Artık çaylak değilim

Zac derslikten içeri girdiğinde gülümseyerek onu arenaya aldım. Ardından eline bir çalışma kılıcı verdim, ilahi bronzdan yapılmıştı ama hafifti, her yeni gelen bununla kılıç kullanmayı öğrenirdi. Gülümsedim ve kendi kılıcımı da alarak eğitime başladım. Önce kılıç tutmayı öğretmem gerekiyordu. "Bak Zac, kılıcı sağ elinle tut ve sol ayağın önde olsun. Hiçbir şekilde bacaklarını kırma." dedim ve duruşu gösterdim. Ardından izlemek üzere Zac'ı izlemeye başladım, gayet iyi görünüyordu; biraz daha denese ideal tutuşa sahip olacaktı.

Sat bana silah tutuşunu göstermişti.Onu çok kolay bir biçimde yapmıştım.Sat şimdi sol elinde dene dedi.Onu da kolaylıkla Yaptım.Bunlar bana çok kolay geliyordu.Gelmeside normalde ben Savaş tanrısının oğluydum.Sonra bana portatif bir düşmanla duello yapmamı soyledi.Ben kılıcımı çektim ve savaşmaya başladım.Başta portatif düşman bana kılıç salladı başımı eğdim ardından kılıcımla düşmanın kolunu kestim ardından da kılıcını boğazına sapladım.Sonrada Sat'in birşey demesini bekledim.

Zack bir Ares oğluydu ama biraz fazla hızlı ilerliyorduk sanki. Daha yapmamız gereken çok şey vardı, geçmemiz gereken çok bölüm vardı. Zack iki elde de kılıç tutmasını öğrenmişti, sıra bu kılıcı cansız nesneler üzerinde kullanmayı öğretmekteydi. Malzeme odasına giderek uygun modeli aramaya başladım. Gözüm kromdan yapılmış olan drakona takıldı. Gülümseyerek krom drakonu aldım ve arenaya doğru ilerlemeye başladım. Zack bunu kolay bir av olarak görmüş gibi gülümsedi. Ben de gülümseyerek anlatmaya başladım. "Zack, bu bir krom drakon. Bunu parçalayacaksın, kılıcınla. Ama göründüğü kadar kolay değil." dedim kıkırdayara ve Zack'ı izlemeye koyuldum.

[center]Bu sanki çok kolay gelmişti.''Bu kadar kolay mı yani''dedim sat'e.Ama o kıkırdamakla yetindi.Ben ise kılıcımı çektim ve drakonun boynuna kılıcı indirdim fakat kılıç geri tepti ben çok şaşırmıştım.Kromdan drakona hiçbirşey olmamıştı.Ama bu nesnenın bir zayıf noktası olduğu biliyordum.İlk başta kılıcı tekrardan çektim ve drakonun koltuk altına saldırdım ama yine geri tepti sinirlenmeye başlıyordum.Sat'e baktım bana hadi der gibi ifadeyle baktı.Ben tekrardan kılıcımı çektim ve tüm gücüm drakonun düz kapağına saldırdım.Evet!bu sefer başarmıştım.Kromdan drakon yavaş yavaş parçalandı.Sat bana şaşkın bir biçimde bakıyordu.Ben ise emin bir tavırla ''Eee başka ne var?dedim.

Zac kısa sürede krom drakonu parçalayabilmişti .İki sefer denemişti bunu gidermesi için sadece biraz daha dikkatli olması gerekiyordu. Tam onu izlerken krom drakona döndürdüm gözlerimi. Gülümseyerek bakarken
aynen düşündüğüm gibi oldu ve Zac iki hamlede krom drakonu toz
yığını haline döndürmüştü. Gülümsedim. "Şimdi de sırada bir canlı var." dedim
ve kamptaki kiklopları bulmak üzere ilerledim. Kikloplar artık beni
görünce kaçıyorlardı, ama bir tanesini yakalamayı başarmıştım ve kendi
yaptığı kılıçlardan birini kullanmasına izin vermiştim. Onlara zarar gelmeyeceğini inandırmaya çalıştım. Pek ikna olmasalar da onları okla tehdit etmek yeterince güzel bir fikirdi bence. "Tamam, haydi bakalım. Düello başlasın!" dedim ve onları izlemek üzere ayağa dikildim.

[center]Ne?bir kikloplamı savaşacaktım.Ben suçsuz bir kiklopa zarar veremezdim ama yinede düelloya başladım.Kiklop eline odun parçasına benzer birşey almıştı.Başta kiklop bana odunu salladı ama ben eğildim ve kiklopun karnına kılıcı batırmaya çalıştım ama kiklop tam zamanında yana çekildi.Şimdi atak yapma sırası bendeydi.Kılıcımı havaya kaldırdım ve kiklopa doğru koştum.Kiklop korkuyor gibiydi.Bu arada ben kiklopun odununa vurdum ve odun ortadan ikiye ayrıldı.Kiklop ne yapacağını şaşırmıştı.Sat yanındaki silahı alıp kiklopa fırlattı.Bu demekki düello devam ediyordu.Kiklop bana doğru koştu.Ben bacaklarının arasından geçtim.Ve kılıcımı salladım ama tam zamanında kılıcını ortaya koymuştu.Ama pes etmeyecektim.Eğleniyordum.Kiklop bana doğru koşmaya başladı.Ama ben koltuk altından geçip yandaki desteklere çıkıp üstüne atladım.Ve kılıcımla kılıcına tüm gücümle vurdum.Kılıcı yere düşmüş o da ellerini kaldırıp pes etmişti..

Zac kocaman kiklopu bile kısa zamanda devirmişti. Aslında onu çoktan
mezun etmem gerekirdi ama formalite icabı öğretmem ve yapmam gerekenler
vardı. Şimdi de bu formalitelerin başka bir ayağına gelmişti sıra;
benimle beraber düello yapacaktı. Bunun için hazırlanmaya başladım. Kılıcımı hazırlıyordum, temizliyordum. Zack de beni izliyordu. Onun da
kılıcını temizleme ihtiyacı duydum sonuçta düellomuz eşit şartlar
altında gerçekleşmeliydi. Onun da kılıcını temizledikten sonra kılıcını
geri uzattım ve arenadaki yerimi aldım. "Zac, sırada benimle düello var." dedim
gülümseyerek.

Vay be!Sat ile düello yapacaktım.İçimde biraz tedirginlik vardı.Nede olsa o bir eğitmendi ve benden iyi dövüşüyordu.Bana kılıcımı verdi ve ''Başla!''dedi.Bende ''Fazla acıtmam avcı''dedim.Ve düello başladı.Ben onun hamle yapmasını bekliyordum.Sanırım o da benim hamle yapmamı bekliyordu.Sanırım ilk ben hamle yapacaktım.Ve kılıcımı çektiğim gibi Sat e saldırdım.Hemn bana karşılık vardı.Sat çok çevikti.Çok hızlı hamleler yapıyordu.Bende pek fena değildim.Onun hamlelerine karşılık veriyordum.Savaşın ritmine kapılmıştım bile artık kılıçtan kaçmak için akrobatik hareketler bile yapıyordum.Ama yorulmaya başlamıştım.Ama Sat yorgun gözükmüyordu.Düello deva ediyordu.B sefer saldırma sırası Sat'deydi üstüme son hızla geldi ve kılıcyla saldırdı ben kafamı eğdim ve bacağına kılıcımı salladım ama o son anda karşılık verdi.Aklıma bir fikir gelmişti onu silahımla oyalayıp çelme takacaktım.Ve yaptım silahımla dövüşürken birden arkasına geçtim ve çelme taktım.Sat yerdeydi.

Zac'le düelloyu bitirme kararına vardım, çünkü bu gidişle ona kalırsam ölecektim. Birkaç alıştırmadan sonra mezun etmeyi planlıyordum onu, ama bu sefer çok hızlı gitmiştik. Bazı şeyleri sindirerek öğretmeye karar verdim. Tamam, o bir Ares oğluydu, doğuştan yetenekliydi ama yine de beni az kalsın yenecek (!) olması onun bir canavarı yenecek olması anlamına gelmiyordu. Rena'nın yanına giderek ondan ödünç olarak büyülü bebeklerinden vermesini istedim, o da kabul edince bana verdi ve ben de Zack'e götürdüm. "Düellomuzu bitirdim çünkü, sinmemiş bazı şeyler vardı. Bunlar Rena'nın yani senin bildiğin adıyla Sere'nin büyülü bebekleri. Bunların kafasını uçur, zaten büyülüler kendilerine gelirler." dedikten sonra Zack'i izlemeye başladım.

Sat bana çok kolay bir görev vermişti.Bunda ne vardı ki kılıcımı çekip bebeğin kafasına doğru saldırdım.Ama içinden birden cehennem tazısı şeklinde bir yansıma çıktı bana hırlıyordu.Hayatta en sevmediğim şey cehennem tazısıdır.Bu arada cehennem tazısı üstüme atladı ama ben kafasına doğru kılıcımı salladım.Toz olarak gitti.

Sanırım artık bitirme vakti gelmişti. Zac'e baktım. Çok hızlı bir ders olmuştu, neleri öğretip neleri öğretemediğimin farında değildim ama dersin bu kadar hızlı olmasını Zack sağlamıştı yani sonuçlarından da Zack sorumluydu. Öğrendiyse ne mutlu bana, ama bu ders garantisini veremeyeceğim bir dersti. Ares oğlu olsa bil bu kadar hızlı mezun olması normal değildi. O bu kadar hızlı ilerlediği sürece bazı şeyleri kazanırdı, bazılarını da kaybederdi. Ama bunun tartımını yapması gereken oydu, ben değildim. Elini havaya kaldırdım. "Ares oğlu, Zack Care seni kılıç dersinden mezun ediyorum." dedikten sonra dersimizi işleyiş hızında oradan uzaklaştım. Çünkü daha eğitmem gereken çok melez vardı.

RP Son.