Şu sıralar hep annemi yani Athena'yı düşünüyordum. Onu çok merak ediyordum. Onu daha önce hiç görmemiş olmak beni çıldırtıyordu. Olimpos, Tanrılar ve Melez Kampı hakkında daha fazla düşünebilmek için Kampın gürültüsünden uzaklaşmak en iyisiydi. Long Island kıyısına gittim. Oraya gidene kadar kan ter içinde kalmıştım. Nedense içimden koşmak geliyordu. Keşke daha hızlı koşabilsem dedim kendi kendime. Eskiden ışınlanmayı aklıma koymuştum. Ne yapıp ne edip bir yerden bir yere çok hızlı seyahat yapabilmeye yarayan bir alet yapacaktım. Ama şimdi bir melezdim. Bir tanrıçanın, hem de bilgelik tanrıçası Athena'nın çocuğuydum. Bu beni heyecanlandırıyordu. ''Keşke Athena bir defa olsun bana gözükse'' diye geçirdim içimden. Derin bir iç çekişten sonra karşımda gözlerimi kamaştıracak kadar parlak ışık saçan bir kadın belirdi. Bu annem Athena olmalı dedim. İçimden bir ses böyle diyordu. Şaşkın bir şekilde,
-Anne?
-Evet, oğlum. Ben Athena'yım. Çok fazla kalamayacağım. Artık beni görmenin vakti gelmişti. Ondan dolayı buradayım.
-Peki neden daha-
-Fazla zamanım yok Ravelo. Sana çok faydalı olacak bir eşya vereceğim. Al bunu. Bu bir iksir. Bundan bir damla bile alsan, görünmeyecek kadar hızlı hareket edebilirsin. Ama bir uyarı, bu bir görünmezlik iksiri değil Ravelo. Sadece hareket ederken işine yarar. Ve ne kadar hızlı hareket edersen edersen, etkisi o kadar çabuk kaybolur.
-A-Anne, te-teşekkür ederim.
-Zamanı gelmişti Ravelo. Bu ileride senin çok işine yarayacak. Ayrıca bu iksir asla bitmez. Her zaman kullanabilirsin.
Ve tekrar gözlerimi kamaştıran ışığa dönüşüp yok oldu. Hem şaşkınlık, hem de sevinç içindeydim. En çok istediğim şeylerden birine, yani hıza kavuşmuştum. Ayrıca annem Athena'yı da görmüştüm. Daha ne isteyebilirdim ki!