Peter Karl Bouveir

Canım sıkılıyordu. Her zaman aynı şeyleri yapmak çok sıkıcıydı. Uzun süredir derslere girmemiştim. ARtık derslere girme zamanı gelmişti. Silah yapımında kendimi geliştirmek istiyordum. Bu yüzden en iyisi Silah ve Zırh Yapımı sınıfına gitmekti. Hem oranın eğitmeni kardeşim Ed'di. Sıkılmayacağımı düşünerek sınıfa doğru gittim. Sınıfın kapısının üzerinde acayip şifrelemeler vardı. Ama ben Hephaistos çocuğu olduğum için hiç düşünmeden kapıyı açtım. İçerisi oldukça teknolojik bir yerdi. Belkide bizim kukübemizle birlikte kampın en modern yerlerinden biriydi. İçeride kimse yoktu. Ordaki bir koltuğa oturup beklemeyee başladım. Acaba Ed ne zaman gelirdi..???

Veee herkesin bahsettiği yeni kardeşim. Herkes bahsetmiyor ama geveze Julia bana iletmişti.

Kapıyı açar açmaz şimdilik eğiteceğim kardeşime baktım. Beni tanıması imkansızdı ama kardeşi olduğumu anlamıştı sanırım. "Ben Hephaistos Oğlu Alex. Ed, şu an başkası ile eğitimde olduğu için şu an senin eğitmenin oluyorum." dedim ve sönen bir ocağa birkaç kömür atıp kömürleri alevlendirmek ile işe başladım. "Konuşma fastını geçiyorum. Herkes buraya öğrenmeye geldiği için sormama da gerek yok. Sıralamama göre en son Silah yapımını öğrettiğim için sana zırh yapımını öğreteceğim." dedim. Hızım gerçekten de dehşet verici düzeyde hızlıydı ama hızı severdim. Ne de olsa buranın tabelasında Ateş Seni Çağırıyooor yazıyordu.

Hızla bir zırh tasarısını elime aldığım gibi tasarıyı incelemeye başladım. "Eni 80cm boyunda, kesiti(kalınlığı) de 26,4cm lik bir zırh yapmanı istemeyeceğim. Öncelikle ben yapacağım, sen izleyeceksin." dedim ve kor ateşe elimdeki nikeli attım. Elim ile kıvama gelinceye kadar oynayacaktım. Daha sonra da ver elini maket bıçağı.

Kılıç kıvama gelinceye kadar elimde oynadım. Daha sonra kor ateşten çıkarıp ocağın yanındaki mermere koydum. Mermer, daha önceden kirlediği için siyaha bürünmüştü. Hızla elim ile şekil verdim. Bir yandan da kardeşimin beni dinleyip dinlemediğine bakıyordum. Dört açılmış gözleri ile benim ellerimi izliyordu. "Kıvama gelen madenleri hemen ocaktan çıkarıp mermere koyarız. Koyduğumuz gibi de şekil veririz. Kuruduğunda ise suya koyar, sağlamlaşmasını bekleriz." dedim ve maket bıçağı ile artan yerleri kesip yana attım. Biraz sonra oldukça güzel bir zırh yapacaktım. Maket bıçağı ile işim bittikten sonra çekici kaptığım gibi maket bıçağı ile kestiğim kol bölümlerine çekici vurdum. Kuruduğu için çekici kullanarak yapıyordum. Kol bölmelerine vurdukten sonra açılan bir delikten arta kalanları kaptım ve boyun kısmını da kırdım. Daha sonra ocağın alttaki çekmecesini açıp su ile dolu çekmeceye zırhı koyduğum gibi kapağı kapattım.

"Şimdi sana ışık hızında bir zırh yapımını öğrettim. Sen, yavaş bir biçimde bunun gibi bir zırh yapacaksın." dedim ve gülerek ona baktım.

İçeriye daha önce adını duyduğum ama hiç görmediğim biri gelmişti. Onu görünce biraz şaşırmıştım. Sanırım adı Alex'di. Doğru olduğunu abim konuşmaya başladığında anladım. İlk önce beni süzdü sonra "Ben Hephaistos Oğlu Alex. Ed, şu an başkası ile eğitimde olduğu için şu an senin eğitmenin oluyorum." dedi. Ocağa kömür atmaya başladı.Daha ben ağzımı açamadan aniden "Konuşma fastını geçiyorum. Herkes buraya öğrenmeye geldiği için sormama da gerek yok. Sıralamama göre en son Silah yapımını öğrettiğim için sana zırh yapımını öğreteceğim." dedi. Bu ne hızdı yav !
Eline bir parşömen alıp bakmaya başladı. Sonra bana, "Eni 80cm boyunda kesiti(kalınlığı) de 26,4cm lik bir zırh yapmanı istemeyeceğim. Öncelikle ben yapacağım, sen izleyeceksin." dedi ve elindeki nikeli ocağa attı. Onun yaptıklarını dikkatle inceliyordum. Çünkü birazdan bunları ben yapacaktım. Nikeli ocaktan çıkarıp yandaki mermere koydu. Elleriyle nikele şekil vermeye başladı. Az sonra bana "Kıvama gelen madenleri hemen ocaktan çıkarıp mermere koyarız. Koyduğumuz gibi de şekil veririz. Kuruduğunda ise suya koyar, sağlamlaşmasını bekleriz." dedi ve maket bıçağını alıp işe koyuldu. Maket bıçağını bırakıp çekiçle kestiği kol bölümlerine vurdu. Boyun kısmını da kırdıktan sonra zırhı su dolu bir çekmeceye koyarak kapattı.
Bana döndü. "Şimdi sana ışık hızında bir zırh yapımını öğrettim. Sen, yavaş bir biçimde bunun gibi bir zırh yapacaksın." dedi gülerek. Sıra bendeydi. Bu iş sandığımdan da zordu ama malum Hephaistos çocuğu olduğum için elim bu işlere yatkındı. Alex benden önce ocağa biraz daha kömür attı ve önümden çekildi. Düşündüm. "Eni 80cm boyunda kesiti de 26,4cm lik bir zırh yapacaktım. Biraz nikel alıp ocağın içine attım. Az sonra Nikeli çıkarıp yandaki mermerin üzerine koydum.Hızlıca Nikele şekil vermeye başladım. İlk başta acayip bir şekil alsada şeklini düzgün bir zırh şekline dönüştürdüm. Maket bıçağını aldım ve bazı yerleri kesmeye başladım. Bu arada yanlışlıkla maket bıçağıyla hafifçe elimi çizmiştim ama çok sorun olmadı. Çekici alıp kol bölümüne vurdum ve de boynunu kırdım. Alex'inki kadar mükemmel olmasa da fena sayılmazdı. Çok beklemeden Zırhı alıp alttaki su dolu çekmeceye attım ve anında çekmeceyi kapattım. Alex'e döndüğümde performansımdan memnun gibi gözüküyordu. Ama saate baktığımda Alex'in 8 dakikada yaptığı şeyi ben 18 dakikada yapmıştım. Bu çok kötü gibiydi ama Alex "Beklediğimden iyiydin" dedi. mutlu olmuştum. Hocamı ve aynı zamanda abimi memnun etmeyi başarmıştım. Alex' e "Ne zaman Kılıç yapmaya başlarız?" diye sordum........

Kheiron Alex'i çağırıyordu ve yine ona haber veren ben olacaktım. Çünkü Alex silah ve zırh yapımı sınıfındaydı ve ben zaten oraya gidiyordum. Ders vermem gereken bir sürü öğrenci olabilirdi. Bu yorucu ama eğlenceli bir işti. Birilerine bir şeylr öğretmek çok farklı bir şeydi. Bu düşünceler arasında dersliklere vardım. Hemen silah ve zırh yapımı sınıfına gittim ve içeriye girdim. İçeride bir tek Alex ve Peter vardı. İkiside benim kardeşimdi. Bu durum beni mutlu etmişti. Yanlarına gittim ve "Ee, nasıl gidiyor?" diye sordum. Alex'le Peter anında bana baktılar ve ikiside gülümsedi. Alex "Süper gidiyor. Kılıç yapımına geçeceğiz." dedi. Kılıç yapımına yeni geçmeleri beni memnun etmişti. Çünkü derslerini şimdi bölebilirdim. "Alex seni Kheiron çağırıyor." dedim. Alex "Neden?" diye sordu. Ellerimle bilmiyorum diye işaret yaptım. Alex Peter'a bakınca Peter "Sen git. Ben Elena'yla devam ederim." dedi. Bunun üzerine Alex bana baktı. Onu başımla onayladım. Alex tamam diyerek sınıftan dışarı çıktı. Ben kardeşimle başbaşa kalmıştım.

Derse motive olmuşken içeriye Elena girdi. "Ee, nasıl gidiyor?" diye sordu Elena. Alex ona "Süper gidiyor. Kılıç yapımına geçeceğiz." dedi. "Alex seni Kheiron çağırıyor." dedi Elena. Alex "Neden?" diye sordu. Elena bilmediğini işaret etti. Alex'e "Sen git. Ben Elena'yla devam ederim." dedim. Elena da onaylayınca Alex sınıftan çıktı. Elena bana dönüp "Eee kardeşim? Yaptığın zırhı göster sana hatalarını anlatayım." dedi. Gidip mermerin üzerindeki zırhı aldım ve Elena'ya uzattım. Elena eliyle tartarak "Fazla ağır. Ama sorun değil, düzeltmek kolay. Şeklini biraz düzeltsek kusursuz bir zırh olur." ded,. Sevindim. Bana bakarak "Biz en iyisi kılıç yapımına geçelim, fazla sabırsızsın." dedi gülümseyerek. "Oh be, kılıç yapmak daha eğlenceli bir işe benziyor." dedim.

Kardeşim bana yaptığı zırhı gösterdi. Birkaç hatası vardı ama hiçbiri o kadar zorun değildi. Kılıç yapımına karar verdik. Hemen içeriye gidip biraz ilahi bronz aldım. Akışkan halde olan ilahi bronzu bir kaba dökmeye başladım. Bir yandan da Peter'a anlatmaya başladım. "İlahi bronzu ateşte katılaştıracağız. Bu işin püf noktası ateşte ne kadar kalacağı." dedim. Peter dikkatle beni dinliyordu. Kabı hazırladığımda kardeşime bunu ateşe atmasını söyledim. Peter hemen ellerine eldiven geçirdi ve kabı ocağa attı. "Başka bir püf noktası ise kaç derecede ateş yakacağımız." dedim. Eğer ateş çok yüksek olursa ilahi bronz daha çok erirdi. Biz katılaştırmak istiyorduk.

"İlahi bronzu ateşte katılaştıracağız. Bu işin püf noktası ateşte ne kadar kalacağı." dedi. Elena kabı hazırladığında bana bunu ateşe atmam gerektiğini söyledi. Ellerime eldiven geçirdim ve ocağa attım kabı. "Başka bir püf noktası ise kaç derecede ateş yakacağımız." dedi Elena. Ona "Katılaştırmak istiyorsak neden onu dondurmuyoruz?" dedim. Elena bana ters ters baktı. Elena'ya "Tamam, işte aklıma gelmişti boşver ben sonra denerim bunu. Eğer ateşte katılaştıracaksak yüksek ateşte eritelim ve sonra hızlıca donduralım. Veya neyse işi usulüne göre yapalım. 110 derece yeterli mi?" diye sordum.

"Yeter." diye yanıt verdim. Kardeşim ateşi yaktı ve ilahi bronzu katılaştırmaya başladık. O ocakta katılaşırken bizde kardeşimle sohbet etmeye başladık. Bir süre sonra bu kadarının yeterli olduğuna karar verdim ve ilahi bronzu ocaktan aldık. Sonra onu suya koydum. Peter bana bakıyordu. Ona "Soğumasını bekleyeceğiz." dedim. Peter "Soğuyunca ne yapacağız?" diye sordu. "Şekil vereceğiz." dedim. Sonra aletleri çıkarmaya başladım. Bunların hepsini Peter bildiği için tanıtmaya gerek duymadım. Kısa bir süre sonra ilahi bronz soğumuştu. Onu sudan aldık ve kapdan çıkardık. Sonra Peter'ın eline aleti verdim ve "Başla." dedim.

Elena öyle bir yeter dedi ki dışarıya doğru kaçacaktım. Ama ben ki korkusuz ve soğukkanlı Peter kendime güvenerek ateşi ayarladım ve ilahi bronzu karıştırmaya başladım. Öyle bir güç fışkırıyordu ki benden, Elena'nın korktuğunu gözlerinden anlayabiliyordum. Elena ile uzun süre sohbet ettikten sonra Elena bronzu çıkartmamız gerektiğini söyledi. Sonra alıp onu suya koydu. Ona bakakaldım. Neden suya koyuyorduk ki. Bana "Soğumasını bekleyeceğiz." dedi. "Neden soğutacağız?" diye sordum. "Şekil verceğiz." dedi. Bana dedikleri biraz saçma gelmişti ama bekledim. Elena bana "Başla" dedi. Ona "Sıcakken daha kolay şekil verilmez mi? Neden önce dondurup şekil veriyoruz?" dedim. "Başla" diye tekrarladı Elena. Baltayı aldım ve köşelerinden kesmeye başladım. Kılıcın kabzasını tamamlamıştım. Kılıcı sivrileştirdikten sonra emin bir şekilde Elena'ya uzattım kılıcı.

Peter kısa bir süre içinde kılıca şekil verdi. Sonra bana uzattı. İncelemeye başladım. Gayet güzel görünüyordu. Peter çok yetenekliydi. Ee, kimin kardeşi tabii ki yetenekli olacak. Peter'a kılıc geri uzattım ve "Süper. Şimdi istersen kılıcı süsle." dedi. Peter başını salladı ve kılıcını süslemeye başladı. Değişik motifler yatı. Bitirdiğinde tekrar bana uzattı. Bu da bitöişti. Artık yapacak bir şey kalmamıştı. Kardeşimi mezun edebilirdim. Peter da bunu bekliyordu zaten. Gülümseyerek "Kardeş seni mezun ediyorum." dedim ve s,dersi bitirdim.


Ders Bitti!