Kulübe Temizliği - 7

Misafir

"Kulübe temizliği mi?" diye haykırdım duyduğum şeye inanmak istemeyerek. "Bugün mü?"
"Evet." diye onayladı Kristen. "Sen, ben ve Amanda birlikte yapacakmışız temizliği, Mia öyle söyledi."
"Of, lanet olsun." dedim üzüntüyle. Bu temizlikte aktif rol oynamayı hiç mi hiç istemiyordum açıkçası. Salonda koltukta oturmuş, kulübeden çıkmaya hazırlanıyordum tam da. Amanda odasından çıkıp içeri girince Kristen ile ona karanlık bakışlar atmaya başladık. Yüzünde oluşan garip ifade görülmeye değerdi.
"Ne oldu?" diye sordu merakla. "Neden öyle bakıyorsunuz bana?"
"Kulübe temizliği." diye mırıldandım duyulması zor bir sesle. "Bugünmüş, ve üçümüz yapacağız."
"Olamaz!" diye bağırdı Amanda. "Ama bu kulübeyi temizlemek için aylar gerek, şu hale bak!" Dediğini zaten daha önce yapmıştım, ama tekrar göz atıp moralimi bozmak hiç de fena bir fikir değildi. Salonda her yer yastık tüyleriyle kaplıydı, bu son yaptığımız yastık savaşından kalmaydı. Odalar ise çok daha beterdi, özellikle de Stev ve benim odam. Banyonun durumuna değinmek hiç istemiyordum, orada korkunç bir su savaşı yapmıştık. Gerçi salonumuz da su savaşından nasibini almıştı. Bu kulübeyi tekrar düzgün bir hale getirmek için akşama kadar uğraşmamız gerekecekti. İçim öfkeyle kavruluyordu, geçen temizliği ben yapmama rağmen Mia yine bu görevi bana yüklemişti!
"Başka şansımız yok." dedi Kristen. Bizim aksimize o biraz daha istekliydi bu konuda, yüz ifadesinden öyle anlaşılıyordu. "Akşama kadar bitirmemiz için hemen başlamalıyız temizliğe."
"Peki o zaman." deyip ayağa kalktım. İpleri elime alma vakti gelmişti. "Beni dinleyin dikkatle, planı açıklıyorum; Amanda, sen benim odamı toplayacaksın."
"Neden ben?" dedi Amanda öfkeyle. "Senin odanı toplamak, ha? Bundan daha beter bir ceza olabilir mi acaba?"
"Dediğimi yap." dedim kararlı bir sesle. "Kristen, sen doğruca Stev'in odasına. O görev de senin. Ben ise banyoyla ilgineceğim."
"Tamam, kabul." dedi Kristen onaylayarak. Amanda'nın ifadesi de yumuşamışa benziyordu, en zoru olan banyoyu benim seçmem onu mutlu etmişti sanırım.
"Buraları bitirdikten sonra salonda buluşuruz." dedim devam ederek. "Salonu temizleyip süsleyerek güzel bir hale getireceğiz, bu değerlendirmede birinci olmak için ne gerekiyorsa yapacağız."
Kardeşlerim bunu onaylayınca hepimiz de görev bölgelerimize gitmeye başladık. Banyoya girince ne yapacağımı şaşırmam sanırım normaldi, ortalık hala su savaşımızın etkilerinden kurtulamamıştı. Yerler çamurla kaplıydı, duvarlar da aynı şekilde. Her yerin ıslak olduğunu söylememe gerek bile yoktu heralde, burayı temizlemek kesinlikle benim hünerlerimi aşıyordu, ama bu yastık ve su savaşını başlatan kişi olarak cezamı da çekmem gerekiyordu. Bir yerden başlamam gerekiyordu artık.

Misafir

En zor görev diye bir şey yoktu. Çünkü kulübe berbat bir durumdaydı. Burada nasıl yaşadığımızı çözemedim doğrusu. Diğer kulübelere oranla en dağınık olan tabi ki bizimdi. Ama bir gerçek vardı ki en çok eğlenmeyi bilen kulübede bizdik. Partiler , savaşlar , yasaklara uymamak...
Yani ne ararsanız bizim kulübedeydi. Bu yüzden kardeşlerimi ve kulübemi her şeyden çok seviyordum. Ben yokken yastık savaşı yapmışlar. Ve bunun etkileri hala sürüyordu. Her yerde yastık tüyleri , sular , kıyafetler... Birde Adrian'ın odasını toplamak bana düşmüştü.
İçeriye girmeye korkuyordum resmen. Girdiğimde karşılaştığım korkunç manzara karşısında çığlık atmamak için zor tuttum kendimi. '' Tanrım , burada nasıl yatıyor?'' diye söylendim kendi kendime. Nereden başlayacağımı kestirmeye çalışırken yerdeki kıyafetleri görünce '' Ay!'' dedim. Tamam , erkek milleti dağınık olur ama bu fazlaydı. Bu yastık savaşını bütün odalarda mı yapmışlar , anlayamadım. Yerler ıslak olduğu için ilk olarak kıyafetleri toplamaya başladım. Güzelim kravatlar , gömlekler yerlerde geziyordu. Hepsini yıkamak gerekiyordu. Kirli sepetini aldıktan sonra yerden bütün kıyafetleri topladım. Keşke işim bu kadarıyla bitseydi. Ama daha bir sürü iş vardı. Sepeti kapının önüne koydum. Kendi kendime düşünürken '' Hım. Kıyafetler tamam olduğuna göre yatağın üzerindeki tüyleri ayıklasam iyi olacak.'' dedim. Yatağın üzerindeki tüyleri ayıklamak yerine olduğu gibi çarşafı yere silkeledikten sonra onuda kirli sepetine postaladım. Yerleri tamamen tüylerin bittiğine ikna olana kadar süpürdüm. Bu oldukça zaman almıştı doğrusu. Odası da oldukça büyüktü. Eğilmekten sırtımın ağrıdığını fark edince yatağının üzerine biraz dinlenmek için oturdum. Küçük sehpanın üzerinde Adrian'ın günlüğü olduğunu tahmin ettiğim bir defter vardı. aklımdan şeytanlık yapıp okumak geçse de , özel hayata olan saygımdan dolayı ellemedim. Bir kaç dakika öylece oturdum. '' Hadi Amanda , iş başına.'' dedim kendi kendime. Mis gibi kokan deterjanlar yardımıyla bir su yaptıktan sonra paspasla yerleri silmeye başladım. Bu işim kısa sürede bitmişti. Fiskosların üzerindekileri dolabına yerleştirdim. Şimdi oda oldukça temiz görünüyordu. Yani o kadar uğraştığıma değmişti.Derin bir nefes aldım. İçerideki koku çok hoşuma gitmişti.Kirli sepetini şimdilik kapının önünde bırakarak salona gittim.

Konu: Geri: Kulübe Temizliği - 7 C.tesi Kas. 27, 2010 10:23 pm

Belli ki bu işte herkesten daha hevesliydim.Tamam bana Stev'in odası düşmüştü ama bu iş benim için kolaydı.Annemle İtalya'daki evimizde verdiğimiz partiler sonucu bizim evimiz de hemen hemen böyleydi. Bu düşüncelerle Stev'in odasına doğru gidiyordum. Fazla erken konuşmuşum. Stev'in odası daha da beterdi. Ama Adrian'ınki kadar değil. Onun odası... ah neyse. Yerde,yatakta,giysi dolabının üstünde (oraya nasıl fırlattı onları hala bilemiyorum); her yerde giysileri ve dergileri fırlatılmıştı. Oda terli giysilerden iğrenç kokuyordu.
''Öğkk!'' Neredeyse kusacaktım. ''Bunların hepsi doğruca kirliye gitmeli. Yataktaki çarşaf ve yastık kılıfları da dahil!'' dedim.Kirli sepetini almak üzere odadan çıktım.Amanda da o sıra Adrian'ın odasından kirli sepetini çıkarıyordu.Onu lafa tutmamak için yarısı dolmuş kocaman kirli sepetini o içeriye girdikten sonra Stev'in odasına doğru sürüklemeye başladım. Diğer yarısını da ben doldurdum. Yerdeki tüm giysileri ve yatağın üzerindekileri doğrudan kirliye attım(dolabın üstündeki giysileri de unutmadım.). ''Off..Bütün bu işler bitince kesinlikle ilk ben banyo yapacağım..'' Dedim kendi kendime.Kirlileri sepete doldurduktan sonra tekrar Adrian'ın odasına sürükledim ve Stev'in odasına yöneldim. ''Hımmm...Neler kaldı? Giysiler bitti.Şimdi çarşaflar serilecek,toz alınacak,yerler silinip süpürülecek. Ya da tam tersi her neyse.Ha bide şu tüyler var! Off..!'' İlk olarak: tüyleri toplamalıyım diye düşündüm ve yatağın üstünden başladım ayıklamaya.Çarşafı kaldırırken çoğu tüyü yatağın üstüne düşürmüştüm. Sonra yerdeki dergileri topladım.
Yerlerde artık hiçbir şey yoktu. Koşup çarşaf ve yastık kılıfı aldım. Çarşafı ve kılıfı serdikten sonra toz bezi ile odanın tozunu aldım. Sıra silmeye gelmişti.Hemen paspası kaptım. Amanda bendem önce davranmıştı. O çoktan detarjanlı suyu yapmıştı ve bu benim işimi kolaylaştırıyordu. Odayı silmek kolay işti onu da yapınca iş tamamdı.Paspası yerine koyduktan sonra salona doğru gittim. Amanda bizi bekliyordu. Ben gelince "Eee?Hala o kadar hevesli misin Reneé?" diye sordu bana . Ben sadece gülümsemekle yetindim.

Misafir

"Hadi ama Adrian..." diye mırıldandım kendi kendime. "Yüzlerce canavar ile, Titan Atlas ile mücadele ettin sen. Bir banyonun hakkından gelemeyecek misin yani?" Bunu kendimi cesaretlendirmek için söylediğimi biliyordum, ve aptalcaydı. Ama elimden başka bir şey de gelmiyordu ki. Burayı nasıl düzgün bir hale getirebileceğimi hiç mi hiç bilemiyordum... "İlk olarak, kabinler." diye geçirdim içimden. Banyoda bulunan temizlik malzemelerini karıştırmaya başladım, ta ki aralarında temiz bir bez bulana kadar. Bezi soğuk suda ıslatıp sırayla kabinleri silmeye başladım, zemin ve duvarlar da dahil olmak üzere. Birbirinden beter durumdaki 5 kabini temizlemek hiç de kolay olmamıştı, ama uzun bir uğraşın sonucunda bunu başarmıştım. Mia da nasibini almıştı tabi, bezi her ıslattığımda içten içe sövüyordum ona bu göreve beni mecbur bıraktığı için.
Şimdi ise sırada lavabolar vardı, bunlar en azından daha kolay oldu kabinlerden. Birkaç dakikalık baştan savma bir çalışmayla üstesinden gelebildim tüm lavaboların. Yaptığım şeyin temizlik mi, yoksa banyoya savaş açmak mı olduğunu bilemiyordum. Ama ne önemi vardı ki? Güzel ve temiz göründüğü sürece, bunu nasıl yaptığım fark etmezdi bence. Lavabolardan sonra ise işin en zor kısmı vardı; duvarlar ve zemin... İlk olarak duvarları halletmeye karar vermiştim, bunu da pratik bir yolla yapmaya. Bir hortumun ucunu musluklardan birine dikkatle yerleştirip suyu açtım, bunu ilk yaptığım an kendim de dahil her yeri ıslatmayı becermiştim. Daha sonra hortumun hakimiyetini sağladığımda ise, onu tek tek duvarlara tutarak duvarlardaki kirlerin akmasını sağladım. Kirler aktıktan sonra zemin daha da kötü görünmeye başlamıştı gözüme, ama bu sorun bekleyebilirdi. Banyonun zemini bir sonraki aşamaydı, ve son aşama. Ondan sonra hepsi bitecek, bu işkence sona erecekti. Tüm duvarları tek tek özenle yıkayıp kiri akıttıktan sonra musluğu kapatıp hortumu kaldırdım. Şimdi sıra paspastaydı. Genelde silah olarak kılıç veya gürzü tercih ederdim ama, banyodayken bu silahların bana bir faydası dokunmazdı; buradaki silahlarım su ve temizlik araç gereçleriydi. Paspası alıp ıslattım ve zemini silmeye başladım. "Kamptakiler bu halimi görse ne derlerdi acaba?" diye düşünmekten alıkoyamıyordum kendimi. Çünkü ben bile bunu komik buluyordum, diğerleri -özellikle beni sevmeyenler- bunu çok güzel bir alay konusu olarak algılayabilirlerdi. Tabii ki böyle bir fırsat asla ellerine geçmeyecekti... Birkaç dakika sonra zeminde kirden, çamurdan eser kalmamıştı. Kendimle ve temizlik yeteneklerimle gurur duyarak eserime baktım, gerçekten de bu işi kıvırmıştım. Tek sorun, elbiselerimin temizlik esnasında sırılsıklam olmasıydı...
"Senin banyoyu temizleyeceğini sanıyordum?" dedi Amanda salona girdiğimde. Gülmemek için kendini zor tutuyor gibiydi. "Elbiselerinle duş alacağını değil."
"Geç bakalım dalganı..." diye fısıldadım en tehditkar ses tonumla. "Şimdi bizi bekleyen işleri duyduğunda da böyle gülebilecek misin acaba?"
"Neymiş o işler?" diye sordu Kristen heyecanla.
"Kristen, sen temizlik ve ortalığın düzenlenmesiyle ilgileneceksin. Amanda sen ise, hımmm... Ben gelene kadar salonu süsleyecek, elinden geldiğince güzel görünmesini sağlamaya çalışacaksın."
"Bir dakika." diye araya girdi Amanda. "Sen nereye gidiyorsun bakalım?"
"Kamp marketine." diye cevapladım onu. "Süsleme için daha çok malzeme alacağım, ben gelene kadar da sen elinde olanlarla bir şeyler yapabilirsin diye umuyorum." diye ekleyip cevap vermesine fırsat bırakmadan kapıya doğru yürümeye başladım. Şimdi kamp marketinden ihtiyacım olan şeyleri alıp, kulübeyi mükemmel bir görünüme sokacaktım. Eh, en azından planım buydu.

Misafir

Odayı süsleme işi tamamen bana kalmıştı. Ama hala gülümsüyordum. Adrian o halde markete gitmek için evden çıkmıştı. Kris'e gülümseyerek '' Umarım Lucy onu bu halde görmez.'' dedim. Birlikte biraz güldükten sonra işe başlamanın zamanı geldiğini düşünerek şöyle bir bakındım. Kris etrafı toplamaya başlamıştı. Bana verilen görev ise etrafın güzel gözükmesini sağlamaktı. Bu noktada kendi zevkim işe karıştığı için gerçekten çok şanslıydılar. Nede olsa Afrodit kızı kadar modayı takip eden bir Ares kızıyım. Aslında markete benim gitmem daha iyi olacaktı. Ama ne yapalım , Adrian'nın zevki de iyidir. Kris koltukların üzerini düzenledikten sonra New York'tan aldığım siyah örtüleri almak için odama gittim. Zaten uzun bir süre burada olmadığım için odam gayet normaldi. Biraz toz alırsam bütün sorun ortadan kalkacaktı. Örtüleri ütüledikten sonra koltukların üzerine güzelce serdim. Oldukça sade ve şık gözüküyorlardı. Zaten benim zevkim de buydu. Şık ve sade...
Yerdeki kilimi alarak kapıdan silkeledim. Çalışma masasının üzerindeki kağıtları , kitapları düzgünce dolaba yerleştirdim. Kitaplıktaki kitaplarında tozlarını aldıktan sonra iş tamamen süslemeye geçmişti. Bir sürü biblo yerleştirdim masanın üzerine. Tabi bibloların hepsi silah şeklindeydi. Arada küçük gerçek silahlarıda yerleştirmiştim. Herhangi bir tehlikeye karşı lazım olabilirdi. O sırada Adrian geldi.

Konu: Geri: Kulübe Temizliği - 7 Perş. Ara. 09, 2010 6:58 am

Amanda ile birbirimize baktık. Amanda '' Umarım Lucy onu bu halde görmez.'' demişti bana gülümseyerek. Kendimi gülmemek için zor tutuyordum ama sonunda gülmeye başladım... "En iyisimi ben işe başlayayım" diye düşündüm ve işe koyuldum Amanda hala gülmekle meşguldü. Koltukların üzerini düzelttim. Yastıkları da elime aldım ve teker teker hepsini kabarttım. Yerine yerleştirmeden önce Amanda'nın salonda olmadığını farkettim. Derken Amanda salona elinde ütülü ve siyah örtülerle geldi. Yastıkları yere bıraktım ve ona örtüleri sermesini bekledim. Ona yardım etmek aklıma bile gelmemişti...O serdikten hemen sonra yastıkları yerden alıp yerlerine yerleştirdim. Eh, artık salonun yerlerini süpüre bilirdim. Amanda kitaplıkların tozunu alıyordu. Paspası bulduktan sonra hızlıca yerleri sildim. Paspası yerine koydum etrafıma şöylece bir baktım ve Adrian'ı gördüm. Ellerinde bir sürü süs malzemesi vardı. Amanda benim yanıma geldi ve Adrian'a "Hah sonunda geldin...Biz bütün işi bitirelim sen de..." "Ama bu halde ya beni biri görseydi?" diye itiraz etti Adrian. "Lucy'den mi söz ediyorsun? Onun gözleri hep Ares kulübesindeydi. Muhtemelen seni de görmüştür." dedim alaycı alaycı. Şaka yapmıştım gerçi. Ben nereden bileyim ki kızın kulübeyi gözetleyip gözetlemediğini...Ama Adrian sinirlenmişe benziyordu. Pis pis sırıtıyordum,Amanda da tabii.Şimdi gerçekten kızmıştı ve üsüme dogru yürüyordu.Bir adım geri gittim ve "Ş-şaka yaptım kardeşim onun dersleri vardır seni niye gözetlesin ki hem-" Elimle ağzımı kapadım, gittikçe batıyordum.Bir kaç adım daha geriledim ve "Eee... yani demek istediğim-" Amanda lafa girdi konuyu değiştirmek için "Adrian şu salona bir baksana nasıl olmuş?Bence onlara gerek kalmadı." dedi elindekileri göstererek. O an ona minnettar olduğumu göstermek için ona "süpersin" işareti yaptım. Amanda Adrian'ın arkasına geçip kafasını salona doğru çevimeye çalışırken bana göz kırptı. Adian odayı süzdü ve "Hımmm... Fena degil... Ama yine de idare eder" dedi "İdare eder mi ? Kolay mı sanıyorsun? Sen yapsaydın o zaman..." dedim içimden .Amanda yanıma geldi ve "Bana borçlusun" diye fısıldadı.Güldüm. Ama o çoktan başını çevirmişti. Ben de Adrian beni tekrar hatırlamadan olay yerinden ayrılmaya karar verdim. Hem eğer temizliği beğenmezse onu hiç çekemezdim.

[Rp Sonu]

Konu: Geri: Kulübe Temizliği - 7 Cuma Ara. 10, 2010 3:14 am

Değerlendirmede.

» Kulübe Temizliği-3
» Kulübe Temizliği-5
» Kulübe Temizliği :(
» Kulübe Temizliği - 6
» Kulübe Temizliği