Konsey toplantısı bitmiş, avcılarını toplayıp, avlanmaya gitmek için Olimpos’tan ayrılmak üzereydi. Birden, korkak bir şekilde ona doğru gelen kızı gördü. Önünde eğildikten sonra, onun avcılarına katılmak istediğini söylemişti. Şaşırmıştı Artemis. Çoğunlukla avcıları bulan o olurdu. Kıza bir süre baktı öylece, sonra tahtından baktı ve küçük kız görünümüne büründü. "Bana inanıyor musun melez?" Kız bu soru karşısında şaşırmıştı. Bunu beklemediği kesindi, yine de onaylarcasına salladı başını. Artemis tatmin olmuş bir şekilde gülümsedi. "O zaman şu sözleri tekrar etmeni istiyorum." Kıza son bir bakış attıktan sonra, yüz yıllardır söylediği o sözleri söylemeye başladı. ''Stysks Nehri ve Olimpos üzerine yemin ederim ki sonsuza kadar bakire olmayı tercih ediyorum ve kendimi Tanrıça Artemis'in sonsuz avına bir avcı olarak adıyorum.'' Kızın bu sözleri tekrar etmesini sabırla bekledikten sonra, etrafta bir anda parlayan gümüş ışıkta bu her zaman yaptığı bir şeymiş gibi sakin kaldı. "Evet, artık avcısın. Kampa döndüğünde direk Artemis Kulübesine git." Elini salladı bir an için. Avcılarının, yeni kardeşlerinden haberleri olmasını sağladı. "Oraya gittiğinde, kardeşlerin seni biliyor olacaklar. Yardıma ihtiyacını olduğunda, liderinize istediğini sorabilirsin. Avcım." Kıza içten bir şekilde gülümsedikten sonra, başka diyeceği bir şey olup olmadığını anlamak için durdu ve meraklı bir şekilde ona bakmaya başladı.