Claire Angel Deeply

3 dersliğe katılmıştı. Diğer kalan dersliklerede katılmada kararlıydı. Heyecanla şimdi katışacağı dersliği seçmeye başladı. Ok geldi gözünün önüne. " Evet bu olmalı. " dedi. Ne kadar kılıçta kullansa ok atmayı kılıçtan daha çok seviyordu. Aslında oı ok kullanmalıydı. Ok atmak onun hayali gibi bir şeydi. Eline okunu kılıcından daha da çok yakıştırıyordu.

Sevinçle içieriyegirip eğitmenini beklemeye başladı. BUrdaki eğitmenler Yon'la Tiff'di. İkisini de iyi tanırdı. İkisiyle de araları çok iyiydi. Fakat tabikide Tiff'İ istiyordu. Çünkü Tiff'le olan ilişkisi Yon'la olan ilişkisinden daha iyiydi. Tiff'i beklemeye başldaı. Eğitmeni mutlaka Tiifff olmalıydı. Onunlabirlikte bir süürü maceraya çıkmıştı, moda evi açmıştı. Onunla her şeyini paylaşmıştı. Kulkusuz kardeşleri dışında en iyi olan arkadaşı o olabilirdi. Kapının yavaşça açılırken çıkarttığı cızırtıyla bu düşüncelerinden ayrıldı. Gelen Tiff'di. Eğitmeni Tiff'di. Çok mutlu olmuştu...

Her zamanki gibi ders vermek için dersliklerin yolunu tuttum. Bugün bayağı gecikmiştim ve öğrencilerim beni bekliyor olmalıydı. Onun için hızlı olmaya çalışıyordum. Hızlı adımlarımla beş dakika sonra dersliklere fvardım ve hemen ok atma taknikleri sınıfına girdim. İçeriye baktığımda Clay'ı gördüm. Clay hemen bana doğru koştu ve sarıldı. Güldüm ve bende sarılarak "Hoş geldin! dedim. Clay sarılmayı bıraktığında heyecanla "Ders almaya geldim. Eğitmenim sensin değil mi?" dedi. Bunu öyle bir tavırla ösylemişti ki hayır ben değilim diyemezdim. Yoksa beni öldürebilirdi. Bunun için "Evet hanımefendi, eğitmenininz benim." dedim.

Tiff'in eğitmeni olmasına sevinmişti. Tiff'e " Şimdi ne yapacağız? " gözleriyle baktı. Tiff'İn bu bakışları anlaması hiç zor olmadı ve konuşmaya başladı: " Bekle 1 dakika canım. " Tiff içeri odaya yöneldi. " Bir şeyler getirecek heralde " diye düşündü Claire. Doğru tahmin etmişti. Tiff bir süre sonra CClaire'i odaya çağırdı. Claire odaya girdiğinde adeta büyülenmişti. O kdar çok birbirinden güzel ok yay takımı vardı ki ağzı açık kalmıştı. Tiff, onun şaşkınlığını anlayarak " Hadi bunlardan birini seç. " dedi. Bunlardan birini seçmesi gerekiyordu. Fakat hepsi birbirinden güzeldi ki hangisini seçeceğini hiç bilmiyordu. Hepsini gözden geçirmeye başladı. Tiff çoktan ok yay takımını seçmiş onu bekliyordu. Göz gezidirirken gözleri bir ok-yay takımında takıldı. Okun pembe ucu, yay ise pembe tüylerden yapılmış çok süslü duran bir ok-yaya takımına gözü takılmıştı. Sanki Afrodit çocukları için yapılmıştı. " Bunu Afrodit çocuklarından başkası almaz. " diye düşündü. Eline aldı. Tam kendisine göredi. Buna çok alışmıştı. Heyecanla sevincin karışımıyla " Bunu seçtim. " dedi. Çocuk gibi sevinçlli çıkmıştı sesi. Arkadaşı Tiff " Tamam hadi şimdi alıştırma yapabileceğizimi yere gidelim. " dedi ve odadn çıkıp yürümeye başladı. Claire'de Tiff'İn koluna girip onu takip etti.

Clay çok şeker tam Afrodit kızlarına hitap eden bir yay-ok takımı seçmişti. Buna şaşırmamak gerekiyordu. Başka ne seçecekti ki? Clay'ı antrenman alanına götürdüm. Şimdi çalışma yapmalıydık. Bir hedef tahtasının önüne geçtik ve durduk. Clay sabırsızca bana bakıyordu. Ne yapacağımızı merak ettiği her halinden belliydi. Gülümsedim ve "İlk başta sana yay-ok takımının nasıl tutulacağını öğreteceğim." dedim. Clay başını salladı. Bende derse başladım. Ona örnek olsun diye ben kendi takımımı tuttum. Ona nasıl tuttulacağını gösteriyordum. Clay da benim tuttuğum gibi tutmaya çalıştı.