Gözlerimi açtığımda rüyamda gördüğüm tamirhanedeydim. Babam beni Hephaistos'un yanına ışınlamıştı. Etrafıma bakındığımda Hephaistos'u göremiyordum. Biraz daha etrafa baktığımda bir arabanın altından çıkmış bir çift büyük ayak gördüm. Onun görmemesine rağmen eğilip "Tanrı Hephaistos.." diye selam verdim. Adam arabanın altına çıkıp bana bir böcekmişçesine baktı. Sonra da hiç beklemediğim bir şey oldu. Adam kahkahalarla gülmeye başladı. "Vay vay vay , küçük kahramanımız görevinden dönmüş demek. Açıkçası Zeus'un oğlu olmana rağmen bu görevi başarabileceğini düşünmüyorum. Fakat o ilahi bronzla altını sessiz bir şekilde kırma düşüncen... Bu gerçekten salakçaydı Leon. Seni buraya Zeus göndermiştir herhalde.. Senin şu hediye işin falan... Haydi gel buraya." Hephaistos'un peşinden gidiyordum. Elimdeki çantayı hala sıkı sıkı tutuyordum. Hephaistos beni büyük ve düz bir kayanın önüne getirdi. Kayanın yanında çok büyük bir çekiç ve türlü aletler bulunuyordu. "Şimdi arkanı dön ve ben bak diyene kadar sakın buraya bakma. Yoksa neler olacağını biliyorsundur herhalde. Bu güç her meleze verilmez , biraz sabredebilirsin." dedi ve tahminimce işe koyuldu. Bir şeye vuruyordu ve garip bir ses çıkıyordu. Cızırtılı bir ses... Sanki... şimşek ! Bu bir şimşekti ! Babam bana kendi şimşeğinden bir silah yaptırıyordu ! Mutluluktan resmen havalara uçuyordum ve o silahı almak için sabırsızlanıyordum. Babam Zeus'un o sihirli çantayı benden neden istediğini de anlamıştım. Hem benim o kılıca layık olup olmadığımı anlayacaktı hem de şimşeğin beni kül etmesine engel olacaktı. Bana sonsuz gibi gelen bir süre sonra Hephaistos "Artık bakabilirsin Leon." dedi. Arkamı döndüm ve küçük bir sevinç çığlığı attım. Kılıç ateş saçmıyordu fakat resmen güç fışkırıyordu silahtan. Hephaistos eliyle "al" dermişçesine silahı gösterdi. Ellerime silahı ilk aldığımda müthiş bir güç hissettim. Elimde bir güç yatıyordu ve ben bu gücü kullanacaktım. "Bu kılıç Zeus'un şimşeğinin bir parçasıyla yapıldı. Çok kudretli bir silahtır ve eşine çok az rastlanır. Onu iyi kullan melez. Çünkü istediğin zaman bir şimşek , istediğin zaman da bir kılıç görünümüne girer. Haydi hayırlı olsun. Şimdi terket burayı ve beni makinelerimle yalnız bırak." Hephaistos'a bakıp kafa salladım ve Olimpos'tan çıktım. Lura'yı alıp Melez Kampı'na doğru giderken silahım hep elimdeydi. O silah başarımın sırrı olacaktı , hissediyordum...