Koşarak ormana daldığımda güneşin ilk ışıkları gökyüzünde belirmeye başlamıştı. Nefes alışlarım sıklaşmıştı ve ayağım kayıp düşünce hafifçe inledim. Acilen Zeus Yumruğu'na gitmem gerekiyordu. Rüyamda böyle görmüştüm. Bunu yapmam gerekiyordu, çünkü yapmamı bana Eris söylemişti. Bunu söylerken de pek canayakın davrandığını söyleyemeyecektim. Hatta Zeus Yumruğu'na gitmeyeceğimi söyleyince beni tehdit bile etmişti. Yutkunarak düştüğüm yerden kalktım ve tekrar koşmaya başaladım. Geçtiğim yerdeki çalılıklar tenimi çizerken ben koşmaya devam ediyordum. En sonunda Zeus Yumruğu'na vardım ve yavaşlayarak nefesimi, düzene sokmaya çalıştım. Ardından ise Zeus Yumruğu'nun çevresinde dolaşmaya başladım. Eris neden buraya gelmemi söylemişti ki? Zaten bu bana pek de cazip gelmemişti ama sizi tehdit eden kişi Eris ise mutlaka onun dediklerini yapmalısınız. Eris bana bir şey söylemişti. "Labirente gitmeni istiyorum. Delta'yı bul ve parmağını onun üzerine bastır. Giriş senin için açılacak" Şimdi delta harfini bulmam gerekiyordu yani. İç çekerek bunun nerede olabileceğini düşündüm. Ağaçlara bile kazınmış olabilirdi. Bunları düşünüken gözüme Zeus Yumruğu'nun çukurlaşmış bir bölümündeki bir üçgen takıldı "Delta" Bu işareti görünce rahatsız bir şekilde elimi ona doğru uzattım. Bir an için parmağım Delta harfinin üzerindeydi ve sertçe bastırıyordu. Bir an sonra ise yerde yatıyordum ve tuhaf bir giriş açılmıştı. Eris'in dediği olmuştu. Labirentin girişi açılmıştı. Şimdi ise Eris'in dediğini yapmam gerekiyordu. Bu düşünce içinde yavaşça doğrulup yerden kalktım ve girişe doğru adım adım yürümeye başladım. Ardından ise kendimi koyu bir karanlığın içine attım. Labirentin girişi tek ışık kaynağım olan doğan güneşi yok edecek şekilde kapanırken başımı nasıl bu belaya soktuğumu düşünerek Eris'e lanetler okuyordum.