Mana ile kamp meydanında dolaşıyor, sohbet ediyorduk. Geldiğim ilk günden beri bana yardımcı olan arkadaşlarımdan biriydi. O kadar yakın olmasak bile birbirimiz ile iyi anlaşıyor zaman geçiriyorduk. Sonunda banklardan birine oturduğumda iç çektim ve Mana'ya döndüm. "Ee Mana kamp dışında nerelere gittin anlat bakalım." diyerek gülümsedim. Bu aralar herkesten bilgi topluyor, kamp dışında nerelerin olduğunu öğreniyordum. Yavaş yavaş kamptan sıkılmaya başlamış, daha doğrusu burayı sevmeme rağmen dışarıyı özlemeye başlamıştım. Arada bütün melezlerin görev dışında kamptan kaçtıklarını ve çoğu zaman tanrı(ça)lara yakalanmadan geri döndüklerini biliyordum. Onlar kaçabiliyorsa bende kaçabilir ve eğlenebilirdim değil mi? Mana bu düşüncelerimden habersiz bir şekilde gittiği yerleri saymaya başladı. "Ben daha önce bir çok yere gittim Ell'i .. Hoover barajı, Gateway kemeri, Lotus kumarhanesi, yer altındaki asphodel, ceza tarlaları, Olimpos ve daha bir çok yer." diyerek soruma yanıt verdi. Aslında çoğu yeri duymuştum ve yer altını özellikle çok merak ediyordum. Ama Lotus kumarhanesini daha önce hiç duymamıştım ya da dikkatimi çekmemişti. Mana'ya dönerek "Peki Lotus kumarhanesi nerede? Ne gibi bir özelliği var?" diye sordum merakla. Buraya da gittiğine göre burasının da bir özelliği olmalıydı değil mi? "Lotus kumarhanesi Las Vegas'da ve en büyük özelliği orada verilen lotus çiçekleri sihirli, seni oyunlara daldırıyor ve orada zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsun. Tabi bir de hiç yaşlanmıyorsun." dedi iç çekerek. Demek ki burasını hiç sevmiyordu ama benim ilgimi o kadar çok çekmişti ki oraya gitmek istiyordum. Mana'ya o kadar ister tarzda bakmışım ki daha konuşmadan ne demek istediğimi anladı. "Sakın Lia, sakın oraya gitmek istediğini söyleme. Sana söylediğim gibi tehlikeli bir yer." dedi ve bakışlarını benden kaçırarak öbür tarafa çevirdi. Mana'ya dönerek "Lütfen Mana götür beni oraya, çok merak ettim. Hem bak demedin mi o verilen Lotus çiçekleri sihirli, onlardan yemem olur biter. Ayrıca sen gelmezsen ben tek başıma giderim, bunu yapabileceğimi biliyorsun." dedim ve merakla Mana'ya baktım. Evet, bunu yapabilirdim ama kendimi kaybedeceğimi bilerek tek gitmek büyük bir saçmalık olurdu. Yine de Mana'yı ikna etmekte işe yarayabilirdi değil mi? Ben merakla Mana'dan cevap beklerken, Mana kızgınlık ve kararsızlıkla bana bakmaya devam ediyordu.