Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Kronos'un Çağrısı.

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
Marcus L. Stanislaus
Zeus'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Zeus'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Marcus L. Stanislaus


Mesaj Sayısı : 2117
Kayıt tarihi : 07/02/11

Kronos'un Çağrısı. Empty
MesajKonu: Kronos'un Çağrısı.   Kronos'un Çağrısı. Icon_minitimeSalı Nis. 05, 2011 3:00 am

Sıkıldığım, kendimi güvende hissetmediğim bir gün daha. Sıcak yatağımda gök gürültüleri eşliğinde uyurken rüya görmeye başladım. Rüya çok canlıydı ve gerçek olduğunu anında anlamıştım. Rüyamda kampı yukarıdan görüyordum ama kilitlenmem gereken noktayı anında anlamıştım. Doğrudan Zeus'un yumruğuna bakıyordum. "Bu saatte Zeus'un yumruğunda ne işim olabilir ki? Zeus aşkına! Bir gün rahat bir uyku uyuyamayacak mıyım ben?!" diye düşündüm. Uyandığımda ilk işim oraya gitmek olacaktı. Ama biraz daha uyumakta bir sakınca göremiyordum. Uyumaya çalışıyordum ama gözlerim kendi kendine açıldı. Bir küfür savurup yataktan kalktım. Yanımda ağabeyim Leo ölü gibi uyuyordu ve çıktığımı fark etmeyecekti. Üstümü giyindim ve her zaman hazır olan çantamı sırtıma taktım. Her ihtimale karşı hazırlıklı olmalıydım çünkü. Dışarı çıktığımda kulübenin arkasından dolanıp ormana daldım. Bu saatte buraya gelmek için delirmiş olmalıydım. Değişik hayvanlar uğulduyordu. Sanki beni hissetmişlerdi ve rahatsız oluyorlardı. Bir anda yerimde durdum. Ben Zeus'un oğluydum ve şimşek hızında hareket edebiliyordum. Neden yürüyerek veya koşarak zaman ve enerji kaybediyordum ki? Gökyüzüne baktım. Şimşeklerle bir bütün olduğumu düşündüm ve büyük bir hızla harekete geçtim. Etrafımdaki cisimler görüntülerini kaybetmişlerdi sanki. Birkaç saniye içinde artık Zeus'un yumruğunda idim. Kılıcımı çektim ve şimşeğe dönüşmeye hazırlandım. Çok geçmeden etrafımda bir şeyin daha varlığını hissetmiştim. Bu bir canavar olabilirdi. Son derece sessiz ve güvenli hareketlerle etrafı süzüyordum. İşte o an sırtımdan ecel terleri döküldü. Ani bir refleksle şimşeğe dönüştüm ve birkaç metre arkaya düştüm. Arkaya baktığımda bir şey, bir insan. Ve sanırım bir kız bana saldırmıştı. Az kalsın beni öldürecekti. Şapka taktığı için yüzü görünmüyordu. Ben de kendi şapkam olduğunu hatırladım. Eğer bana saldırıyorsa bunu ödemeliydi. Bu saatte savaş narası atmanın saçma olabileceğini düşünüp sessizce kızın üstüne saldırdım. Kızın üstüne bütün gücümle yüklendim ama çok ustaca kılıç kullanıyordu. Ani bir duraksamam yüzünden üstünlüğümü kaybetmiştim ve bu sefer de o bana bütün gücüyle yüklenmeye başlamıştı. Aynı anda kılıçlarımızı birbirimizin suratına doğru salladık. Kılıç kafamı neredeyse ikiye bölüyordu fakat sadece şapkamı yere düşürdü. Ben geri çekildim. Kız da duraksadı. Çok şaşırmış gibi bir hali vardı. Kafasından şapkasını çıkardı ve onun olduğu kadar ben de şok oldum. Karşımdaki kız Katherine'ydi. Yani Romalı dostum. "Lanet olsun Kate! Beni ikiye mi böleceksin ?!" Kate bana cevap vermek için ağzını açacağı sırada yanımızda bir ışık belirdi. Bu bir İris mesajıydı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Katherine M. von Dorff
Poseidon'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Poseidon'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Katherine M. von Dorff


Mesaj Sayısı : 4525
Kayıt tarihi : 05/03/11

Kronos'un Çağrısı. Empty
MesajKonu: Geri: Kronos'un Çağrısı.   Kronos'un Çağrısı. Icon_minitimeSalı Nis. 05, 2011 4:12 am

Bildiği halde gerçek gibi hissettiren rüyalarından biriydi. Hava karanlıktı, ormandaki ağaçların gür yapraklarından geçemeyen ay ışığı, zaten karanlık olan geceyi, çok daha karanlık gösteriyordu. Rüyadaki Katherine, nereye gideceğini biliyormuş gibi, emin adımlarla yürüyor, karşısına çıkan dal ve yaprakları iterek ilerliyordu. Ama bir yandan gerçek dünyadaki Katherine'nin nereye gittiği konusunda en ufak bir fikri yoktu. Bu yoldan daha önce hiç geçmemişti. Bu yüzden, düşünmeyi bıraktı ve rüyasında nereye gittiğini anlamaya çalıştı. Kocaman kayalıklar mı görüyordu o? İlerledikçe, yanlış düşündüğünü anladı. Burayı bilmemesinin sebebi, Zeus Yumruğuna, daha önce hiç uğramamış olmasıydı. Bayrak kapmaca ve benzeri etkinliklerin burada olduğunu biliyordu tabi ki de... Tek sorun, labirentin girişini, merak etmemiş olmasıydı.

Birden gözlerini açtığında, ilk işi çevresine bakınmak oldu. Kulübesindeki rahat yatağındaydı doğal olarak. Rüyaydı. Ama bunun bir anlamı olmalıydı. İster yunan, ister romalı olsun, her melezin gördüğü rüyasının bir anlamı olurdu. Bu rüyanın anlamı ise çok açıktı. Zeus Yumruğu'na gitmesi gerekiyordu. Yatağından yavaş ve sessiz bir şekilde kalktıktan sonra, dolabına gidip, siyah eşofmanlarını giydi ve tanımamasını sağlayacak, siyah şapkasını taktı. Mızrağını odasında bırakıp, taşıması daha kolay olan kılıcını alırken, aynada son bir kez kendisini inceledi. Hazır olduğundan emin olduktan sonra, yine sessiz bir şekilde merdivenlerden indi ve kulübeden çıktı. Ona bakan birinin olmadığını görünce, rahat bir nefes aldı. Kulübenin arkasından dolaşıp, ormana girdi. Canavarların ve hayvanların çıkardığı sese aldırmadan, hızlı bir şekilde koşmaya devam etti. Zeus Yumruğu'na geldiğinde, ona doğru yaklaşan adımları duydu, gördüğü ilk ağacın arkasına saklanırken, tıpkı onun gibi, şapkalı bir çocuğun tedbirli bir şekilde etrafına bakındığını gördü. Savunmada olduğu için, onun kim olduğuna bile bakmadan saldırıya geçti. Zeus Yumruğu'nda onların kılıçlarının sesi yankılanırken, Katherine, bir anda çocuğun şapkasının düştüğünü gördü ve kimi ikiye bölmek üzere olduğuna baktı. Marcus! Şaşkın bir şekilde geri çekildi, kendi şapkasını çıkarırken, arkadaşının yüzündeki şaşkınlığı gördü. "Lanet olsun Kate! Beni ikiye mi böleceksin ?!" Kısa süreli bir gülümsemenin ardından, cevap vermek üzere olan ağzı, bir anda parlayan bir ışıkla tekrar kapandı. Ah harika! Bir iris mesajları eksikti zaten. Kim olduğuna bakmak için ilerlerken, birden yüzünü buruşturdu. Karşısındakini tanımıştı elbette. Satürn. Yunanlıların değişiyle Kronos!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://camelot.hareketforum.org/
Alexander
Hera'nın (manevi) Çocuğu
Hera'nın (manevi) Çocuğu
Alexander


Mesaj Sayısı : 37
Kayıt tarihi : 15/02/11

Kronos'un Çağrısı. Empty
MesajKonu: Geri: Kronos'un Çağrısı.   Kronos'un Çağrısı. Icon_minitimeSalı Nis. 05, 2011 5:28 am

Şu melezleri kandırmak çocuk oyuncağıydı. Labirentte kampa saldırıyı planlıyordum. Roma kampını yakıp yıkmak istiyorumdum. Othrys Dağı'nı yıkan kahrolası Romalı melezlerden intikamımı almak zorundaydım. Prometheus ile birlikte planları tamamlamak üzereydik. Kulağıma bir savaş narası sesi geldi. Sonra da çığlık atan drakonlar. Prometheus yanımdan ayrıldı. Neler olduğuna bakmak için sesleri takip ettim. Üç tane melez vardı. İşte, tam da tahmin ettiğim gibi. Birisi Mars oğluydu. Diğerleriyse bir Venüs kızı ve bir Merkür oğluydu. Drakonlara "Diğer ikisini öldürün ve cesetlerini de kenara bir yerlere atın. Mars oğlunu sağ istiyorum!" Drakonlar diğer iki meleze saldırdıkları zaman Mars oğlunun yüzündeki çaresizlik görünüyordu. Yüksek sesli bir kahkaha attım. İlk önce Venüs kızı öldü. Drakonlardan biri karnına mızrak saplamıştı ve mızrak karnında kırılmıştı. Acı dolu çığlıklar eşliğinde Merkür oğlu da öldü. Mars'ın oğlu savaşmayı bırakmadığı için birçok drakonu öldürmüştü ama hiçbiri umurumda değildi. Hemen Melez Kampı'na bir İris mesajı gönderilmesini emrettim. Birkaç dakika sonra karşımda iki tane Romalı melez daha duruyordu. Beni gördüklerine çok şaşırmışlardı. Yine yüksek sesle bir kahkaha attım. "Nasılsınız Romalı küçük melezler? Size bir şey göstermek istiyorum. Aslında Katherine, göstereceğim şey sana." Baygın halde ve hırpalanmış olarak yerde yatan Aaron'u gösterdim. Katherine isimli melezin ağzı açık kalmıştı. "Bu sizinle son konuşmam melezler. Labirentin en eski kısmındayız. Bizi bulabilesiniz diye sizin için izler de bıraktım. Çok eğlenceli olacak! Haydi ama, gülümseyin biraz." Melezler nefret dolu gözlerle bana bakıyorlardı. Hiç umurumda değildi ve ben bu işten zevk alıyordum. Katherine ise ağlamaklıydı. "Ah, ne kadar üzücü bir sahne! Ha ha ha! Şimdi yapacak işlerim var ve sizin buraya gelmeniz için beş gününüz var. Katherine, arkadaşını kurtarmak için beş gün! Ha ha ha!" İris mesajını kapattım ve planlarıma döndüm. Bu iş çok zevkli olacaktı!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Kronos'un Çağrısı.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Kronos'un Çağrısı./2
» Eris'in Çağrısı
» Eris'in Çağrısı (2)
» Medusa'nın Çağrısı
» Poseidon'un Çağrısı..

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Melez Kampı :: Orman :: Zeus Yumruğu-
Buraya geçin: