Öğlen olmuştu. Babamın Apollon olması nedeniyle güneşi çok seviyorum. Bugün nedense babamı çok fazla düşündüm. Nedenini bilmiyorum. Kafamı biraz dağıtmak ve antrenman yapmak için ormana gitmeye karar verdim. Yanımda birini daha götürmek istiyordum. Yanımdan geçen Era'yı gördüm ve "Hey! Hadi ormana gidelim." dedim o da "Tamam. Neden olmasın ki? Hançerimi alıp geliyorum." deyip koştura koştura kulübesine gitti. Ben de kulübeme gidip Shuusui'mi ve Kazeshini'mi aldım. Ormanın girişinde buluştuk. Era'nın elinde 6'li pakette kola vardı. Görünce acayip mutlu olmuştum. İyi bir çalışmadan sonra serinleme çok iyi bir duyguydu. Ormana doğru yarışmaya başladık. Bu sefer Era yenmişti. Biraz dinlenip birer kola içtikten sonra çalışmaya başladık.
Era'da hançer olduğu için ben de bıçaklarımı kullanıyordum. Hem daha pek fazla bıçaklarıma alışamamıştım bu nedenle Era çoğu zaman yeniyordu. Fakat bu sefer şans benden yanaydı. Bıçakları gerçek bir usta gibi kullanıyordum. Era bile bu duruma şaşırdı tabii ki ben de. Baya ter attıktan sonra bir ağacın dibine oturup bir kola daha açtık ve konuşmaya başladık "Era, hangimizin daha iyi olduğuna arenada karar vermeliyiz dostum." "Evet ama şimdi bunun sırası değil kolanın tadını çıkar." dedi ve ben de öyle yaptım. "Hadi gidelim artık." dedi "Ben biraz daha burada kalacağım." dedim ve pakette kalan iki koladan birini kaptım. Era "Nasıl istersen." deyip Olimpos'a doğru yol alırken son kolayı kafaya dikti.
Biraz şekerleme yaptıktan sonra çalıların arasından bir ses duydum. Sesin geldiği yöne baktıktan sonra bir ışık gördüm ve ışık bana gittikçe yaklaşıyordu. İyice yakınlaştıktan sonra gözlerimi iyice kıstım. Bu kimdi? "Hey sen kimsin?" diye bağırdım. O da "Sakin ol evlat." dedi yumuşak bir sesle. Evlat mı? "Baba sen misin?" dedim ve o "Evet evlat benim." dedi. Ben "Buraya gelmen yasak değil miydi?" "Evet ama Zeus'tan yarım saatlik izin aldım." "Neden?" "Sana bunu vermek için." deyip bir zırh çıkardı ve açıklamaya başladı "Bu zırh çok önemli bir zırhtır oğlum. Bunu giydiğinde zırhla bir olursun. Düşmanın sana saldırdığında istediğinde güneş ışınları çıkartabilirsin ve saldırmak istediğinde bu güneş ışınlarını düşmanına fırlatabilirsin. Bu senin için." deyip bana uzattı. Çok şaşırmış ve sevinmiştim. Zırhı alıp "Teşekkür ederim baba." dedim ve o da "Önemli değil evlat. Zamanım doldu. Görüşürüz." deyip gözden kayboldu. Elimde zırhla Olimpos'a doğru yol aldım...