Kulübemde oturmuş pencereden dışarıyı izliyordum.Canım biraz yaramazlık yapmak istiyordu.Kulübede kızdırabileceğim kimse yoktu.En iyisi dışarı çıkıp diğerlerine sataşmak diye düşündüm.Odama gidip eşyalarıma baktım.Belki su tabancamla önüme geleni ıslatabilirdim.Güzel fikir diye düşündüm ve eşyalarımın arasından su tabancamı aldım.Banyoda içine su doldurduktan sonra ayakkabılarımı giydim ve kulübeden çıktım.Çevrede bir sürü melez koşuşturuyordu.Bense kendime bir kurban arıyordum.Her zamanki gibi dedikodu yapan Afrodit kızlarını sinirlendirmek eğlenceli olabilirdi.Ama onların karşılık vereceğini düşünmüyordum.Bana daha fazla aksiyon lazımdı.O yüzden şakacı(!) Hermes çocuklarına doğru yöneldim.Onlarda kendi aralarında konuşup gülüyorlardı.Onların yanına yaklaştım ve hepsinin suratlarına elimdeki su tabancasını sıktım.Hepsi sırılsıklam olmuştu.Onları o halde görmek çok eğlenceliydi.Ama bir sorun vardı.Onlar dört bense tek kişiydim.Gülmeyi kesip kaçmaya başladım.Hepsi sinirli bir şekilde peşimden koşmaya başladılar.Herhangi bir planım yoktu.Sadece rastgele koşuyordum.Bir süre sonra gözden kayboldular ama seslerini duyabiliyordum.Sonunda yorularak bir binanın yanında durdum.Binanın adını okumaya çalıştım.''Cephanelik.'' yazıyordu.Sesler gittikçe yaklaşıyordu.Hiç düşünmedim ve cephaneliğin içine girdim.Burası biraz karanlıktı.Ama gözlerim zamanla karanlığa alışmıştı.Hala nefes nefeseydim ve heyecanlıydım.Dışarıdan gelen sesleri duydum.''Pis avcı.Şu halimize bakın.Bunun hesabını vermesi gerek.''Bu sözleri duyunca daha da çok korkmuştum.Kısa bir süre sonra sesler kesildi ve bende rahatladım.İçeriye göz gezdirme fırsatım olmamıştı.İçeride bir sürü kılıç,ok gibi silah vardı.Belki kendime buradan silah alabilirdim.Sonuçta kampın ortak malı(!) sayılırdı.Silahlara tek tek göz gezdirdim.Kendim için en uygun olanı arıyordum.Sonunda gözüm bir kılıca takıldı.O kılıcı alabileceğimi düşündüm.Elime aldığımda elime de uygun olduğunu
düşündüm.Ama gözüme duvardaki farklı bir şey çarpmıştı.Bu bir anahtarlıktı.Bir çiviye asılmıştı.Anahtarlığın ilgi çeken yanı şekliydi.Ay şeklindeydi ve ortasında da bir ok vardı.Tam bir avcıya göreydi.''Bunun cephanelikte ne işi var?!'' diye düşündüm.Kılıcı unuttum ve anahtarlığı cebime attım.Kimseye görünmeden cephanelikten çıktım ve kulübeme doğru yürümeye başladım.Hermes çocuklarına yakalanmamak için hızlı adımlarla yürüyordum.Yürürken bir ses duydum arkamı döndüğümde yerde bir kılıç duruyordu.Aklıma ilk gelen şey cebimi kontrol etmek oldu.Anahtarlık yerinde değildi.Kılıca dikkatlice baktığımda sapında anahtarlığın üzerindeki ay ve okun şeklini gördüm.Kılıcı elime aldım ,bu öncekinden daha da rahattı.Kılıcı nasıl saklayacağımı bilmiyordum ama bu kılıç benim olmalıydı.Kılıç sanki düşüncelerimi anlamış gibi küçüldü ve anahtarlığa dönüştü.Ne kadar şaşırsamda anahtarlığı cebime attım ve kulübeme doğru yürüdüm.Artık yani bir silahım olmuştu.