Olimpos Rpg Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi. |
|
| Temizlik Denetimi 11 | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Perseus Carter Zeus'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1204 Kayıt tarihi : 01/01/11
| Konu: Temizlik Denetimi 11 Salı Nis. 12, 2011 3:43 am | |
| Güzel bir rüya, sarsıntı ile bölünüyor. Bir şey ya da birileri beni sarsıyor. Yoksa? Bir canavar! Kılıcımı kaptığım gibi canavarın üzerine atlayıp boğazına dayıyorum kılıcı. Uyku sersemiyim. Gelen ses tanıdık. Ayılmak için kafamı sarsıyorum. “Pete? Sen ne halt ediyorsun? Kendini öldürtmek mi istiyorsun?” “İndir şunu boğazımdan! Kılıcımı Pete’in boğazından çektim ve yerine koydum. “Niye kaldırdın beni? Bu kadar önemli olan ne?” “Yarın temizlik var ve biz hiçbir şey yapmadık. İşte önemli olan bu!” Yunanca bir küfür savurdum. “Kahretsin, hemen başlayalım o zaman. Ben tuvaleti ve salonu toparlayayım sen de odaları. Ardından bahçeye geçeriz. Neyse, hemen başlayalım. Bu arada, boğazın için üzgünüm” Anlaştıktan sonra ben salona, Pete ise kendi odasına geçti. Temizlik için giyebileceğim eski, yıpranmış kıyafetlerimi geçirdim üzerime. Ardından yatağımın yanındaki kontrol paneline gerekli kodları girdim ve “sesli ev hizmet sistemini” aktifleştirdim. Kafamı tavana doğru kaldırdım ve “Kod 3266, temizlik seti” diye seslendim. Yerdeki mermerlerden bir tanesi açıldı ve oradan odaya tekerlekli bir temizlik seti çıktı. Seti kaptığım gibi odamdan çıktım ve salonu temizlemek için odanın ortasına kuruldum. Etrafıma bir göz attım. Koltuğun üzerinde; meyve suyu lekeleri, yemek sosları, motor yağları, koltuğun kenarında ise çerez kabukları vardı. Duvarlara, halılara ve mermere sıçramış motor yağı lekeleri, etrafa dağılmış çeşit, çeşit makine parçaları, içi incelenmek için açılmış bir Daedalus projesi ve hatta birkaç adet kirli kıyafet bile vardı salonda. Kısacası klasik bir temizlik denetimi öncesi halindeydi Hephaistos Kulübesi. Derin bir nefes alıp elime temizlik eldivenlerini geçirdim. Önce perdeleri ardından da pencereleri açtım. Temiz hava ve güneş ışığı bir temizliğin olmazsa olmazlarıydı. İçeri güneş ışığı girince odanın aslında çok daha kirli olduğunu fark ettim. Loş ışıkta aynı renk sandığım mermerler aslında kir bağlayıp tonlama oluşturmuşlardı renkleriyle. Bunu nasıl yapmıştık acaba? Bunu düşünecek vaktim yoktu. Yüksek bir sesle “Kod 3267, sulu elektrik süpürgesi” dedim. Ardından, odamda temizlik setinin belirdiği gibi belirdi süpürge. Hemen düğmesine basıp açtım ve koltuğun üzerindeki lekelere doğru tuttum. Tazyikli su kütlesi borudan ilerleyerek lekeye çarptı. Bu işlemi tüm lekelerde uyguladıktan sonra fark ettim ki süpürge lekeleri çıkarmıyor sadece onları zayıflatıyordu. Anlaşılan bunun için bir demirci oğluna ihtiyaç vardı. Temizlik setinden aldığım bir ıslak bez ile bastıra, bastıra lekeyi silmeye başladım. Uzun süre uğraştıktan sonra koltuk ter temiz oldu. Lekeler kaybolunca tekrardan süpürgeyi aldım ve koltuk kenarındaki tüm çerez kabuklarını süpürgeye topladım. Şimdi sıra odadaki dağınıklığı toplamaya gelmişti. Temizlik setinin içinden büyük bir poşet ve cebinden de aktifleştirilebilir bir mıknatıs çıkardım. Poşetin içine mıknatısı koydum ve poşetin ağzını açıp mıknatısı aktifleştirdim. Manyetik etki yaratan mıknatıs, odadaki tüm metal parçalarını poşetin içine çekti. Odadan hiç metal yayıntı kalmayınca poşetin ağzını kapattım. Yerdeki birkaç adet kirli kıyafeti de topladıktan sonra bunları kulübe deposuna yerleştirdim. Kim bilir, belki bir gün lazım olur o metaller. Etraftaki yayıntıları topladığıma göre artık toz almaya başlayabilirdim. Aldım elime bir ıslak, bir de kuru bez, başladım silmeye. Televizyon, masa, sandalye, koltuk, mermer, camlar vesaire odada ne varsa silip tozunu aldım. Son bir kez elektrik süpürgesi ile yerdeki tozları aldıktan sonra etrafıma baktım. Artık silecek bir şey kalmamıştı. Oda pırıl, pırıl parlıyordu. Mermerlerde ve camlarda kendimi görebiliyordum. Her şey tamamdı ama bir şeyi unutmuş gibiydim. Doğru ya, lavanta! Temizlik setinden çıkardığım lavanta kokusunu tüm odaya sıktım. Şimdi salon ter temiz olmuştu. Artık tuvalete geçebilirdim. Temizlik setinden bir temizlik maskesi çıkardım ve derin bir nefes alıp maskeyi taktım. Elime bir tuvalet fırçası bir de bez alıp tuvalete girdim. İlk önce bez ile tuvaletin dışını ovdum ardından da tuvalet fırçası ile tuvaletin içini temizledim, ardından sırayla lavabo, banyo ve tezgâh. Her yer tertemiz olmuştu, fayanslar, ayna, lavabo vesaire her şey ter temizdi. Son olarak bir de lavanta kokusu sıktıktan sonra tuvaletten çıktım. İşim bitmişti, temizlik malzemelerini depoya kaldırdıktan sonra salonda Pete’i beklemeye başladım. Bu sırada Pete odadan odaya koşup duruyordu. İşini bitirince birlikte bahçeyi halledecektik. | |
| | | Peter Karl Bouveir Hephaistos'un Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 710 Kayıt tarihi : 22/02/11
| Konu: Geri: Temizlik Denetimi 11 Salı Nis. 12, 2011 4:56 am | |
| Sabah uyandığımda burnuma kötü kokular geliyordu. Mecazi anlamda değil gerçekten de kötü kokuyordu. Sonra bunların yatağımın altındaki çoraplarımdan geldiğini fark ettim. Çok pistik ya. Sonra aklıma bir şey zonk etti. Doğru ya. Temizlik denetimi yarındı ve kulübede ben ve Pers tek vardık. Of, kocaman kulübeyi iki kişinin temizlemesi oldukça zor olur diye düşündüm. Daha fazla oyalanmadan odadan çıktım ve Pers’in odasına kapıyı tıklatmadan girdim. Yatağın yanına gidip Pers’ü sarstım. Birden Pers kılıcını çekip boğazıma doğrulttu ve beni azarlamaya başladı. Kılıcını çektikten sonra Pers’e yarın Temizlik Denetimi olduğunu söyledim. Pers afallamış bir şekilde yunanca küfür attı ve hızlıca ve biraz da sinirlice yatağından çıktı. Pers’le görev paylaşımı yaptık ve de hemen temizlememiz gereken yerlere gittik. Ben on dört odayı nasıl temizleyeceğimi dert ederken odamdaki dolaba temizlik seti şifresini söyledim. Önüme bir temizlik seti geldi.Tüm odaların perdelerini çektim ve temiz hava girsin diye pencereyi açtım. Odama döndüm.Eldivenleri takıp oyalanmadan yatağımın altına eğildim. Yatağın altında bir yığın çorap ve birkaç tane kitap vardı. Çorapları sepete koyup hemen banyoya götürdüm ve odama geri döndüm. Önce çalışma masamdaki eşyaları kaldırıp masanın üstünü ve dolabımı ıslak bir bezle temizlemeye başladım. Bir süre sonra kitapları dolabıma dizdim ve masamdaki çizimleri katlayıp çekmeceme koydum. Sonra camları , aynayı ve tozlu olan her yeri bir bezle sildim. Yatağımdaki çarşaf,yastık kılıfını ve yorganımı alıp çamaşır makinesine atmak için sepete attım. Elime süpürgeyi aldım ve önce yerdeki pislikleri temizlemeye başladım. Sonra elime sulu elektrik süpürgesini aldım ve odayı iyice bir temizleyip parlattım. Sonra odamda bulunan tabloları düzelttim ve posterleri kaldırıp çekmeceme koydum. Odamda son olarak elbise dolabımı düzenledim ve odamda çoraplarım olmadığı zaman kokan muhteşem leylak kokusunu sıktım. Odam tamamdı ve pırıl pırıldı. Az sonra hemen yan odam olan Perseus’un odasına girdim. Perseus’un odası benimkine göre daha derli topluydu. Ama orada daha çok kirli çorap vardı. Onları da bir sepete koydum ve tekrar banyoya götürdüm. Camları silmeye başladım. Camların temiz olduğundan emin olduktan sonra Masasındaki projeleri topladım temizlemeye başladım. Masanın üzerine de bir çok çizim yapmıştı. Projeler için değil resim çizmişti ve kocaman bir kalbin içinde Perseus’la sevgilisinin adı yazıyordu. Bunları silmek oldukça güç oldu ama tertemiz de olmuştu yani. Bezle silinecek her yeri sildikten sonra elime süpürgeyi aldım ve odayı süpürmeye başladım. Sonra sulu süpürgeyi alıp odayı iyice temizledim. Ah. Az kalsın yorganları unutuyordum. Hemen alıp onları da banyoya götürdükten sonra diğer odalara geçtim. Diğer odaların sahibi olan kardeşlerim kulübe de olmadıkları için çok dağılmamıştı ortalık. Oralarda sadece tozlu yerleri, camları ve yeri sildim.Hemen sonra yataklarının üzerinde olanları sepete koydum ve banyoya götürdüm. Geriye üç oda kalmıştı. İlk olarak Juliet’ in odasına girdim. Oda bir kız odası olduğu için oldukça temizdi. Çekmeceleri açtım ve içindeki tozları silmeye başladım. Sonra odada bulunan koltuktaki meyve suyu lekelerini görünce çıldırmak üzereydim. Uzun süre o lekelerle uğraştıktan sonra her zamanki gibi camları silmekle işe devam ettim. Camları temizlerken dışarıdan küçük ve yeni gelen bir melezin bana bakıp gülme sesini duydum. Sinirlenerek “Hoşlandın mı?” dedim ve üzerine küçük bir örümcek otomatonu attım. Çocuk kaçtı. Temizliğe devam ettim ve odadaki her şeyin yerli yerinde olduğunu görünce içim rahat etti. Alex’in odasına gittiğimde çok şaşırdım. Çünkü odadaki her şey tertemizdi. Sadece toz aldım ve yerleri sildim. Küçük melezler camlara sakız yapıştırmıştı. Epey sinirlendim ve sakızları çıkarıp çöp kutusuna attım. Sakız lekelerinin geçtiğinden emin olduktan sonra koltuktaki lekeleri silmeye başladım Sonra kalan diğer odayı da iyice temizledikten banyoya gittim ve sepettekileri çamaşır makinesine yerleştirdim. Başlatma tuşuna bastım ve lavanta kokulu spreyi alıp tüm odalara sıktım. Tüm mermerler parlıyordu ve ben bu işten hoşlanmıştım. Sonra koridordaki çöpleri görünce hemen gidip süpürgeyi aldım ve çöpleri bir poşete tıkıştırdım. Tabloları düzelttim. Aşağıdan Pers’in sesleri geliyordu. İşi bitmişti galiba. Aşağıya hızla inip Pers’e işimin bittiğini söyledim. Pers bana “Hadi şimdi bahçeye gidiyoruz dedi ve kulübeden dışarı çıktık. | |
| | | Alex Nike Hephaistos'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 703 Kayıt tarihi : 20/11/10
| Konu: Geri: Temizlik Denetimi 11 Salı Nis. 12, 2011 5:06 am | |
| Temizlik yapmak kanımda yoktu ve bu yüzden biraz kirli idim. Kabul ediyorum. Odam felaket kirli.
Sabah uyanır uyanmaz odamda bulunan dağılmış eşyaları düzgünce katladığım gibi dolabımın kıyafet bölümüne sığdırdım. Üvey kardeşlerimiz gibi heryere pahalı parfüm sıkmazdık ama işimizi iyi yapardık. (Afrodit Kulübesi saldırmayın ) İşlerimi düzgün yapmak isterdim ve bu yüzden bir liste yapardım. Temizlenecek yerlerin listesini bir A4 kağıda geçirdiğim gibi bir boya tabancası aramaya başladım.
GB-69 model bir tabancanın şarjörüne boyadan oluşan boncukları yığdıktan sonra oturma odasına Matrix filmindeki gibi atladım ve her bir duvara açık renkli boya boncuklarını sıktım. Duvarlar bir anda tertemiz boya kokusu ile doldu. Tabancaları bir kovboy gibi elimde döndürdükten sonra tavana sıkmaya başladım. Güzel bir atıştan sonra rengarenk örs, örsün üstünde duran bir çekiç resmi olmuştu. Perseus ve yeni gelen kardeşim bana baktı ve yeni gelen kardeşim bir anda konuşmaya başladı:-Ve Alex Thalia Ağacı'nda nöbet tutmaktan bıkıp geldi.Bu sözlerine bir anlam vermemiştim. Ben de bir melezdim ve uyumak hakkımdı. Bir anda şu sözleri söylemeye başladım: -Koşuyorum doğduğumdan beri, şark(yanlış yazmadım) üzerindeki son yarım adada. Yolluyorlar beni oraya buraya. Bilgi istiyorlar, topluyorum. Kes diyorlar kesiyorum. Antrepoda empusa var! Sığınaklar basıldı! Kronos melez topladı! Kurtlar ile başımız dertte! İflisleri öldür! Onu yap, bunu yap! Sonunda "Aslansın" diyorlar. Övgüler veriyorlar gizli gizli. Onların dediklerini niye yaptın dersen... Önceleri mecburiyetten, şimdi ise; paşa keyfim öyle istiyor. Hiçkimse benim kadar görmedi. Hiçkimse benim kadar bilmedi. Yine de Hephaistos yapımı bir makina kadar güvendiler bana. O kadar zahiri oldum ki, bütün çamaşırlarını serdiler önüme. Ama hata ettiler. Evet, aslanım! Son gün geldiğinde, biz de oyunumuzu oynayacağız. İki ters, bir düz!" Söylediklerimi sabahki halim ile söylememe göre iyi bir konuşma yaptığım için kardeşlerim güzel bir alkış tuttular.
Hızla Julia'nın odasına girdim ve etrafa tabancalarımı tuttum. Bir dedektif gibi sağı solu gözlerim ile taradıktan sonra duvarları boyadım ve duvara örs, örsün üstüne çekiç çizdim ve hızla etraftaki gençlik dergilerini toplayıp çöp poşetine doldurdum ve Kulübe Kapısı'nın önüne koydum. Hızla başka bir odaya geçtim. | |
| | | Perseus Carter Zeus'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1204 Kayıt tarihi : 01/01/11
| Konu: Geri: Temizlik Denetimi 11 Salı Nis. 12, 2011 8:43 am | |
| Ben Pete ile bahçeye çıkarken içeride Alex halaa boya işi ile uğraşıyordu. Bahçeye bir göz attıktan sonra ilk olarak yerdeki çöplerden başlamamız gerektiğine karar verdik. Ellerimize temizlik eldivenlerimizi geçirdikten sonra yerdeki çöpleri büyük bir poşete toplamaya başladık. Muz kabukları, metal parçaları, çeşit çeşit kablolar... Ne ararsan vardı yerde. Eğer bunlar çöp olmasaydı çok işe yarayabilirlerdi. Tabii ki metal parçaları ve kablolardan bahsediyorum, muz kabukları çöp olmasa bile işe yaramazlardı. Ön bahçedeki tüm çöpleri topladıktan sonra yan taraflardaki çöpleri de topladık. En sonunda arka bahçedeki çöpleri toplamış, ön bahçedeki büyük poşete getiriyorduk ki yerde duran muz kabuğuna basmam üzerine elimdeki çöp dolu poşet ile birlikte havalandım. Yere düştüğümde rezilliğe mi utanayım, birileri gördü mü diye düşüneyim yoksa yerdeki çöplere mi üzüleyim bilemedim. Arka bahçeden topladığımız tüm çöpler tekrardan yere döküldü. Şimdi onların hepsini tekrar toplamalıydık. Pete kocaman bir of çektikten sonra etrafa saçılmış olan çöpleri topladık ve diğer çöpleri de alıp dışarıdaki çöp kutusuna attık. Yerler temizlenmişti, bahçedeki çiçekler de güzeldi. Hımm, bir sorun olmalı ama ne? Doğru ya, çitler bozuk. Bahçe çitlerimizin bir kısmı eğrilmiş, bir kısmı kırılmıştı. Pete'e döndüm ve elimle "sen sol taraftan başla ben sağdan" anlamına gelecek bir işaret yaptım ve hızla çitin uçlarına doğru ilerledik. İlk olarak sağa sola yatmış olan çitleri düzelttik ardından onlarla işimiz bitince kırık olan çitleri Hephaistos Kulübesi yapımı özel bir yapıştırıcı ile yapıştırdıktan sonra geriye sadece boyama işlemi kaldı. Kulübenin dış cephesine bakınca boya isteyenin sadece çitler olmadığını fark ettik. Kulübemiz de boya istiyordu. Tam içeri gidip boya silahlarını alacaktık ki elinde bir çift yaylı ayakkabı ve dört adet boya tabancası ile Alex çıkageldi. Boya tabancalarını ikişer olarak paylaştırdıktan sonra yaylı ayakkabıyı giymemi istedi. Dediğine karşı gelmeyim ayakkabıyı giydim. Ayakkabıyı giyince Alex sinsice güldü ve "Çatıyı boyarken iyi şanslar kardeşim" dedi. Alex'in sözleri üzerine yaylar harekete geçti ve çok yükseğe zıplamaya başladım, bir yükseliyor, bir alçalıyordum. Her zıplayışta bir el boya sıkıyordum böylelikle çatıyı boyamayı hızla bitirdim. Ben çatıyı boyarken Alex ile Pete ise çitleri boyamışlardı. Hepimiz işlerimizi bitirdiğimize göre artık dış cepheye geçebilirdik. Pete yan cepheleri, Alex ön tarafı, ben ise arka tarafı boyayacaktım. Dağıldıktan bir saat sonra tekrar ön tarafta buluştuk. Hepimizin üstü başı boya olmuştu ve çok komik görünüyorduk fakat buna değmişti. Tüm kulübe pırıl pırıl olmuştu. Artık Temizlik Denetlemesi için hazırdık. | |
| | | Alexandra Bethany Daniels Afrodit'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1854 Kayıt tarihi : 05/09/10
| Konu: Geri: Temizlik Denetimi 11 Çarş. Nis. 13, 2011 2:37 am | |
| Değerlendirmede. | |
| | | | Temizlik Denetimi 11 | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|