmak için uygun zaman." diye düşündüm. Giyindim ve kahvaltı dahi etmeden çantamı hazırlamaya başladım. Evet, her zamanki malzemeler. Biraz ambrosia ve nektar, biraz da ölümlü parası ve drahmi. Son olarak da biraz ilaç ve erzak. Çantamı kaptığım gibi dışarı çıktım. Ne yapacağımı düşünürken zaten gidebileceğim tek yere doğru gidiyordum; pegasus ahırları... Kamp melezler ile tıka basa dolu olduğu için orman tarafından dolaşmayı daha uygun gördüm. Kulübeden çıkıp ormana daldım. Koşarken pek bir tehlikeyle karşılaşacağımı düşünmüyordum. Ormanda koşmaya devam ederken bir şey hissedip irkildim. Biri buralarda geziniyordu. Kılıcımı çektim ve keskin gözlerle ormana bakmaya başladım. Kimse yoktu fakat o kişinin hala burada olduğunu hissediyordum. Kılıcım elimde tekrar koşmaya başladım ve pegasus ahırlarına kadar durmamaya karar verdim. Birkaç dakika sonra ahırlara geldiğimizde içeri girip Lura'yı gördüm. Lanet olsun, bu pegasuslar gerçekten çok asil hayvanlardı. Lura'ya bir küp şeker verdikten sonra kafasını okşadım. "Zor bir gün geçirebiliriz kızım. Hazırsın değil mi ?" Pegasus hevesli kişnedi. "Biliyorum, hazırsın." Bu sırada ormanda hissettiğim şeyi tekrar hissettim. O eğer kimse yine buraya gelmişti. Lanet olsun, beni takip mi ediyordu yani? Kılıcımı çekip ahırlardan çıktım. Karşımda yine biri olmamasına rağmen onun yine buralarda olduğunu hissedebiliyordum. "Çık hadi karşıma, çık hadi karşıma!" diye mırıldandım. Bir Zeus oğlu suikaste kurban mı gidecekti yani? İmkansız... Kılıcımı çektim ve ahırların etrafında dolaşmaya başladım. En sonunda bir şey hissettiğimde arkama döndüm ve kılıcımı savurdum. Karşımdaki kimdi göremiyordum ama evet, orada birisi vardı. Kılıcımı savurduğumda karşımdaki bir an için hareketsiz kalmıştı. Sonra da kılıcını çekti ama saldırmıyordu. Lanet olsun, bu bir melezdi ve maalesef zararsız bir melezdi. "Lanet olsun, burada ne işin var?"