Kahvaltımı yaptıktan sonra kampı biraz dolaşmaya karar verdim.Kampı dolaşırken Pegasus ahırlarının önünden geçerken içeride Zack'in olduğunu farkettim ve ne yaptığını anlamak için gözlerimi kısıp dikkatlice oraya baktım.Zack elini siyah bir pegasusun yelesine atmış onu seviyordu,ona baktığımı fark edince beni yanına çağırdı.Yanına gittiğim zaman Zack'in pegasusu çok dikkatimi çekmişti oda bunu fark etmiş olacaktı ki ''Sen de bir tane edinmek istermisin?'' dedi.Açıkcası heycandan ne diyeceğimi bilemedim sadece kafamı sallamakla yetindim.Zack ''Hadi ozaman ahırları dolaşalım da sende hoşuna gidenlerden birini seçersin.''dedi.Bende ''Tamam başlıyalım.''dedim ve Zack bana ahırları dolaştırmaya başladı.Açıkcası hiçbirini kendime uygun bulmamıştım,tam bu işten vazgeçecektim ki son ahırda ki Pegasus adeta benim için oradaydı hemen yanına gittim ''Bunu istiyorum Zack'' dedim ve içeri girdim.Pegasus kahverengiydi ve gözleri kan kırmızıydı Zack bana dönüp ''Onu istediğine eminmisin ?Biraz asidir.''dedi.Hiç tereddüt etmeden ''Çok eminim ''dedim.''Peki ozaman adını ne koyucaksın?''dedi.''Bilmiyorum ki bir Pegasus'a ne ad verilir ?'' düşünürken aklıma birden Horus geldi.Evet evet pegasusumun adını bulmuştum.''Buldum Zack adı Horus olsun.''dedim.Zack ''Tamam,Horus'u ihmal etme Chris sahiplerine çok bağlı olurlar.''Böyle birşeyi nasıl ihmal edebilirdim ki.Horusun yelelerini okşadım ve ''Seninle çok güzel vakit geçiricez ancak şimdi gitmem lazım.''dedim ve Zack ile oradan ayrıldık.