David Tennant ve Peter Karl Bouveir

Peter'la bugün düello yapıcaktık arenaya gittik arena seyircilerle doluydu ve bizi izliceklerdi işte bu kötü olmuştu fazla seyirci önünde rezil olmak kötü bir duyguydu.Peter'ın yanına gittim ve ''Sende telaşlımısın''. diye sordum.''Hemde nasıl''. cevabını aldım.Hava güneşliydi.Ama bulutlar bazen güneşi kapatabilirdi.Ve bu benim için iyiydi güneş gözümü alabilirdi ama artık fazla alamazdı.Silah seçimimi yapıcaktım arena da bir kaç tane silah vardı ama bu silahlar pek bana uygun değildi bir kaç tanesine baktım ama elime ya büyük yada küçük geldiler en iyisi ben kendi silahımı kullanmak istiyordum bu yüzden hep cebimde kalem şeklinde duran rassilonu çıkarttım ama daha kılıç haline getirmedim.Peter ise o sıra silahlara bakıyordu hangi silahı alıcağını çok merak ediyordum ama Düello anı gelene kadar bakmamaya karar verdim.Zırh ise zırhım olmadığı için ordan bana uyacak güzel bir zırh seçtim.Kalkanım Needle ise saat şeklinde kolumda duruyordu.Kalemimi kılıca saatimi ise kalkanıma çevirdim ve orda duran bir kaç mankenle antrenman yapmaya başladım.Biraz tedirgindim umarım düello başlayınca da bu kadar telaşlı olmazdım yoksa yenilebilirdim yenilmemem gerekiyordu.Manken mahvolmuştu biraz daha saldırırsam parça parça olucaktı.Bu yüzden kenara çekilfim ve düello anında hangi stratejiyi uygulicağımı düşünmeye başladım.Gücümü kullanamicak olmam çok kötüydü eğer kullanabilsem hemen yenebilirdim onu.Peter'a baktım silaha bakmamayı düşünüyordum ama bakınca silahı görmüştüm o da mankenlerin biriyle deneme yapıyordu.Otururken iyice heyecanlanmıştım

Arena kalabalık, heyecan üst düzeydeydi. Arena'ya girdiğimde tüm Hephaistos kulübesinin ve bazı kulübelerin bana tezahürat yaptığını gördüm. Herkes beni alkışladıktan sonra David arenaya girdi. Selamlaştık onunla. O da taraftarlara şovunu yaptı ve herkes onu da alkışladı. David oldukça heyecanlı gözüküyordu. Bana gelip "Sen de telaşlı mısın?" diye sordu. "Hem de nasıl." dedim. Kılıçlar ve Zırhlar sahaya geldi. Bakıp birer tane seçecektik. Ben Platenon'u kullanacaktım tabi ki. Zırhlara bakmaya başladım. Zırhlardan kendi yapımım olanlardan birkaç tane gördüm. Bunlardan birini kullanacağıma karar verdim. Çünkü bunları genelde kendi boyutlarıma göre yapmıştım. Gümüş rengi bir zırh giyinip miğferimi taktım. David'e baktığımda kalemini kılıca çevirdiğini gördüm. Demek ki o da kendi kılıcını kullanacaktı. Elimi sıktım ve eldivenimin kılıca dönüşümünü seyrettim. Athena kulübesi bana ıslık çalıp aleyhime tezahürat yapıyordu. Onları çok umursamadım. Platenon 1.5 metrelik yarısı olimpos gümüşü diğer yarısı da saf altından yapılan bir kılıçtı. Kendim yapmıştım. Sonra babamın hediyesi olan saatime bastığımda Titan-Tanrı savaşında babamın kullandığı kalkanın küçültülmüş hali olan Prigs oluştu. Hazır olduğumdan emin bir vaziyette arenanın ortasındaki cansız mankenlere kılıç savurdum. David'i öldürmeyi düşünmüyordum. Bu yüzden mankenlere çok sert davranmadım. Bilerek mankenlerin derisinin üzerine kılıcı savuruyordum çünkü mankeni parçalamayı değil, yaralamayı yani derisini yüzmeyi istiyordum. Mankenlerin derisinin kalmadığını gördüğümde mankenleri doğramaya başladım. Sonra yan tarafta David'i gördüm. David benim gibi yapmıyordu. Kılıcını mankenlere sokuyordu. BEni öldürebileceğinden korkmuştum. Hakemimiz Katherine'nin de geldiğini görünce düellonun az sonra başlayacağını anladım. Yan tarafa gidip oturdum ve suyumu yudumladım. Katherine'nin bizi çağırmasını bekledim.

Katherine'i görünce daha da heyecanlandım çünkü hakemimiz oydu ve düellonun başlamasına az kaldığını gösteriyordu.Düello anında hangi stratejiyi kullanıcağımı bulmuştum.Biraz su içmeye karar verdim.Yerimden kalkıp suyu içtim ve Katherine'in çağırmasıyla yanına gittik.Seyirciler iyice tezahurat yapmaya başlamıştı.''Hazırmısınız ?'' diye sordu.O anda hayır diyebilirdim ama ikimizde ''Evet'' dedik. ''O zaman yerlerinizi geçin''. dedi.Yerlerimize doğru geçtik ve Katherine'in ''Başla'' demesiyle.Silahlarımızı çektik.İlk başlarda savunmada kalmaya karar verdim böylelikle hareketlerini görebilicek ve daha sonra daha kolay engelleyebilicektim hareketlerini.Nedense yavaş bir şekilde saldırıyordu.Bunu ilk başlarda anlamadım ama sonra sahanın öbür tarafındaki mankenin halini gördüm.Hali benim mankenin ki gibi değildi.Onun stratejisi de her halde sadece yaralamaktı.Artık ne yapmaya çalıştığını anladığımdan bende saldırıya geçtim.Ama genede daha çok savunmada kalıyordum.Hareketlerini önlüyordum ve silahını düşürmeye çalışıyordum.Rassilon'u şu anda hançere dönüştürebilsem çok iyi olurdu ama tek bir silah kullanılabiliyordu o yüzden kılıçla hareket etmeliydim.Ani hareketler yapıyordum bazen ama kendini iyi savunuyordu.Prigs harika bir kalkana benziyordu.Darbelerime rağmen bir şey olmamıştı kalkana etkilenmemişe benziyordu.Kılıcı ise çok iyiydi ama benim ki de iyiydi çünkü kalkanım ve silahımı hephaistos yapmıştı.Saldırmaya devam ediyordum.Bir iki yerini yaralamıştım.O ise 1 yerimi yaralayabilmişti o da kolumdu diğer vurdukları daha çok zırh engellemişti.Çok iyi gidiyordu bir an yeniliceğimi düşündüm ama hemen bu fikri zihnimden uzaklaştırdım.Ama daha kötü bir şey oldu bir anda gücüm çalıştı ve kılıç kullanma fikirleri zihnime geldi yasak olduğundan diskalifiye edilebilirdim bunun için en az bir 5 dakika savunmada kalmam gerekiyordu.Peter şaşırmış gibiydi savunmaya geçtiğimi görünce daha hızlı saldırmaya başladı ama sırf savunmada olduğum için bir işe yaramıyordu vuruşları.

Katherine bizi çağırdığında hazır olduğumdan emindim ve rakibimi yenmekten başka bir şey düşünmüyordum. Düello başladığında sürekli olarak saldırıda bulunuyordum çünkü amacım baştan rakibimi yıpratmaktı. Ama benim düşündüğümün aksine David genelde savunmada kalıyordu ve hareketlerimi engelliyordu. Sonra hiç beklemediğim bir anda David saldırıya geçti. Sanırım taktiğimi anlamıştı David. Ama yine de taktiğimi değiştirmedim ve saldırıya devam ettim. Taraftarlar heyecanlı, tezahüratlar yapıyordu. Düello çok heyecanı olmalıydı çünkü taraftarlar coşmuştu. David üzerine gümüş rengi bir zırh giymişti. Güneş ötede parıldıyor, ama beni etkilemiyordu. Birkaç sefer kalkanımla saldırıya geçiyordum ama bu David'i biraz geriye doğru itmesi dışında işe yaramıyordu. Normalde ateş gücümü kullanmak istiyordum ama bunu planıma göre en sonda kullanacaktım ve bu benim düelloyu bitirişim olacaktı. Şimdi kullansaydım çok yorulacağımı ve David'in ateşe rağmen toparlanabileceğini iyi biliyordum. David'e kılıcımı savurdukça savuruyordum ama hepsinde kendisini koruyordu. Biraz geriledim ve sonra David'in üzerine doğru koşarak zıpladım. Kılıcım kolunu sıyırmıştı ama kolundan kan normalden fazla akıyordu. David'in kılıç kullanan kolunu yaralamıştım ve artık 1-0 öndeydim. David bağırarak kılıcını bana doğru batırma çalışmalarına başladı. Kendimi Prigs ile koruyordum ama David insanüstü bir şekilde saldırıyordu. En sonunda David yüzüme doğru kılıcını salladı ve o acı... Yüzüm tamamen kana bulanmıştı. Acı bir haykırışla dizlerimin üzerine çöktüm. Yüzümde kan kırmızısı dışında bir renk yoktu. İşte şimdi David'i parçalamayı düşünüyordum. Taraftarların geneli susmuştu benim yüzümdeki yara yüzünden ama düşmanım Athena kulübesi zafer haykırışlarıyla tezahürat yapıyordu. Kardeşlerimi rezil duruma düşürmüştüm. Herkes kardeşlerime bakıyordu. Sonra gözüm David'e kaydı. Kazanmış olduğundan memnun gibiydi ama benim için çok mutlu değildi. Yüzümü yaralamasından dolayı kendini suçlu hissediyordu. Zaten o suçluydu ama bu bir düelloydu ve herkes bir kazananın olacağını biliyordu. David yine de bağırarak benim kılıcımı düşürmek için kılıcını savurdu. Herkes düellonun bittiğini düşünerek koltuklardan kalkmaya başladığında bağırarak yana doğru çekildim ve ayağa kalktım. Herkes şaşırmış gibiydi. Ben köşeye doğru koşup duvara yaslanarak zıpladım ve David'in Kafasına doğru kalkanımla daldım. David çekildi ama yinede kafasının sağ tarafı kalkanımdan büyük zarar görmüştü. Görünüşte kanama yoktu ama Dave'in yarın kafasının mor olacağından gayet emindim. David yerdeydi. köşeye doğru çekildim ve David ayağa kalkınca hamlemi yapmaya hazırdım.

Klavye bozuk olduğundan geri çekiliyorum ve 3 gün geçmiş zaten