Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Sirenlere karşı koyuyoruz (bölüm 2)

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Zack Cliff Burton
Nyks'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Dövüş Sanatları Eğitmeni
Nyks'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Dövüş Sanatları Eğitmeni
Zack Cliff Burton


Mesaj Sayısı : 814
Kayıt tarihi : 23/02/11

Sirenlere karşı koyuyoruz (bölüm 2) Empty
MesajKonu: Sirenlere karşı koyuyoruz (bölüm 2)   Sirenlere karşı koyuyoruz (bölüm 2) Icon_minitimeÇarş. Mart 30, 2011 4:04 am

''Şimdi bu gemiyi kullanacak biri lazım. Zack, dostum bu gemiyi idare edebilir misin acaba ?'' dedi Marcus umut dolu gözlerle bana bakarak. Bellki gemi işini bana yıkmaya çalışıyordu. Normalde birisi bunu yapmaya çalışsa onu ikiye ayırırdım ama o bir Zeus çoçuğuydu doğal olarak denizle hiç arası yoktu. Marcus'a sıkılgan bir ifadeile baktım ve çoçuklara döndüm ve gülümseyerek ''Poseidon yardımcımız olsun. Bu arada acıkan varmı?'' diye sordum. Çoçuklardan bazıları karınlarının guruldamasına engel olamayarak utandı. ''Hadi ama! Utanmanıza gerek yok. Şimdi izleyin bakalım'' dedim ve yüzüklerimi harekete geçirdim. Yüzükler siyah bir ışık saçıp uzun namlulu iki tane silaha dönüştükten sonra çoçuklara dönüp ''Bu siyah gül. Benim özel silahım. Ama bu silahın içinde diğer silahların içinde olmayan bir şey var. '' dedim göz kırparak. Göz kırptıktan sonra silahın yanındaki kırmızı ve mavi taşa bastım. Taşlar ilk başta parıldadı ve ortalığa siyah bir duman yayıldı. Dumanların içinden iki yüz çıktı. Yüzler önümde eğilip ''Emirlerinizi bekliyoruz efendimiz'' dediler aynı anda. ''Sebastian,Claude. Nasılsınız?'' diye sordum ilk başta. Sorumu duyduktan sonra Sebastian hemen cevap verdi ''Size hizmet ettiğim sürece her zaman iyiyim lordum.''. Claude Sebastian'ın cümlesini duyduktan sonra iğrenmiş bir şekilde Sebastian'a baktı ve yüzünü bana çevirdi. Yüzü bana döndüğünde yüzü yine eski halini aldı,saygı,sevgi,sadakat. Bu duyguların hepsi vardı Sebastian ve Claude'in yüzünde. Claude parlayan kırmızı gözleriyle bana baktıktan sonra ''Siz mutlu olduğunuz sürece bende mutluyum lordum'' dedi ve emirlerimibeklemek için kafasını eğdi. ''Güzel,iyi olmanıza sevindim. Şimdi size kolay bir görev vereceğim. Aranızdan hanginizin gemi kullanma bilgisi var?'' diye sordum. Sebastian ''Benim var lordum'' dedikten sonra gülümseyip ''Güzel. Sebastian sen şimdi dümenin başına geçiyorsun ve gemiyi idare ediyorsun. Siren körfezinin içinden geçip karaya varacağız. Bizi hızlı bir şekilde karaya çıkar tamam mı?'' dedim. Sebastian şaşırıp ''Ama efendim siren körfezi tehlikeli bir yer. Lütfen benden sizi tehlikeli bir yere götürmemi istemeyin.'' dedi kırık bir sesle. ''Tehlikeli olduğunu biliyorum ama bu bir emir Sebastian. Emrime karşımı çıkıyorsun?'' dedim Sebastian'a bakarak. Sebastian dediklerimi duyduğunda ilk başta omuzları çöktü ve sonra kırık bir sesle ''Siz nasıl isterseniz lordum'' dedi ve önümde birkez daha eğildikten sonra dümene doğru yöneldi. Sebastian'ın gittiğini gördüğümde Claude'ye dönüp ''Claude.Senin görevinde burdaki herkezin karnını doyurmak. Anlaşıldı mı?'' dedim. Claude emrimi duyduktan sonra ''Emredersiniz lordum'' dedi ve geminin kiler bölümüne doğru yöneldi. İki hizmetkarımda görevlerinin başına döndükten sonra Marcus'la çoçuklara döndüm. Hepsinin ağzı beş karış açıktı. ''Nasıl? Garip bir silah değil mi?'' dedim ve gülümsedim. Marcus yüzündeki şaşkın ifadeyi attıktan sonra ''Dostum bu neydi ya? Bana hiç hizmetkarlarının olduğunu söylememişlerdi'' dedi. ''Çünkü kimseye söylemedim. Hizmetkarlarım annem tarafından bana verildiler. İkiside bana sadakat yemini ettikten sonra hayatlarını beni korumaya ve bana hizmet etmeye adadılar.'' diye cevap verdikten sonra. ''Neyse ben dümenin başındaki Sebastian'ın yanına gidiyim. Claude size güzel bir yemek yapacaktır. Parmaklarınızı yememeye dikkat edin. Claude'nin yemekleri enfesdir'' diye söylendim dümene yönelirken. Dümenin yanına geldiğimde Sebastian'ın haritalara ciddi bir şekilde baktığını gördüm ve ''Neye bakıyorsun Sebastian?'' diye sordum. Sebastian önümde eğildikten sonra haritalara geri dönerek ''Sizi nasıl koruyabileceğime bakıyorum lordum'' dedi sıkılgan bir şekilde. ''Sebastian,her zaman benim güvenliğimi en önemli şey olarak gördün ama bir kişinin hayatı yedi kişinin hayatına denk olamaz. Sende biliyorsunki uzun yoldan gidersek,çoçuklardan hiçbiri hayatta kalamaz. Ama siren körfezinden geçerek karaya varırsak belki bir şansımız olabilir. '' dedimve göz kırptım. Sebastian gözlerinde garip bir duyguyla bana bakarken ''Hiç değişmiyorsunuz lordum.Her zaman burnunuzun dikine gidiyorsunuz.Ama şunu bilinki orada bir tehlike ile karşı karşıya kalırsanız önceliğim sizi korumak olacak'' dedi ve haritalara gömüldü yine. ''Bunu o zaman düşünürüz'' diye söylendim ve güverteye doğru yürüdüm. Güverteye vardığımda herkezin yemek yediğini gördüm. ''Vay Claude yine coşturmuşsun. Aferin'' dedim ve gülümsedim. Claude heyecanlanarak ''Teşşekkürler efendim. Bugünkü yemeğinizde ton balıklı akdeniz yeşillikli sandiviç var lordum. Elimden anca bu kadarı geldi efendim,kilerde ancak bunları bulabildim.'' dedi çekingen bir şekilde. ''Önemi yok Claude. Elinden geleni yaptığın belli. Ellerine sağlık'' dedikten sonra sandiviçlerden birini alıp Marcus'un yanına oturdum. ''Bu çoçukları gerçektende kampa sağ salim götürebilecek miyiz marcus.'' dedim sandiviçimden bir ısırık alarak.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Marcus L. Stanislaus
Zeus'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Zeus'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Marcus L. Stanislaus


Mesaj Sayısı : 2117
Kayıt tarihi : 07/02/11

Sirenlere karşı koyuyoruz (bölüm 2) Empty
MesajKonu: Geri: Sirenlere karşı koyuyoruz (bölüm 2)   Sirenlere karşı koyuyoruz (bölüm 2) Icon_minitimePerş. Mart 31, 2011 7:53 am

Gemiyi kullanma işini tabii ki Zack'e bırakacaktım. Ama yapılacak bir şey yoktu, ben bir Zeus oğluydum ve gemi kullanmak bana göre değildi. Ben gemiye göz atarken neler oldu anlamadım ama etrafımızda iki tane adam daha belirdi. Kılıcımı çekmek üzereydim ama adamların Zack'le konuştuğunu ve ondan emir beklediklerini gördüm. Zack hizmetçi gibi bir şey çağırmıştı. Soluk tenli, uzun ve siyah saçları vardı bu adamların. Zack birine emir verdi. Adam emire karşı gelir gibi oldu fakat Zack sinirlenmişti ve adam ona mecburen uydu. Zack gündüzleri o kadar da korkutucu olmuyordu ama hizmetlilerin Zack'in sözünden çıkmak gibi bir niyetleri yoktu. Biri gemiyi idare ederken diğeri de yemek hazırlamaya girişti. Yaklaşık on dakika sonra geldiğinde türlü türlü yemekler yapmıştı ve hepsi de mükemmel hazırlanmıştı. Ben çocuklarla birlikte yemeklere yumuldum. Zack ise gemiyi kullanan adamla bir şeyler konuşuyordu. Çocukların gözlerine baktım. Hepsi de çok mutluydu sanki... Onlar tanrıların çocuklarıydı. Kanları özeldi, çünkü bir tanrı kanıydı. Sirenlerde Zack ile hayatımızı ortaya koymak zorundaydık. Kurtarılmayı bekleyen altı yedi tane melez vardı. Belki... belki de içlerinden biri benim kardeşimdi. Sirenlere yaklaştıkça iştahım kaçıyordu ve ciddileşiyordum. Çocuklar da gülmeyi ve eğlenmeyi bırakmıştı. Karşımızda koca koca kayalar vardı. Artık sirenlere gelmiştik. "Şimdi çocuklar hepinizin duyularını hissizleştiricem. Bütün iradenizi kullanın ve yerinizde durmaya çalışın. Buna gücüm yeter mi bilmiyorum fakat buradan siz olmadan dönmeyeceğiz." Zack'e baktım ve gözlerimizle anlaşmıştık bile. Bu çocukları kurtarmak için her şeyi yapacaktık. Ama bir anda her şey birbirine karıştı. Göremiyordum, duyamıyordum. Tutunduğum demiri hissedemiyordum. Zack... Ona baktığımda karmakarışık görüntüler vardı. Uzunca bir uğraş sonucu görüntüler netleşti ve Zack'i gördüm. Zack sanki acı çekiyordu... Fakat öğlen vakitleriydi ve Zack daha fazla dayanamayacak gibiydi. Hiçbir şey yapamamak o kadar kötüydü ki... Atlamak için denize doğru koşarken buldum kendimi. İrademin son kırıntılarıyla savaşıyordum. Hava benim gücümdü. Ki bu da bana oldukça geniş bir hava sahası yaratıyordu. Bulutlar vardı yukarıda. Yağmur ve şimşek getiren bulutlar. Şimşekle bir olduğumu düşündüm ve GÜM ! Şimşeğe dönüşmüştüm. Saniyenin binde biri zamanda güvertenin en uç kısmına düştüm. Aslında şimşek oraya çarpıp patladığı için milyon parçaya ayrılmam gerekiyordu fakat hiçbir şeyim yoktu. Hatta kendimi mükemmel hissediyordum. Zeus aşkına ! Ben şimşeğe dönüşebiliyordum ! Fakat bunun sevincini yaşayamadan çocukların ve Zack'in halini gördüm. Durum hiçte iç açıcı değildi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Zack Cliff Burton
Nyks'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Dövüş Sanatları Eğitmeni
Nyks'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Dövüş Sanatları Eğitmeni
Zack Cliff Burton


Mesaj Sayısı : 814
Kayıt tarihi : 23/02/11

Sirenlere karşı koyuyoruz (bölüm 2) Empty
MesajKonu: Geri: Sirenlere karşı koyuyoruz (bölüm 2)   Sirenlere karşı koyuyoruz (bölüm 2) Icon_minitimeCuma Nis. 01, 2011 3:26 am

''Şimdi çocuklar hepinizin duyularını hissizleştiricem. Bütün iradenizi kullanın ve yerinizde durmaya çalışın. Buna gücüm yeter mi bilmiyorum fakat buradan siz olmadan dönmeyeceğiz.'' dedim ve kararlı bir şekilde Marcus'a baktım. Marcus ne dediğimi anlamış olacak ki aynı kararlılıkla bana baktı. Bu çoçuklarıkesinlikle kurtaracaktık başka yolu yoktu. Derin bir nefes aldıktan sonra gemideki herkesin duyularını aldım. İlk başlarda her şey yolunda gidiyordu. Ama sonra güneş üstümde bir baskı oluşturdu. Güneşin en tepede olduğu zamanlardada gücümü denemiştim ama hiç bu kadar zorlanmamıştım. Sanki tanrı Apollon bu çoçukların yaşamasını istemiyor gibiydi. Acı içinde inledimve dizlerimin üstüne çöktüm. Claude ve Sebastian hemen yanımda bittiler. Sebastian endişeli bir şekilde bana bakıyordu ve duyamadığım bir şey söyledi. Claude ise sinirli bir şekilde güneşe bakıyordu eminim küfür ediyordur diye düşündüm içinden ama güneşin bana olan saldırısıyla düşüncem yarıda kesildi. Neden?! Güneşin bana olan etkisi bu kadar fazla olmazdı. Tamam bazen biraz kısıtlardı ama hiç bir zaman etkisi bu kadar olmazdı. Yavaş yavaş gücümü kaybettiğimi hissettim. Çoçukların duyularını teker teker kaybediyordum. ''Hayıırrrr!!!!!'' diye bağırdım ve bağırdığımı duydum. Kendi duyularımda geri gelmişti. Hafiften bir müzik duymaya başladım. Beni kendine çekiyordu,görmek istediğimi gösteriyordu. Sebastian ve Claude neler olduğunu anladıklarında hemen kulaklarımı tıkadılar. Ellerinden kurtulmak için ne kadar çok çabalasamda kurtulamadım. Sebastian2ın eli kulağımı kapatırken. Claude'nin kollarıda vücudumu sarmıştı. Müziğin etkisinden yavaş yavaş kurtulurken gemiden atlayan çoçukları gördüm. Beni bırakmaları için çırpınırken ''Çoçuklara yardım edin!'' diye bağırdım. Gemiden atlayan her çoçuk sanki bir balık yemiymiş gibi kapılıyordu. Etrafa kurtarabaileceğim çoçuk var mı yok mu diye bakındım ama Marcus'tan başka kimse kalmamıştı. Son kez daha çıpınarak ''Bırakın beni! Bari onu kurtarayım!'' diye bağırdım. Sebastian ve Claude'a ikisininde yüzü kararmış gözlerini bile açmıyorlardı. Marcus'un Denizden atladığını gördüm,sonra o atladıktan sonra atladığı taraftan birşimşek çıktı ve güverteye yöneldi. Şimşek güverteye çarptıktan sonra şimşeğin ışığı solmaya başladı. Işığı tamamen kaybolunca şimşeğin içindekinin Marcus olduğunu gördüm. Marcus'un acı dolu yüzünü görünce içimi yeniden bir güç kapladı ve yeteneğim geri geldi. Hemen Marcus'un duyularını elinden aldım. Sonrada kendiminkini. Sebastian gücümün geri geldiğini anlayınca elini kulaklarımdan çekti ve kafasını eğdi. Daha sonra Claude Sebastian'ı taklid ederek beni bıraktı ve önümde eğildi. Ama onları takacak halim yoktu. ''Dümene geç ve bizi buradan uzaklaştır'' dedim kırık bir sesle. Tüm çoçuklar ölmüştü,başaramamıştık. Onları koruyamamıştık. Marcus'a baktım ve onu bir süre daha kör bırakmayı düşündüm. Zira beni yanağımdan akan yaşla görmesini hiç istemiyordum.

Rp bitmiştir!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Sirenlere karşı koyuyoruz (bölüm 2)
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Sirenlere Karşı Koyuyoruz.
» Melezler Sirenlere Karşı.
» Sirenlere yolculuk
» Dev'lere karşı
» Kronos'a Karşı 11 Melez!

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Deniz :: Canavarlar Denizi :: Siren Körfezi-
Buraya geçin: