15- Kulübeni temizleme rp'si yaz.
Mekan: Ait olduğun kulübe
Katılacaklar: Sen ve istediğin kardeşlerin.
Karmaşık düşler ve anlamsız anlamlar geçidinden geçip güneşin yeni yeni ısıtmaya başladığı bir pazar sabahına gözlerim açtım. Güneş ışınlarıyla ilk merhabalaşmamdan dolayı gözlerim kısılıp birere yarık halini aldı. Bu durum elimi yüzümü yıkayınca ve gözlerimin ışığa alışmasıyla son buldu. Üzerimi değişip kahbvaltı ettikten sonra günler öncesinde de olduğu gibi Mia yarının temizlik teftiş günü olduğunu söyledi. Etraf hatırı sayılır bir şekilde dağılmış, orada burada yolunu şaşırmış çoraplar, kazaklar, ayakkabılar, yer yer kağıt parçalarına rastlamak mümkündü. Kulübenin duvarlarının boyaları kaparmış, çatlamaya başlamıştı. Tavanda köşelerde kendini belli eden örümceklerin bin türlü marifetle ördüğü ağların da temizlenmesi gerekiyordu. Bu hafta kulübeyi ben temizleyecektim. Mia bavulunu hazırlayacaktı. Zaten bavul da olsun olmasın bu hafta benim görevimdi.
Mia bana gerekli malzeme ve araç-gereçleri vermişti. Onları geçen hafta marketten aldığını belirtmişti. Eimde malzemeler vardı fakat onları nerde kullanacağıma karar vermek için önce biraz plan yapmalıydım. Kulübeye göz gezdirdim. Duvarlar bir kat boya istiyordu,camlar silinecek, örümcek ağları,çamaşırlar,dolaplar silinecek, yer süpürlenecek ve paspaslanacak. Tamam o halde olacaklar bunlardan ibaretti. Beklemem aptallık olacaktı.
Mia'nın aldığı boya kutusuna uzun saplı fırçayı batırıp duvarlara yavaşça sürüyordum, yavaşçaydı çünkü eğer hızlı yaptığımda az önce neler olduğunu görmüştüm. Şimdiden üzerim boya olmuştu. Saat öğle vaktine doğru geliyor gibiydi. Güneş gökyüzündeki tahtına dünyadakilere çaka satarak kuruluyordu. İçerisini kayda değer bir sıcaklık almıştı. Yazın sonlarında olmamıza karşın sanırım bunlar son sıcaklardı. Duvarlara birer kat boya sürüp özellikle boyaların çatladıkları yerlerde daha fazla vakit geçirmemden sonra boya işi sonlanmıştı. Boya malzemelerini ortadan kaldırıp duvarların kurumasını beklemeden elime uzun bir çubuk alıp ucuna bez bağladım. Bununla tavanın köşelerindeki örümcek ağlarını istemeyerekte olsa aldım. Artık tavanda göze çarpan bir kirlilik yoktu. Tavan işi bittikten sonra cam silmek için harekete geçtim. Bu işleri ilk defa yapmama karşın bayağı da seridim.
Az sonra kendimi elimde bez diğer elimde cam silmek için kullanılan bir suyla camları silerken buldum. Bezin camı kurularken çıkan sesin beynimi tırmalamasına izin verdim fakat işi yarım yamalak bırakmadım. Tüm camlarda en ufak bir nokta dahil kalmamıştı. Camları bitirdikten sonra ne kadar biraz da olsa oturup tembellik yapmak istesemde bu dürtüye karşı direndim. Artık içimdeki duyguları kontrol altına alabiliyordum. Yaşadıklarımdan çıakrdığım birçok ders bana öğretmişti bunu. Olanı ve olmuşu hiç bir zaman unutmayarak olanları oldurtmak. Karışık ama gerçekti.
Çoğunluğu benim yatağımın üzerinde ve yakınında olan çamarşırları ilk önce iki gruba ayırdım. Kirliler ve temizler. Kirlileri bir sepete koydum. Onlar yıkanmak için oradaydılar.
Temiz çamaşırları ise ayrıyetten iki druba ayırdım. Bunlar kazak ve pantalon gibi parçalardı. Mai ve benimkiler. Mia'nınkileri ona verdim. O bavul hazırlıyordu. Yinede yanına bıraktım. Kendiminkileri ise karışık bir şekilde dizilmiş dolabımı baştan düzenlerken aralarına titizlikle yerleştirdim. Artık çamaşır işide mefta olmuştu. Elime camları sildiğim bezi aldım. Onunla dolapları, sandalyeleri, masayı, yatakların tahta kısımlarını ayrıca kapıyı sildim.
Sıra yerleri süpürmedeydi. Normal bir erkeğin eline süpürge ne kadar yakışırsa en az onun kadar elime süpürgeyi yatakların altından başlayarak dip köşe heryerleri süpürdüm. Süpürdüklerim bir araya toplandığında buradan karışık pizza gibi görünüyordu. Tozların arasında kağıt parçaları, örümcek ağları talaş parçaları, duvarların dökülen ksıımları vardı. Onları çöp kutusuna attım. Kutuyu bir köşeye koydum. Elime paspası alıp yerleri mis gibi kokan bir parfümlü suyla paspasladım. Koku biraz keskindi ilk başta burnumun direğini kırıyordu fakat koku duyularının hemen yoruluyordu, buna şükrettim. Artık burada herşey tamamdı. Tanrıça Athena'yı bekleyen bana göre güzel bir manzaraydı. Fakat daha banyo vardı. Orada daha güçlü kimyasallar kullanılacağı için ağız ve burnumu kapayan küçük bir maske taktım. Kimyasallar döktüğüm anda tepkime vermeye başlamışlardı. Burada bulanan tüm mikropları kırıyorlardı. Fazla olmadan banyoya su döküp yavaşça kimyasalların seyrelerek yok olmasını izleridm. Artık burası da hazırdı. İşim bitmişti. Aklıma sevgili ablacığımın geçen haftadan yapmış olduğu bazı dekosyanlar geldi. Tele geçirilmiş kılıçlar, iki mızrak ve birde kalkan vardı. Teli duvara astım. Dört kılıç aşağıya sarkıyordu. Kapıdan girildiğinde tam karşıdaki duvara kalkanı astım. Onun üzerine çapraz yapılmış bir "X" işareti oluşturacak şekilde de mızrakları astım.
Dışarı çıksam mı diye düşündüm. Fakat sora canımın istemediğinin farkına vardım. Mitoloji kitabımı açıp yatağımda okumaya koyuldum. Bakalım babam tarihte neler karıştırmış?
Konu: Kulübe Temizliği-3 
Paz Eyl. 12, 2010 9:47 am
