Yemek gazinosunda klasik bir akşam yemeğinden sonra Zack'i gördüm. O da beni görmüştü ki yanıma geldi. "Selam dostum, nasılsın bakalım ?" "Ne yapalım, kamptaki eğitimler falan. Sıkıcı geçiyor günler." Gülüştük ve etrafa bakınmaya başladık. Her şey normaldi kampta. Hep aynı tanıdık suratlar... Bir dakika... Apollon Kulübesi bayrağının altında oturan yeni bir çocuk vardı. Onu daha önce hiç görmemiştim ve muhtemelen çaylaktı. Aklıma yine şeytani fikirler gelmeye başlıyordu. "Zack, dostum sanırım bugün eğlecemizi buldum." Parmağımla çocuğu gösterdim. Bu aslında toplumda ayıp karşılandırdı ama burası normal bir yer değildi. Zack bana bakıp şeytani bir şekilde gülümsedi. Ne yapacağımızı o da anlamıştı. "Sanırım bir pusu kurmamız gerekecek. Karanlık da bastırıyor. Haydi gel..." Zack ile birlikte dışarı çıktık ve çalıların arkasına saklandık. Birbirimize bakıp gülüyorduk ama herkesin yemeği bitip yavaş yavaş çıkmaya başladıkça sessizleştik. Hava kararıyordu ve Zack çok daha güçlü bir hale geliyordu. Hava tamamen karardığında yanıma baktım ve Zack yoktu ! Lanet olsun, beni şimdi ekemezdi işte ! Elimi havaya savurdum ki elim bir şeye çarptı. Bir kafatasına... "Hey ! Neden yaptın şimdi bunu ? " "Zack, şu karanlıkta saklama işini her gün geliştiriyorsun dostum. Kusura bakma, kaçtın sandım." "Eğer bunu bir daha söylersen seni biçerim." Biraz gerilmişti hava. Fakat o anda kapıdan yeni çocuk çıktı. Zack ile birbirimize bakıp gülümsedik. Biz eğlencelerin adamıydık işte ! Yalnız sorun şuydu ki çocuk kardeşleriyle beraber gidiyordu. Fısıldayarak konuşmaya başladım. "Dostum geceye karış ve onu gruptan ayır. Ben de havaya karışacağım ve hemen yanında biçimlenip ağzını kapatırım." Zack kafa salladı ve karanlığa karıştı. Ben de havaya karışarak çocuğa doğru ilerlemeye başladım. Havaya karışmanın nasıl bir duygu olduğunu anlatayım size. Kendinizi hem her şey gibi, hem de hiçbir şey gibi hissediyorsunuz. Herkesin denemesi gereken bir şey bence. Çocuğa bakıyordum ki çocuk görünmez bir gücün etkisiyle yere yapıştı. Çocuk daha çığlık bile atamadan tekrar biçimlendim ve ağzını sıkı sıkıya kapattım. Kardeşleri çok kalabalık bir grup olduğundan çocuğun geride kaldığını farketmemişlerdi. Çocuğu sürükleyerek geri götürdük. "Vay vay vay, yeni bir çaylak. Seninle nasıl eğlenebiliriz acaba ?" Çocuk cesur gibi görünmeye çalışıyordu ama bunu hiç başaramıyordu doğrusu. "Bakın, ben Apollon'un güçlü bir çocuğuyum ve kampta önemli biri olacağım. O yüzden beni rahat bırak ! Hem nasıl beni görünmeden yere düşürdün ki?" Ben kahkaha attım ve yanıbaşımdan da yüksek sesli bir kahkaha geldi. Zack geceden sıyrılıp çıktı. "Ben Zeus oğlu Marcus'um çaylak." "Ve ben de Nyks oğlu Zack. Ve senin bizden korkman için çok fazla sebep var küstah çaylak !"