Kamp artık çok eğlenceliydi, her şey çok güzeldi. Onlarca arkadaşım vardı bir de, aşık olduğum, onu çok sevdiğim bir kız. Adı Eliesha. Onunla ilk defa göl kıyısında tanışmıştık. İkimiz de birbirimizden hoşlanmıştık. Hep onu hayal ediyordum. Neyse, onu görmek için kulübesine gitmeye karar verdim. Son zamanlarda dersliklerle ilgilendiğim için, onu çok boşlamıştım. Kulübesine gittim. Eliesha'nın kampa yeni gelen kardeşini gördüm. ''Hey merhaba, sen kampa yeni gelen kız olmalısın.'' ''Evet kampa yeni geldim, alışmaya çalışıyorum.'' ''Alışırsın sen de merak etme. Şey bir şey soracaktım Eliesha'yı gördün mü? Nerde olduğunu biliyor musun?'' Parmağıyla ormanı göstererek, ''Şu tarafa giderken gördüm. Çok olmadı koşarsan yetişirsin. Peki neden onu arıyorsun? Sen kimsin?'' ''Daha sonra konuşuruz'' dedim ve koşmaya başladım. Umarım Eliesha'nın kardeşine kaba davranmamışımdır diye geçirdim içimden. Çok geçmeden Eliesha'yı gördüm. Her zamanki gibi çok güzeldi. ''Bensiz bir yerlere mi gidiyorsun yoksa?'' dedim ve gülümsedim. Beni gördüğüne çok sevinmişti. ''Seni düşünüyordum. Kampta canım sıkılıyor. Bir yerlere gidelim mi?'' ''Bir yerlere gitmek iyi bir fikir bence de. Özellikle de senle.'' ''Thalia'nın ağacını bir ziyaret etmek istiyorum. Garip gelebilir ama kamptan dışarı çıkarken hep uğrarım.'' ''Hmm, tamam ziyaret edelim o zaman ağacımızı. Peki New York'a gitmeye ne dersin?'' ''Çok iyi fikir'' dedi ve yürümeye başladık.