Çaylak Öğrenci

Marx bana günler öncesinden kılıç dersi almak istediğini söylemişti.Ben de bu isteğini memnuniyetle karşıladım.Zaten bir Ares oğlu bu konuda yetenekli olmalıydı.Ve bu yüzden de onunla beraber çalışmak daha kolay olacaktı.Derslikten adımını atar atmaz beni görüp el salladığında hemen yanına gittim. "Hoşgeldin Marx.Erkencisin." Ardından kınından çıkardığı kılıcını bana gösterdi.Çok özel bir kılıç olmalıydı,bir hayvanın derisiyle ilgisi olduğu anlaşılıyordu. "Haydi önce tutmadan başlayalım." Marx zaten biliyor gibiydi.Kılıcı sağ elinde ustalıkla kavramıştı,sol adımını da öne atmıştı. "Şimdi tam tersi." O zamanda kılıcını sol elinde tuttuğunda sağ ayağını öne atmıştı. "Tamam,çok iyi bir başlangıç" Ardından ona karşısında hayali bir düşman varmışçasına dövüşmesini istedim.

Marx karşısındaki düşmanı yere devirdiği zaman bana baktı. "Nasıldım?" diye sordu. "Harikaydın,çabuk adapte olmanı bekliyordum ama bu kadar da çabuk değil." Ardından Marx'ın çalışabileceği bir şey düşünmeye koyuldum.Kılıcı tutmasını öğrenmişti,hayali düşmanla dövüşmüştü.Hemen eşyalar odasına giderek pirinçten yapılma bir minotor getirdim. "Şimdi Marx,bunun kafasını uçur." Ardından Marx'a bakmaya koyuldum ve minotorun kafasını uçurabileceğini bildiğimden bundan sonra ne yapacağımızı düşünmeye koyuldum.

Tamam,Marx çok hızlı değildi,olağanüstü hızlıydı.Ares çocuğu olduğunu biliyordum ama sanırım ilk kez bir Ares çocuğuna ders verdiğim için bu kadar da hızı anormal buluyordum.Gülümseyerek başını ve omuzlarını dikleştiren Marx'a baktım. "Muhteşemsin." Marx'a ne yaptırabilirim diye düşünürken karşımda duran bir kiklop gördüm ve onu çağırdım.Marx'la dövüşmesi için ona kılıç verdim ve Marx'a döndüm. "Düello,sen ve kiklop."