Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Ölümsüzlük Uğraşı.

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Marcus L. Stanislaus
Zeus'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Zeus'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Marcus L. Stanislaus


Mesaj Sayısı : 2117
Kayıt tarihi : 07/02/11

Ölümsüzlük Uğraşı. Empty
MesajKonu: Ölümsüzlük Uğraşı.   Ölümsüzlük Uğraşı. Icon_minitimeCuma Nis. 15, 2011 11:28 am

Sıcak bir gün, kulübede terliyorum... Yataktan dışarı çıkıp üstümü giyindim ve biraz hava almak için dışarı çıktım. Dışarıda hava içeridekine göre biraz daha iyiydi. Biraz hava almak için kulübelerin arka tarafından dolanıp ormana geçecektim. Kulübelerin arkasından sırayla geçerken kulübelerin birinden bir ses duydum. "İlk önce kamptan çıkmalıyım..." Bu ses bana inanılmaz derecede tanıdık geliyordu. Yaklaşıp biraz daha dinlemeye karar verdim. İyi ki plan yapan kişi planını sesli olarak düşünüyordu. Bu saatte burada bir kişinin olacağını düşünmemiş olmalıydı. "Sonra da doğrudan... yer altına inmeliyim." Sesin kimden geldiğini sonunda anlamıştım. Eğer hangi kulübenin yanında olduğuma baksaydım... Hemen kulübenin bahçesinden içeriye atladım. Zack çok ani bir hareketle kılıcını çıkardı ama beni görünce aynı hızda indirdi. "Selam dostum, ne yapıyorsun burada?" Zack afallamış görünüyordu. Yine de birkaç saniye içinde toparlanıp "Hiç, biraz bunaldım da hava almak için çıkmıştım." dedi. Ben de yüksek sesle olmasa da bir kahkaha patlattım. "Her bunaldığında dışarıya çıkıp yer altına inme planları mı yapıyorsun?" Zack'in yüzü çöktü. Bunu bilmemem gerekiyordu sonuçta. Kendimden emin bir sesle "Ne yani, en yakın arkadaşın Marc olmadan yer altına ineceğini mi sandın? Seni hayatta bırakmam dostum." Zack biraz rahatlamıştı ama yine de gelmemi istemiyordu. "Marc, bunu senden isteyemem." "Tabii ki isteyemezsin. Çünkü ne sen benden bunu rica ediyorsun, ne de ben senden izin istiyorum. Hem yer altına nasıl gidilebileceği hakkında bir fikrin var mı ?" Zack kafasını kaşıdı. Hiç düşünmediği bir soruna değinmiştim. "İşte bunu hiç düşünmemiştim." "Tamam, o zaman bizim kulübeye kadar benimle gel de düşünelim." Zack itirazın faydasız olduğunu anlayıp kafa salladı ve çantasıyla birlikte peşime düştü. "Oraya nasıl gidebiliriz? Yani yeraltına..." "Aslında oraya gitmenin bir sürü yolu var ama bizim kullanabileceklerimiz kısıtlı. Mesela Orpheus'un geçidi var ama ikimiz de müzik çalamadığımıza göre..." Bu sırada Zack'i ölçmek istercesine suratına baktım. Onun da Orpheus'un Geçidi'ni açamayacak kadar iyi müzik yapamadığına emin olduktan sonra devam ettim. Bu sırada Zeus kulübesine gelmiştik. "Fakat bunu bulmadan önce bir şey sorman lazım. Planın tam olarak ne?" Zack hiçbir tepki göstermeden birkaç saniye durdu. "Styks'e girmeyi düşünüyorum." Başımdan aşağı kaynar sular döküldü resmen. Bu çocuk kesinlikle delirmişti. Styks'e mi girecekmiş? "Bak Zack, bilirsin sen benim en yakın arkadaşımsın ama cesurluk ile aptallık arasında çok ince bir çizgi var. Sanırım sen onu biraz kaçırdın. Öyle bir şey yapmayacaksın!" "Vazgeçmeyeceğim Marc, buna engel olamayacağını biliyorsun." O haklıydı. Ne yaparsam yapayım Zack'i durduramazdım. Bu yüzden onunla gitmek en güvenli yol olacaktı. "Tamam o zaman. Bir yol daha var. İhtiyar Balıkçı Nereus'un Limanına gitmemiz gerekiyor. İhtiyardır fakat her şeyi görür, bilir." Zack heyecanlanmış gibiydi. En azından şimdi bir hedefimiz vardı. "Güzel, o zaman pegasus ahırlarına gitmemiz gerekiyor." Ben çantamı aldıktan sonra kulübeden çıktık ve pegasus ahırlarına doğru yola çıktık. Pegasus ahırlarına vardığımızda ikimiz de kendi pegasuslarımızla ilgilendik. Onları uzun zamandır ziyaret etmediğimiz için bir yabanileşmişlerdi fakat birkaç küp şekerin avutamadığı bir dertleri yok gibiydi. Pegasuslarımıza binip havalandığımızda bütün gücümle haykırdım; "İlk durağımız San Francisco!"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Zack Cliff Burton
Nyks'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Dövüş Sanatları Eğitmeni
Nyks'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Dövüş Sanatları Eğitmeni
Zack Cliff Burton


Mesaj Sayısı : 814
Kayıt tarihi : 23/02/11

Ölümsüzlük Uğraşı. Empty
MesajKonu: Geri: Ölümsüzlük Uğraşı.   Ölümsüzlük Uğraşı. Icon_minitimeCuma Nis. 15, 2011 12:45 pm

''İlk durağımız San Francisco!'' dedi Marcus heyecanlı bir şekilde. Neden bu kadar istekliydi? Neden benim için bu kadar zahmete giriyordu? Ona olan borcumu nasıl ödeyecektim? Bu düşüncelerle kafamı meşgul ederken Marcus pegasus'unun üzerinden bağırdı ''Zack! Aşağıda!''. İlk başta ne dediğini anlamasamda çok geçmeden San Fransico'ya vardığımızı anladım. Shadow'a ''Aşağa oğlum!''diye seslendim ve yavaş yavaş aşağa inmeye başladık. Yere tamamen indiğimizde burnuma garip birkoku gelmeye başladı hemen Marcus'a baktım ve onunda kokuyu aldığını farkettim. Kokunun merkezine doğru ilerlemeye başladık. İlerledikçe koku dahada artıyordu. Bir süre sonra artık dayanılmayacak seviyeye gelmişti. Zorlukla kokunun altında yürürken biraz ilerde yaşlı bir adamın olduğunu gördüm. Yanına yaklaştığımızda sanki aynı şeyleri yapmaktan bıkmış gibi bize baktı ve ''Ne istiyorsunuz?'' diye sordu. Kararlı bir şekilde nereus'a baktım ve ''Styks'e girmek istiyorum'' dedim. Yaşlı adam'ın gözleri bir anda parıldadı ve dalga geçrmiş gibi bana baktı. ''Emin misin evlat? Oraya elini kolunu sallayan giremez.'' dedi yaşlı adam dalga geçersene. Yaşlı adama gözlerimi diktim ve ''Eminim.'' dedim. Yaşlı adam bir kez daha gülümsedi ve ''Anlaşılan bayağı kararlısın. Oraya gitmenin en kolay yolu nakil sırasında ölüm plakçılıktır. Oraya ölülerden başka kimse giremez ama kayıkçı bayağı bir para gözdür.'' dedi. Yaşlı adama minnetle bakıp ''Teşekkür ederim'' dedim ve arkamı dönüp yürümeye başladım. Yürürken Nereseus arkamdan seslendi ''Ölümlü yanını aklından çıkarma melez!''. Nereseus'un dediklerini kafama kazırken hızlıca Shadow'un yanına yürümeye başladım. Shadow'un yanına varınca hemen sırtına binip Marcus'a baktım ''İstikamet Los Angeles!''.
xxxx
Biraz uzun sayılabilecek bir uçuştan sonra Los angeles'a vardık. Nakil sırasında ölüm plakçılığın önünde yere indik ve kapıdan içeri girdik Marcus ile birlikte. İçeri girdiğimizde gözüme çarpan ilk şey italyan yapımı bir takım elbise giymiş olan adamdı. Masanın öbür ucuna oturmuş ve altın dramhi sayıyordu. Masasına elimi koyarak konuşmaya başladım. ''Yeraltına inmek istiyoruz.''. Adam bize bakıp sırıttı ve ''Oraya girmek pahalıya patlar'' dedi. Bunun olacağını biliyordum. Cebimden bir kese dramhi çıkardım ve adamın önüne koydum. ''Peki şimdi girebilirmiyiz?''
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Ölümsüzlük Uğraşı.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Ölümsüzlük Uğraşı./2
» Vazgeçirme Uğraşı - Kurgu 3 // 1
» Vazgeçirme Uğraşı - Kurgu 3 // 2
»  Vazgeçirme Uğraşı - Kurgu 3 // 3
» Vazgeçirme Uğraşı - Kurgu 3 // 4

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Kamp Dışı :: San Francisco :: İhtiyar Denizci Nereus'un Limanı-
Buraya geçin: