Yatağımdan hızla fırladım.Dışarıdan çığlıklar, kılıçların çarpışma sesleri geliyordu.Hemen kılıcım Gölge Avlayan'ı alıp dışarı çıktım.Her yer yaralı melezlerle doluydu.Çığlık atan bir kız sesi duydum.Yardıma ihtiyacı var gibiydi.Koşa koşa sesin geldiği yere doğru ilerledim.Kılıcımı iki elimle sıkı sıkı kavrayıp tepeden yukarı doğru koşmaya başladım.Karşılaştığım manzara korkunçtu.Yaralı bir kız elinde kılıcı yere yığılmış, başka bir melez ise yaralı bir halde 3-4 tane canavarla aynı anda savaşıyordu.Kılıcımı canavara doğru savurdum ancak bu canavar çok hızlıydı.Iskalamıştım.Ne yapacağımı biliyordum.Bu, annemin verdiği sihirli eşyayı ilk kullanışım olacaktı ve sanırım bundan daha iyi bir zaman da olamazdı.Tek yapmam gereken canavara biraz daha yaklaşmaktı.Kılıcımla gardımı alarak canavara doğru koşmaya başladım.Yüzüğümün takılı olduğu sol elimi hızlı bir şekilde canavara değdirdim ve canavar o anda duraksadı.Sanırım gerçekten de işe yaramıştı.Bu onu oyalarkan kılıcımı kaldırdım ve onu öldürdüm.Ah, bu siyah tozdan nefret ediyordum! Oradaki melez de diğer canavarları hallederken ben hemen yaralı kızın yanına koştum ve ''İyi misin, bir şeyin var mı?Hadi, ayağa kalk seni Büyük Ev'e götürmeliyiz!'' diyerek kolundan tutup kaldırmaya çalışırkan canavarlarla savaşmakta güçlük çeken diğer melez ''O başının çaresine bakar!Gel de yardım et bana!'' dedi.Hemen onun yanına koştum ve sihirli eşyamı kullanarak aynı savaş taktiğine devam ettim.Sonunda hepsi ölmüştü.Başımdaki terleri silerken karşımda duran meleze baktım ve ''İyi iş çıkardın.Ben Andy.'' dedim.