Robyn ile canavarı öldürdükten sonra biraz dinlenmeye karar verdik ve yere çöktük. Şu an güvendeydik ama çok uzun süre burada oturamayacağımızı biliyordum. Yine de şimdilik rahatlamanın zamanıydı. Daha sonra karşımıza çıkacak canavarları öldürmek için bize güç gerekliydi. Robyn bana teşekkür ettiğinde çok şaşırmıştım, ondan bunu beklemiyordum. Ne de olsa sadece onu uyarmıştım ve o ani hareket ve iç güdüsüyle kurtulmuştu. Yine de bu beni memnun etmişti açıkçası. Bir an için neden labirente indiğimi merak ettim. Bir amacım var mıydı? Hayır. Aslında gelmiştim ve pişman da değildim. Sadece Robyn'i buraya getirtmem bir hataydı. Onu tehlikeye atmama gerek yoktu. Bir an gerçek hayattaki abimi hatırladım. O da beni korumak için yaşamını riske atmıştı ben buraya gelmeden önce ve melez bile değildi. Robyn'de onun gibi beni korumaya çalışıyordu. Bunun için sevinmeli miydim yoksa üzülmeli miydim bilmiyorum. Sonunda Robyn'e dönerek "Bir şey değil Robyn, ben bir şey yapmadım, sen kendi tecrüben ve yeteneklerin ile kurtuldun." dedim ve bir an duraksamanın ardından "İstersen artık devam edelim. Artık bir an önce buradan çıkmak istiyorum, korktuğumdan değil. Sadece seni buraya getirmem hataydı ve şimdi de bir an önce seni buradan çıkarmalıyım." dedim ve oturduğum yerden kalktım. Bana neler oluyordu anlamıyordum ama bu sıralar deliliğim tuttuğunda durmuyor, sakinleşip düşünebildiğim zamanlarda da gerçekten neyin yapılması gerektiğini bilip onu yapıyordum. Sanırım giderek akıllanıyor, yine de kendimden taviz vermiyordum.